Bülent KORUCU

Ne siyaset ne cemaat, tam bağımsız yargı
3.10.2014
1605

 AK Parti hükümeti, kamuoyuna kabul ettirmekte zorlanacağı şeyler için kullanışlı bir formül buldu.

Daha doğrusu, önceki devletlûların araçlarını kendi diline ve önceliklerine adapte etti. Evvelki vesayet yapıları da bir “iç düşman” tanımı yapardı. Tehdit algısını pekiştirmek üzere düşmana destansı yetenekler izafe ederdi. Halk yeterince korktuktan sonra o iç düşmanla mücadele kapsamında layüsel biçimde adımlar atılırdı. AK Parti de “paralel” diye bir öcü tarif etti ve “onunla mücadele ediyorum” iddiasıyla devleti yeniden kurguluyor. Asıl hedefi ise iktidarını mutlaklaştıracak toplumu inşa etmek.

Bunun en somut örneği eğitimde yaşanıyor. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, “paralel”in “insan kaynağı” olduğuna inandığı dershaneleri bitireceğini söyledi. Bir yandan hukuka aykırı yasak kararı çıkarılırken, öte yandan eğitim sistemi baştan ayağa dizayn ediliyor. “Dershaneye ihtiyaç bırakmayacak okul” hedefinde geldiğimiz nokta tam bir kaos. Sadece İstanbul’da 1200 okul, müdürsüz eğitime başladı. On binlerce öğrenci yerleşme mağduru. Eğitim yılının üçüncü haftasında, hâlâ okulsuz öğrenci, kapasitesinin iki-üç misli kayıt gönderilmiş veya öğretmensiz-yöneticisiz okulları konuşuyoruz. Ve kadrolaşma tırpanından ne sosyal demokratlar ne de milliyetçiler kurtulabildi.

Emniyet Teşkilatı da farklı değil. Sırf 17 ve 25 Aralık gibi yolsuzluk operasyonları bir daha olmasın diye binlerce polis, sürüldü, meslekten atıldı ve uzmanlık alanı hiçe sayılarak alakasız alanlara kaydırıldı. Güvenlik tehdidi had safhada, uyuşturucu hiç olmadığı kadar yaygınlaştı. Güneydoğu’da PKK’nın en rahat günleri yaşadığını örgüt yöneticileri söylüyor. Örgüte katılımın rekor düzeyde olduğunu bizzat yöneticileri söylüyor. Yakın ve açık bir tehlike olan IŞİD’in içimizdeki uzantılarının ne yapacağını kestirmekte zorlanıyoruz. Bunları takip eden birimler dağıtıldı. İstihbarî dinleme hukuka rağmen suç gibi sunuluyor. Herkes gölgesinden korkuyor, “paralel ihbarcılığı” almış başını gidiyor.

AK Parti, aynı senaryoyu şimdi de yargıda sahnelemek istiyor. Yolsuzluk soruşturmalarını yapan savcılar medya linçine muhatap edildi. Ortam müsaitleşince tenzili rütbe ve sürgünle cezalandırıldılar. Açık yüreklilikle “yolsuzluk yok” diyen çıkmıyor; ama bunlar paralel! Paralelle mücadele için anayasa ve temel hukuk normlarına aykırı biçimde ‘proje’ mahkemeler kuruldu. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu (HSYK) dizayn etmek üzere kanun çıkarıldı. Anayasaya aykırılığı açıkça biliniyordu, nitekim Anayasa Mahkemesi tereddütsüz iptal etti. Önümüzde HSYK seçimleri var. Paralelle mücadele adına her şeyin mubah olduğu bir süreç yaşanıyor. AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, istedikleri liste seçimi kazanamazsa gayri meşru sayacaklarını söylüyor. Referandum hesapları yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, B ve C planları bulunduğunu “tarafsız” bir dille “uçak gazetecileri”ne aktarıyor.

Çok açık ve net: Yargıda herhangi bir cemaatin, tarikatın, mezhebin hegemonyası kabul edilemez. Doğru değil, mümkün olduğu da söylenemez. Bu, hayatın olağan akışına aykırı bir iddia. 2010’dan önce Yargıtay ve Danıştay’dan gelen üyelerin tekelinde olan HSYK’nın bütün kadrolara paralelleri doldurduğu tezine ancak fanatikler inanır. Yargıtay genel kurullarına uzanan yüksek yargı zincirinin bütün halkalarının işgal edildiği ileri sürülüyor.

Mevcut HSYK da paralel suçlamasına muhatap ama Erdoğan’ın istediği bütün atamalar gerçekleşti. 40’a yakın başsavcı tenzil yedi, 2224 savcının yeri değişti. Hükümet gazeteleri yalınkılıç “cephe”de. Yargıtay ve Danıştay’daki seçimler tamamlandı. Hayatını sosyal demokrat çizgide yaşamış adayları ‘kripto cemaatçi’ diye yaftalıyorlar. Milliyetçi olana bu levhayı asmak haliyle daha kolay. Biat etmemiş herkes bu suçlamayla yok edilmeye çalışılıyor. Yandaş medya isim ve fotoğraf yayınlayarak yargısız infaz yapıyor. “Paralel öcü”sü bahane edilerek parti devletine giden yoldaki en önemli aşama böylece geçilecek. ‘Ak yargı’ için gün sayanlar var.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar