Birgül HAKAN

Bayramdan kalan izler
20.10.2013
2062

 Duyarlılığın tanımını yapmak kolay değil. Çoğu zaman,başkalarının yaşadıklarıyla kendimizi özdeşleştirmeyi duyarlılık olarak adlandırma eğilimindeyiz.

İnsanların zaaflarında daha kolay buluştuklarına ben inanıyorum.

Ancak bana göre bu buluşma, bir insanın bir başkasında kendisini yaşamasını tanımlayan özdeşleşmeyi değil,insanların tümünün,farklı içeriklerde ve çok daha derinlerde yaşadığı acıların, bazen de sevinçlerin buluşabildikleri alanları tanımlıyor.
 
Üretilmiş acılarla özdeşleşilebilir, ama duyarlılığımıza ulaşamazlar.
Ne var ki, insanların çoğu birbirlerinin derinlerinde değil,üretilmiş acılarında buluşma eğilimindeler.
Acılarımızı yansıtan durumları bir başkasında gördüğümüzde, kendimize verilmiş olmasını beklediğimiz desteği ona vermeye çalışmak, duyarlılıktan farklı bir olgu bence.
 
Çünkü duyarlılık, başkalarının hissettiklerini kendimizle karıştırmadan hissedebilmemizi tanımlar. 
Bence başkalarının hissettiklerini hissedebilmemiz, bizim de kendi iç dünyamızla ilişkimizi olabildiğince yalın bir biçimde yaşayabiliyor olmamızı gerektirir. 
Duyarlılık, yalnız duyguları değil, sezgileri ve sağduyuyu da içerir, çoğu zaman sözcüklere gerek duyulmadan.
 
Derinimizden kaynaklanan yaşantıları ifade etmede sözcükler çoğu zaman yetersiz kalıyor, hatta bazen onları yok edebiliyor, şu anda anlatmak istediklerimi dile getirmeye çalışırken bir şeyleri indirgemekte olduğumu sezmem gibi;belki bunu bazı şairler aşıyor olabilirler.
 
Ama günlük hayatımızda  hepimiz kendimizi sözcüklere hapsetmeye  şartlanmışız,her şeyin adını koymaya çalışarak,(şu cu, bu cu,gibi) birbirimizin ruhunu ve beden dilini algılamayı engelleyen,anlam taşımayan “gürültüler” çıkarıp içinde kaybolarak.
 
Daha sonra saldırı ve tacizde sınır tanımıyor insanlık ne acıdır ki kendi inandığına inandırmak istiyor,kendi değerlerine inanmanı bekliyor,kendi inanışını anlamlı bulurken karşısındakinin algısına hiç değer vermiyor.
Üstelik, günümüz insanı, ikiyüzlü üst sistemlerin dünyasında sıkışıp yalınlığından bu kadar uzaklaşmışken, kendini ya da başkalarını hissederek algılayabilmesi nasıl beklenebilir ki?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar