Ergun BABAHAN

Sürgündeki Kürtler Affligem-Belçika
18.03.2015
1795

 Az miktarda ürettiği kaliteli biralarıyla ünlü Affligem, Brüksel’in gürültü ve kalabalığı yerine banliyönün sakinliğini seçmiş orta sınıf Belçikalılar’ın yaşadığı şirin bir kasaba. Şık binaları, temiz sokakları, restoran ve kafeleriyle dikkat çekiyor. Bir de Kürtleri ile…


Türkiye’nin Kürt yurttaşlarıyla yaşadığı sorunlar, köy yakmalar, işkenceler, uzun cezaevleri yıllarına dönüşünce Avrupa’nın her ülkesinde bir Kürt diasporası oluşmuş. Diyarbakırlı, Urfalı, Muşlu Kürtler ‘en kısa zamanda dönmek’ üzere çıktıkları sürgün yolculuğunda 15-20’yi geçen yıllarını doldurmuşlar.

Asmalı’da bir kadeh rakı, Boğaz’da bir yürüyüş özlemi içindeler ama bunun için barışın tam anlamıyla inşa edilmesini bekliyorlar. Erdoğan’ın barış süreci diye çıktığı yolda şapkasından hangi tavşanı çıkaracağına emin değiller çünkü.

Onlar, Belçika üzerinden bölgeye yayın yapan Nuçe TV için buradalar. Seçim öncesi benim de aralarında bulunduğum gazetecileri nabız tutmak için davet ediyorlar.

HEPSİNDE MEMLEKET ÖZLEMİ

Her hafta bir gazeteci gelip konuk oluyor. Programdan sonra kurulan masada herkes hayallerini, umutlarını, endişelerini, beklentilerini hiç bir sansür olmadan dile getiriyor.

Burada da başlıca endişe; HDP’nin baraj meselesi açıkçası. Erdoğan’ın tek adamlık rejimi kurmayı becerse bile bunu uzun süre yürütemeyeceği konusunda herkes hemfikir. Ama HDP barajı aşamazsa neler olur konusunda açıkçası kimsenin fazla fikri yok. Böyle bir opsiyonu düşünmek istemiyorlar bile.

Programın gidişatı, masadaki sohbet hep birlikte bir yaşamın en sağlıklı şekilde nasıl kurulabileceği üzerine. Kürtlerin Türkiye’den kopmasının öngörülemez acılara yol açacağını, tarihi bir fırsatın kaçacağını söylüyor herkes.

Kimi hüzünlü, kimi komik sürgün hikayeleri, birbirinden farklı sürgün öyküleri var. Gençler zamanlarının neredeyse tamamını kanalda geçiriyor ve 5-6 kişi aynı evi paylaşıyor.

Kürtçenin üzerine önce Türkçeyi, sonra Flamanca veya Fransızcayı eklemiş genç, orta yaşlı, orta yaşın üzeri sürgünler grubu… Hepsinin burnunda memleket tütüyor.

HUZURUN YOLU SAYGI!...

“Sulamasan da olur o fidanı/ Ağaç dikmesen de olur/ Boyu dizini bulmadan daha/ Dönecek değil misin sevinç içinde?..”

Bertolt Brecht’in şiirindeki ruh hali içindeler.

İnsanın dili, etnik kökeni, inancı nedeniyle kendisinden farklı insanlara yaptıklarının, hak aramanın bedelinin bazen ölmek, bazen de yerinden yurdundan olmak olduğu gerçeğinin somut örneği onlar. Aralarına Kobane’den Türkçeyi çat pat konuşabilen bir genç de katılmış. Güler ve aydınlık yüzüyle oradan oraya koşturuyor. Aklımıza yüz yıllarca bu topraklarda yaşamış ama bundan bir yüz yıl önce yok edilmiş Ermeni toplumu düşüyor. Büyüklerin o döneme ait anlattığı anılar düşüyor masaya.

Anadolu’nun insanlarının bir daha böyle acılar yaşamaması, barışa, huzura kavuşması, insana saygıdan geçiyor. İnsana saygı duyanlar eminim ki daha aydınlık bir Türkiye’yi birlikte kuracaklar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar