Atilla YAYLA
Kürt meselesi Kürt vatandaşların hak ve özgürlükler bakımından haksızlığa maruz bırakıldıklarına, Kürt olmayan vatandaşlara (yani Türklere) nispetle ikinci sınıf vatandaş muamelesine tâbi tutulduklarına inanmalarına ve siyasal sisteme karşı buna göre pozisyon almalarına verilen genel bir isim. Bu algının tamamen yanlış ve temelsiz olduğunu hiç kimse söyleyemez. Bunu söylemek tarihî, sosyolojik realiteleri inkâr etmek ve Kürt meselesinin hiçbir sosyal tabanı olmadığına inanmak anlamına gelir. Siyasal sistem içinde bu tür negatif ayrımcılıkların yapılmasına yabancı değiliz. Yakın tarihlere kadar dindar Müslümanlar benzer bir pozisyonda değil miydi? Aleviler hâlâ benzer bir pozisyon içinde sıkış(tırıl)mış değil mi? Açık ki negatif ayrımcılık bu ülkede karşımıza ender çıkmıyor.
Yukardaki tespit doğruysa Kürt meselesini anlamak ve çözmek için bir taraftan demokrasinin genel ilkeleri açısından Kürtlerin durumunu diğer taraftan Kürtlerin taleplerini incelemek gerekir. Bu yapıldığında Kürt meselesinin birkaç ayağı olduğu görülür. İlki, Kürtlerin kültürel hak talepleridir. Her topluluk gibi Kürtler de dillerini, kültürlerini ve geleneklerini koruma ve yaşatma hakkına sahip. Kürt dilinin hayatta ve eğitimde kullanılması tartışılamaz. İkinci grupta mahallî toplulukların kendi kendilerini idare etmeleri gelir. Bunun pratik anlamı kasaba ve şehir halklarının kendi mahallî idarelerini kendi içlerinden birilerinin gerçekleştirmesidir. Bu da temel bir haktır ve tartışma konusu yapılamaz. Üçüncü grupta genel siyasî sistem içinde eşitlik ve siyasî katılım gelir. Kürtler diğer vatandaşlar gibi egemenliğe ortak olmalı, ondan dışlanmamalıdır. Ayrıca herkesle eşit olmalıdır. Bu da ülkenin anayasasının etnik bir temele dayandırılmamasını ve Kürtlerin siyasî hareketlerinin diğer siyasî hareketlerin sahip olduğu hak ve imkânların bir eksiğine veya bir fazlasına değil aynısına sahip olmasını gerektirir.
Türkiye 1980'lerin ortalarına gelindiğinde bu alanların üçünde de çok gerideydi. Anayasa ırkçı sayılabilecek bir vatandaşlık tanımı yapmaktaydı ve hâlâ öyle. Üstelik Anayasa'nın bu düzenlemesi nominal bir düzenleme olarak kalmamış hayata da aktarılmıştı. Kürtlerin varlığı reddedilmekte, dillerinin eğitim ve yayın dili olmasına izin verilmemekte, Kürtler ancak kendi kimliklerini gizleyerek veya asal öne çıkartmayarak siyasete katılabilmekteydi. Bütün bunlar bize tek parti diktatörlüğünden mirastı.
Demokrasiye geçilmesiyle birlikte bütün bu yanlışlıklar bazen yavaş bazen hızlı, bazen iki adım ileri bir adım geri temposunda değiştirildi. Kürtçe sosyal hayatta her türlü yasaklamadan kurtuldu. Bir yayın dili hâline geldi. Eğitime de önce Kürtçe eğitimi sonra özel okullarda Kürtçe dilinde eğitim olarak girdi. Taban olarak Kürtlere dayanan bir parti bugün ülkenin dört büyük siyasî hareketinden biri hâline geldi. Cumhurbaşkanlığı seçimine eşit şartlarda katıldı. Meclis'te güçlü bir grubu var; koalisyon hükümetlerinin ortağı bile olma imkânına sahip. Güneydoğu'da bazıları büyük şehir olmak üzere 102 belediye bu partinin mensuplarının elinde. Kısaca, daha yapılacak şeyler olmakla beraber Kürt probleminin çözümünde çok mesafe almış durumdayız.
Bu şartlar altında Kürt toplumu adına şiddet kullanılması meşru ve makul karşılanamaz. Şüphe yok ki, hiç kimse yukarda sayılan ilerlemeleri yeterli görmek zorunda değil. Çok daha fazlası talep edilebilir. Ancak, mesele bunların nasıl talep edileceğidir.
Demokratik siyaset yolları kapalıysa silaha başvurmak meşru olabilir. Ancak, her türlü demokratik kanalın kullanılabildiği yerde silah kullanmak meşru olmaz. Bana göre isteyen Kürtler ayrı bir federasyon, hatta bağımsızlık taleplerini dahi dile getirebilmeli. Ancak, amaçlarına demokratik yollarla ulaşmaya çalışmalı. Siyaseti araç olarak kullanmalı. Taleplerini zorla kabul ettirmeye kalkışmamalı, onların haklı ve meşru olduğuna hem tüm Kürtleri hem de toplumun diğer kesimlerini inandırarak mesafe almalı.
PKK ne yazık ki son zamanlarda bu çizginin iyice dışına çıktı. Hak talebinin aracı olmaktan ziyade Türkiye'de ana belirleyici ve bölgede başlıca aktörlerden biri olma peşinde. Kısaca bir güç oyunu oynamak istiyor. Güç zehirlenmesine uğramış. Bu onu başka güçlerle ittifak yapmaya itiyor. Erdoğan düşmanlığından dişini sıkan çevreler bu yüzden PKK'nın sırtını sıvazlıyor. Bunların yarın şartlar değişirse o sırta kurşun sıkacaklarına şüphe yok. Dünyadaki ve bölgedeki güçlü devletler de (ABD, Almanya, İngiltere ve İran) PKK'dan istifade etmek istiyor. PKK ise onlarla kalıcı bir ittifaka girdiğini zannediyor. Bu ittifakın meşruiyeti bir tarafa, tarihe göz atıldığında bu tür ittifaklarda asıl kullanılanın PKK gibi gruplar olduğu açıkça görülüyor. Bu sefer de aynısının olmaması için bir sebep yok.
Ancak, PKK içine düştüğü kirli ittifakların ve iktidar oyunlarının Kürtler tarafından görülmeyeceğini zannediyorsa çok yanılıyor. Kürt toplumundaki siyasî bilinç PKK'nın ne tür oyunlara girdiğini görmeye yetecek seviyede. PKK silahı kayıtsız şartsız bırakıp demokratik siyasete yönelmeli. Bunu yapmazsa tabanın eridiğini ve sadece Türkler değil Kürtler arasında bile bir nefret objesi hâline geldiğini görmesi çok kuvvetli bir ihtimâl.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019