Elif ÇAKIR
Sedat Peker 2 Mayıs gününden beri yayınladığı videolarda ve sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda onlarca isme ve kuruma yönelik ciddi suçlamalarda bulundu, bulunmaya da devam ediyor.
AK Parti’nin iktidara geldikten sonra yaptığı ilk önemli ‘icraat’lardan biri Salih Kapusuz’un 24 AK Parti milletvekiliyle birlikte yolsuzlukların sebeplerinin, sosyal ve ekonomik boyutlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi için Meclis araştırması açılmasına yönelik verdiği önergeydi.
Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek 7 Ocak 2003 tarihinde TBMM’de yaptığı konuşma da yolsuzlukların araştırılması için Meclis Araştırması Komisyonunun gerekliliğini şöyle anlatmıştı:
“Hukuk, kendisinden korumasını istediğimiz ve beklediğimiz adaleti yok etmeye yönelmemelidir. Hukuk, adalet terazisinde tartılmalı... Devletin de hukuk süzgecinden geçmesi gerekir ki, sonuçta vardığımız nokta hukuk devleti olsun. Eğer, bir ülkede hukuk soygun aracı haline geliyorsa, orada ciddî tehlike var demektir; o sebeple, hukuk, soygun aracı haline de gelmemelidir, bu, insanlık tarihinin şahit olduğu en menfur yozlaşma olur.”
***
Peker, sosyal medya hesabından yaptığı son paylaşımda “FETÖ Borsası” hakkında çok ciddi iddialarda bulundu. Siyasetçiler, gazeteciler, emniyet, yargı ve MİT mensuplarından oluşan bu yapının, FETÖ soruşturması kapsamında yargılanan, mal varlıklarına el konulan iş insanlarının dava dosyalarını para karşılığında kapattırdıkları ve sicillerini temizlettirdikleri kamuoyunca da biliniyor.
Yargı mensuplarıyla ilgili yolsuzluk iddiaları var. İktidar siyasetçileriyle ilgili ayyuka çıkmış iddialar var. Mafya siyaset ilişkileri hakkındaki iddialar ayyuka çıkmış durumda.
Sedat Peker’den 10 bin dolar maaş aldığı iddia edilen bir milletvekili var. İçişleri Bakanı Soylu söyledi ancak hala bunun kim olduğu bilinmiyor.
Sezgin Baran Korkmaz kara para aklama suçuyla Avusturya’da ABD’nin talebiyle tutuklandı. Kimi iktidar siyasetçilerinin ve bürokratlarının hatta Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarının ismi SBK ile çıkar ilişkileri içine girdiği iddia ediliyor.
Yargı bir türlü harekete geçmiyor. Yolsuzluklarla mücadele vaadiyle iktidara gelen AK Parti ve Erdoğan sessizliğini koruyor.
***
Sayın Çiçek’in konuşmasına dönelim. Yolsuzluk denilen hadisenin aysberg gibi olduğunu söyleyen Çiçek diyor ki:
“Yolsuzluk dediğimiz olay, aysberk gibi bir olay; bunun, suyun üstünde olan kısmı var, suyun altında olan kısmı var, sistemden kaynaklanan kısmı var; insandan, yönetimden ve siyasetten kaynaklanan kısımları var. Bunların hepsini bir bütün içerisinde değerlendirmek ve sonuçta, bir iyi noktaya birlikte varmamız gerekiyor.”
Yargı harekete geçmiş olsa doğrunun yanlışın, yozlaşmadaki derinliğin ne olduğu da ortaya çıkacak.
2003’te yolsuzlukların araştırılması için Meclis’e önerge veren AK Parti bugün CHP’nin teklifini geri çeviriyor.
Cemil Çiçek’in şu sözleri ne kadar tanıdık gelecek:
“Özellikle büyük yolsuzlukların olduğu iddia edilen Hazineyle ilgili, bankalarla ilgili bir kısım sorulara, her defasında ‘bunlar ticarî sırdır’ denilmek suretiyle -birçok alanda istismar var; ama, herkes onu biliyor- en çok istismar edilen konuların başında, bu sır kavramı geliyor. Neyi soruyorsanız, hangi bankadan, kime ne kredi verdiniz; otomatik olarak size cevap geliyor: ‘Bu sırdır, ticarî sırdır açıklayamayız’ Bu sırrın da sırrını çözmemiz gerekiyor.”
Sizin de aklınıza hemen Ziraat Bankası’nın Demirören’e verdiği kredilerin ne olduğu sorusu geldi değil mi?
AK Partili bir milletvekilinin “açıklanması ekonomiyi kötü etkiler” açıklaması kayıtlara geçti.
Ve dün “ticari sır” söylemini eleştiren AK Parti’nin bugün aynı argümana sarılmış durumda olması ne kadar vahim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin MYK toplantısında Sedat Peker’in iddialarının ciddiye alınmaması gerektiğini söylemiş... AK Parti MYK’sındaki isimler hatta milletvekilleri ciddiye almayacaklar ama ciddiye alan, AK Parti’ye yolsuzlukları yakıştıran kamuoyu ne olacak?
Sayın Çiçek yolsuzluk iddialarının toplumun tüm katmanlarında derin yaralar açtığını ve izler bıraktığını söylüyor.
