Elif ÇAKIR
Hiç tartışmasız 16 Nisan referandumun ortaya koyduğu bir gerçek 2019 seçimlerinin AK Parti için de kolay olmayacağı. Öyle görünüyor ki, terazinin kefesinde olanca ağırlığı ile 15 yılın seçim şampiyonu olan Erdoğan bile olsa sonuç değişmeyecek!
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin başına geçtiği günden bu yana ısrarla “2019 seçimleri zor geçecek, işin şakası yok” diyor. AK Parti iktidarları döneminde hiç karşılaşmadığımız şekilde, Erdoğan bir yandan kamuoyu önünde teşkilatlarına yönelik ağır eleştirilerde bulunmaya devam ediyor bir yandan da teşkilatlardan istifalar geliyor.
Bir partinin yönetimi, teşkilatlarında istediği şekilde ve istediği zamanda görev değişikliğine gidebilir. Başarısız bulduğu veya herhangi bir sebeple artık çalışmak istemediği bir yöneticisini görevden alabilir ve neden böyle bir değişikliğe gittiği hususunda da kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmak zorunda değildir. Ancak belediyelerde durum böyle değildir. Parti yönetimi, seçimle gelmiş bir belediye başkanını ne “metal yorgunu” sebebiyle ne de başka bir sebeple bu şekilde görevden alamaz.
Hatta o belediye başkanı Melih Gökçek bile olsa “istifaya” zorlanamaz ve bu şekliyle görevden alma olmaz. Her ne kadar belediye başkanları, partileri tarafından aday gösterilmişse de, halkın seçtiği oylarla göreve gelmişlerdir. Tam da bu yüzden partilerin genel seçimlerde aldıkları oylar ile yerel seçimlerde aldıkları oylar arasında fark vardır.
Zira seçmen yerel seçimlerde beğenmediği, hizmet etmeyeceğini düşündüğü belediye başkan adaylarına oy vermez. Meseleyi daha net anlayabilmek adına partilerin yerel seçimlerde ve genel seçimlerde aldıkları oy oranlarını karşılaştırınız.
AK Parti’nin siyaset tarihine, belediye başkanlarını bu şekilde istifa ettiren bir parti olarak geçmesi büyük talihsizliktir. Çünkü belediye başkanlarının görevden alınmalarında yürüyecek hukuki süreç bellidir. Eğer AK Parti belediye başkanlarını istifa ettirerek tabanına bir “değişim” mesajı veriyorsa ve bu istifaların oylarını artıracağını düşünüyorsa vahim bir hata içinde demektir.
AK Parti’ye 2019 seçimlerini kazandıracak bu hamleler değildir. Bilakis belediye başkanlarının istifaya zorlanması, Melih Gökçek’i bile birçok kesime daha sevimli gösterirken, AK Parti’nin demokrasi ve sandığa olan saygısını tartışılır hale getirir.
Belediye Başkanlarını istifaya zorlayan CHP olsaydı, biz bugün neyi tartışıyor olurduk?
Ben bu yazıyı yazarken Bülent Turan “kimse makamlara yapışıp kalmamalı” diyordu. Mesele makamlara yapışmak değil, mesele makamlara getiren irade ve istifaya zorlayan irade. Mesele demokratik mi değil mi?
HATANIN TELAFİSİ İÇİN NE YAPILACAK?
Yeniden partisinin başına geçtiğinden günden bu yana ‘teşkilatlarına’ yönelik ağır eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç gün önce katıldığı Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi’nde bu kez oldukça önemli, oldukça ciddi bir özeleştiride bulundu. Dedi ki:
“Bazı şehirler vardır, iyi yazılmış bir kitap gibidir; okumaya, anlamaya, onu yaşamaya doyamazsınız. İstanbul’un her sokağında saklı bir tarih, asırlık bir tecrübe vardır. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik. Biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum. Adeta kibrit kutularının ölçülerini aşacak şekilde benzer taş yığınlarının olduğu, estetikten, incelikten ve köklü medeniyet değerlerinden yoksun ve tek düze bir mimarı anlayışının giderek yaygınlık kazandığını görmekten üzüntü duyuyorum.” (21 Ekim 2017)
Peki, şöyle söyleyip de defteri kapatalım mı:
A) Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten kendisine yönelik bir özeleştiri yaptı, kendi payına düşen şekliyle hatasını kabul etti. Mesele kapanmıştır.
B) Hayır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en azından İstanbul’a dair bundan sonrası için ne düşündüğünü, hatanın telafisi için bundan sonra ne yapacağını da paylaşması gerekiyor.
Bence B şıkkı.
İstanbul telafisi mümkün olmayacak bir garabette beton yığınına dönüşmüş durumda. 1990’lı yıllarda İstanbul’a yakışmayan gecekondulaşmayı ve kaçak yapılaşma sorununu tartışıyorduk. Bugün İstanbul’un siluetini bozan, tarihi dokusuna zarar veren gökdelenleri ve hiçbir estetik kıymeti olmayan, biçimsiz, şekilsiz binaları tartışıyoruz.
Erdoğan’ın yeni evlenen çiftlere “4 çocuk” tavsiyesi güzel, peki çocukların oynayacağı sokaklar konusunda neler düşünülüyor? Mesela, bundan sonraki belediye başkanı şunu mu yapacak? Çocukların AVM’ler yerine çimenlerinin üstünde özgürce koşabileceği, oynayabileceği alanlar mı yapacak?
Merak ediyorum, 24 yıllık İstanbul yönetiminde ve 15 yıllık AK Parti hükümeti döneminde neden bir Gülhane Parkı yapamamıştır? 20 yıl öncesinde İstanbul’da kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı 5.2 metrekare iken bugün kişi başına düşen yeşil alan miktarı 500 cm! Ali Sami Yen stadyum alanı bu ihtiyacı giderebilir, kişi başına yeşil alanı artıracak bir proje için tercih edilemez miydi?
Bugün İstanbul’un neredeyse şiddetli yağan yağmurda sele teslim olmasına yol açan yanlış kentleşme politikaları için neler yapılacak mesela? Sonuçta İstanbul’un afetlere açık hale gelmesinin sebeplerini tartışmalıyız.
Sonuçta zararın neresinden dönülürse kardır. Eğer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu özeleştirisi sadece söylemde kalmayacaksa kıymetlidir.
Türkiye’nin demokrasi, hukuk, özgürlükler sorunu kadar önemli meselelerinden biri de kentleşme sorunudur. Sadece İstanbul’un sorunu değil. Zira düzenli ve planlı bir kentleşme şehirde yaşayanların yaşam standartlarını yükselttiği gibi temel ihtiyaçlarını karşılamalarında da kolaylık sağlar.
Bir şehrin gelişmişliği görgüsüzce, plansızca yüksek binalarla, gökdelenlerle olmaz. Şehirlerin ruhlarını öldürmemek lazım. Kıymetli olan, kentlerinin mirasını koruyarak, şehirlerin medeniyet birikimlerini muhafaza ederek, yaşanabilir şehirler inşa edebilmektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024