Hilâl KAPLAN
Farkındaysanız, hemen her hafta sonu öncesi, insanları sokağa çıkmaya teşvik edecek bir hadise yaşanıyor. Sokağın enerjisi tekrar yineleniyor.
En son Lice'de yaşanan acı olay, bölgeyi de bu dalgaya katma çabasını açık etti. Kürt siyasal hareketine eklemlenen Türk solcuları da bu çabaya açıktan destek veriyorlar. Hâlbuki mevcut hareketliliğin iki sonucu olabilir: Ülke, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar yönetilemez hale getirilir. Böylelikle çözüm masasının geleceği tehlikeye girer. Ya da bu yönetilemezliğin ucu en sonunda bir 'sivil darbe'ye çıkar ve çözüm masası tümden ortadan kaldırılmış olur.
Sivil darbe terimini bir oksimoron olarak algılayanların, 'Darbeyle falan ne işimiz olur?' diye soranların 28 Şubat tarihine göz atmalarında fayda var. Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'nın Ertuğrul Özkök'e verdiği özel röportajda söylediği ve Hürriyet'in de manşetten gördüğü 'Bu kez sivil kuvvetler halletsin' ifadesi, sivil darbenin kodlarını özetler nitelikteydi.
Sermaye çevreleri ve güdümündeki medya, akademi, sanat dünyası ve sivil toplum örgütleri hep beraber 28 Şubat sürecinin zeminini oluşturmuşlardı. İlk bakışta hepsi sivildi, hepsi duyarlıydı ama darbeyi çağıran da onlar olmuşlardı. Askerin gelip olaya el koymasını mümkün kılmış ve daha önemlisi gerekli göstermişlerdi.
Şu anda da sokaklara çıkanların içerisinde böyle bir senaryoya karşı duracak ve bu sefer #direndemokrasi diyecek isimler olsa da, hatırlarsanız 28 Şubat'ta da 'Ne darbe, ne Şeriat' sloganlarını atan 'demokrat'lar mevcuttu. Ve onların darbeye direnen sloganlar atmasının bir karşılığı olmadığını hep beraber müşahede etmiştik.
Gezi Olayları'nın tırmandığı ilk günlerde İstanbul'daki Başbakanlık Ofisi ile Ankara'daki Başbakanlık Binası'na ve Başbakan Erdoğan'ın Keçiören'deki evine yürüyenler bu türden bir senaryonun hayata geçirilmek istendiğini izlenimini veriyor. Özellikle Yeni Şafak'ın 'Başbakan'ın evine 125 metre kala' haberindeki manzara bana 2002'de Chavez'e yapılan 'sivil darbe'yi hatırlattı.
Sivil dikta söyleminden itibaren önce otoriter, sonra despot ve tiran, ardından sultan ve en son diktatör diye yansıtılan Başbakan Erdoğan'dan farklı olarak, Chavez'e otoriter demek için elde pek çok sebep vardı. Yasal düzenlemelerden yurt dışına sürülen muhaliflere kadar listeyi uzatabiliriz. Medya ve uluslararası medya ise bunu diktatörlük üzerinden işliyordu. Ancak Chavez'i silah zoruyla devirip yerine bir teknokratlar hükümeti getirilmesi mi demokrasiye hizmet edecekti?
Venezuela'daki sivil darbenin son aşamasında, Başkanlık Sarayı göstericilerce basıldı. Ordu 'Venezuela bir cumhuriyettir. Ordu olarak halkına ateş ettiren bir diktatörü desteklemiyoruz' diye bildiri yayınladı. Chavez askerlerce gözaltına alındı, yerine bir iş adamı ve aynı zamanda bizdeki TÜSİAD'ın muadili sayılabilecek işveren sendikası başkanı Pedro Carmona Estanga getirildi. Başkan yapılan iş adamı ilk iş olarak anayasayı yürürlükten kaldırdı, meclisi feshetti. Bunlar olurken açıklamanın yapıldığı salon 'Yaşasın demokrasi' sloganlarıyla inliyordu…
Bu arada Amerikan basınında Chavez'in neden meşruiyetini yitirdiği anlatılmakta ve yerine getirilen yönetimin demokratlığı ballandıra ballandıra işlenmekteydi. New York Times 'müjde'yi verenlerde ilk sırayı çekiyordu: 'Venezuela demokrasisi artık Diktatör Chavez tarafından tehdit edilmiyor.' Beyaz Saray yeni yönetimi tanıdığını ve bu demokratik yönetimle iş birliği içinde olacakları mesajını verdi. Chavez taraftarları sokaklara akın edip Başkanlık Sarayı'nı çevrelediğinde, ordunun büyük kısmı bir şeylerin ters gittiğini anlayıp tekrar Chavez'in safına geçti.
Chavez karşıtlarının Başkanlık Sarayı'nı bastığı gün uluslararası medyada ateş eden Chavez taraftarlarının görüntüsünün ardından yaralanan Chavez karşıtları gösterilmişti. Sonradan Chavez taraftarlarının kendilerine ateş açan polise karşı kendilerini korumak için ateş ettikleri, göstericileri hedef almadıkları anlaşılacaktı. Üstelik göstericilere ateş açıp yaralayan da yine polis güçleriydi. Ayrıca askerî liderlerin yapmış olduğu konuşmanın da darbe ilanından 24 saat önce CNN tarafından kaydedildiği bir CNN yetkilisince doğrulanacaktı.
Özetleyelim:
1. Göstericiler, Başkan'ın evini bastı.
2. Uluslararası medya ve özellikle CNN, dezenformasyonda başı çekti.
3. Operasyon ordu değil, halk üzerinden yürütüldü. Halk ile güvenlik güçleri karşı karşıya getirildi. Göstericiler, Başkanlık Sarayı gibi 'ne pahasına olursa olsun' korunması gereken hedeflere yönlendirildi.
4. Eski güç tekelini kaybeden sermaye odakları operasyonun merkezinde yer aldı.
Size de tanıdık gelmiyor mu?
Hükümetin, hiç gündemde olmadığı halde, İç Hizmet Kanunu'ndaki 35. Maddeyi değiştirip, orduyu cumhuriyeti değil, vatanı savunan bir kuvvet olarak tanımlaması sizce tesadüf mü?
Arkadaş, mesele demokrasi değil; sen hâlâ anlamadın mı?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019