“Bir toplumda çürümeyi başlatan ve o toplumu çökerten en büyük organize suç unsuru yolsuzluktur. Bu suç tek başına işlenmez, ona eşlik etmiş işadamları, siyasiler ve bürokratlar ve ortakları vardır. Her geçen gün, balina, paraşüt, bufalo, beyaz enerji, mavi akım, bankaların içinin boşaltılması, sosyal güvenlik kurumlarındaki vurgunlar, sadece ülke gündemini meşgul etmiş olmuyor, insanımızın hafızasını işgal ediyor, insanımızın psikolojisini bozuyor, âdeta insanımızın kimyasını bozuyor, ülkemize de büyük oranda, maalesef, zaman kaybettiriyor.”
Sayın Çiçek’e katılmamak mümkün mü?
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan ciddiye almıyor ancak ayyuka çıkan iddialar sadece AK Parti’den kopuşları sağlamıyor, iktidara güveni yerle bir ediyor, aynı zamanda toplumun psikolojisini de bozuyor.
Ülkemizde 20 binin üzerinde yargı mensubu var, 20 binin içinde Peker’in iddialarını ciddiye alan, Peker’in iddialarının doğru olup olmadığını merak eden, harekete geçen bir yargı mensubu yok.
Bu artık çürümeyle yozlaşmayla tanımlamanın bile ötesine geçmiş durumda.
CHP’li bir milletvekiliyle, belediye başkanıyla ilgili en küçük bir iddiada yıldırım hızıyla harekete geçen yargı, iktidar siyasetçileriyle, bürokratlarıyla ilgili bu kadar vahim iddialar karşısında neden harekete geçmiyor?
***
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ‘Mesleki Hayat Bağlamında Özel Hayata Saygı Hakkı Sempozyumu’ndaki konuşmasındaki şu sözleri, sanırım bu sorunun cevabını veriyor:
“Hukuk devletinde uzaktan kumandalı yargı da yargıç da düşünülemez. Yargı mensubu aklını kullanmak zorunda olan kişidir. Bu nedenle hakim ve savcılar, sadece akıllarını kullanırken cesarete ihtiyaç duyabilirler. Kant’ın belirttiği üzere kendi aklını kullanmaya cesaret edemeyenler, vesayet altında kalmaya mahkumdur, vesayet altındaki yargısal akıl ise adaleti tesis edemez.”
Sayın Arslan şöyle diyor:
“Mahkemelerin adaletin arayışına cevap veremediği bir yerde hukuk dışı arayışlarının ortaya çıkması kaçınılmazdır.”
Sedat Peker’in ortaya attığı iddialar bugün nasıl bir Türkiye tablosu ortaya koyuyor:
Devlet, mafya, siyaset, medya iç içe geçmiş, mafyalar, çeteler ülkede bir düzen kurmuşlar ülkeyi dört koldan sarmışlar.
İçişleri eski bakanı Mehmet Ağar’ın Yalıkavak Marina için yaptığı “Biz olmasak mafya çökecekti” açıklama, sürçülisan falan değil korkunç bir gerçeğin itirafıydı aslında.
***
Karar Tv’de Yıldıray Oğur ile birlikte yaptığımız programda dün iyi bir Ankara gazetecisi olan T24 yazarı Tolga Şardan’ı ağırladık. Sayın Şardan Soylu’nun dikkatlerden kaçan konuşmasını hatırlattı:
“Hatırlıyor musunuz İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Sedat Peker’in iddialarına cevap vermek için çıktığı bir televizyon programında elinde bir harita göstermişti. O programda Sayın Soylu 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar ülke genelinde 307 operasyonla 305 organize suç örgütünü çökerttiğini söyledi. Sadece Mayıs ayında ülke genelinde 17 bin uyuşturucuyla mücadele kapsamında operasyon yapılmış. ”
Sayın Soylu bunu bir başarı hikayesi olarak anlatıyor ancak bu çok vahim değil mi, ülkemiz adına?
Hangi ülkede ve nasıl bir ülkede bir ay içinde uyuşturucuyla mücadele için 17 bin operasyon yapılır?
17 bin operasyonun yapıldığı bir ülke nasıl tanımlanabilir?
305 organize örgütünün çökertildiği gerçeği aynı zamanda ülkemizde aynı zamanda 305 organize suç örgütünün varlığını teyit eder?
Bu kadar suç örgütü nasıl kendisine yer bulabilir?
Son iki aydır yaşananların bize söylediği acı gerçek şu:
Siyasal yozlaşmadaki son eşik kamu görevlileri ile mafya ve çeteler arasında ilişkilerin gelişmesidir ki son eşikteyiz. Politikacılar, üst düzey bürokratlar, emniyet, yargı mensupları özel çıkar temin etmek için mafyayla, aşiretlerle, çetelerle, yasa dışı örgütlerle işbirliği içine girdikleri görülüyor.
Mafyanın, çetenin birileri adına ihalelerde aracılık veya benzeri roller üstlenmeye başlaması yozlaşma virüsünün artık devleti entübe ettiğini ortaya koyar.
Acı ama ülkemizin gerçeği maalesef budur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024