Hüseyin ÇAKIR
9 Temmuz 2017 Maltepe Mitingi, Adalet Yürüyüşü’nün finali olarak noktalanıyor.
Bu yürüyüş, son yılların en sıcak günlerinin yaşandığı memlekette serinletici duş etkisi yaptı dersek abartmış olmayız.
Maltepe Mitingi, Türkiye’nin içine hapsedildiği kabuğu kırmak için zihinsel dönüşümle birlikte, demokratik yolla değişim talebinin dışa vurduğu günün başlangıcı olabilir.
Çok iddialı bir cümle olduğunun farkındayım.
Toplumun epeyce bir çoğunluğunun uzunca bir süredir umuda ihtiyacı vardı.
İktidarın ve çevresinin kendinden olmayanlara karşı kibirli, aşağılayıcı dili her kesimden kalp kırdı, azımsanmayacak kesimde nefreti körükledi. Bu durumdan iktidar yetkilileri pek rahatsız da olmadılar. Yıllarca devletin ve geleneksel orta sınıfın gadrine uğramanın acısını çıkartıyorlardı! Bu dil, bu nedenle AKP’liler ve oy verenler tarafından sempatiyle bile karşılanıyordu.
Muhafazakâr mütedeyyinler AKP iktidar ve devlet etrafında yeni bir “biz” kimliği oluşturduklarına inanıyorlar ve kendilerini devletin esas sahibi olarak görmeye başlamışlardı. Menzil ortaklığı da bu süreçte oluştu.
“Biz demek devlet, devlet demek biz” halini almaya başladı.
Bir bakanın “bizim yaptığımız yollarda yürüyorsunuz” kibirli sözü gibi kendini dev aynasında gören sözü ne Menderes, ne Demirel ne de Erbakan söyledi.
Bu vatanın sahibi biziz havası ve benim millet dediğim milletdir gibi ayrıştırıcı sözler, hareketler ve uygulamalar, laik, cumhuriyetçi geleneksel orta sınıfında dışlanmışlık duygusu ve öfke yarattı.
Aynı zamanda, muhafazakâr, mütedeyyin kentli orta alt sınıflar ve iktidarın nimet dağıtımından yararlanmayan/yararlanamayan bu kesimler kendileri doğrudan siyasal olarak mağdur olmasalar da, çevrelerinde gördükleri haksızlık, adaletsizlikler karşısında nefessiz kalmaya başlamışlardı.
İktidara yakın olanların kibri, devletçi, milliyetçi üstencilikleri muhaliflerin de ötesine geçerek AKP’ye oy vermiş, yöneticilik yapmış olanlara da yönelmesiyle “biz böyle olsun diye mi yola çıktık” sözü çok değişik yerlerden gelmeye başladı. Taşgetiren ve Dilipak gibi “esastan” eleştiri yapanlar “derin bir AKP” oluştuğunun farkındalar ve Perinçek ile çevresinin çizgisine gelmeyi içlerine sindiremiyorlar.
Kürtler ise tepeden tırnağa adaletsizlik bataklığının içindeler. Seçtikleri Milletvekilleri, Belediye Başkanları ya içerdeler ya da görevlerinden alındılar.
Bilen var mı? Görevden alınan tutuklanan Belediye Başkanları hakkında iktidarın önde gelenlerinin siyaseten söyledikleri, yolsuzluk, teröre destekle ilgili hazırlanmış fezlekelerde ne kanıtlar var? Kaç kişi bu suçlardan yargılandı hüküm giydi?
İşten atılan, tutuklanan akademisyenler, gazeteciler-yazarlar… bütün bunlar gözümüzün önünde oluyor.
İktidar medyasının önüne gelene çamur atarak karalamaları hızını alamayarak kendi içine doğru döndü.
Toplumun her kesimi için, dışa vurulan-vurulamayan sıkıntılı koşullarda Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü çok değişik kesimlerin sembolik veya geniş katılım desteği verdiği, sempati duyduğu, içini soğutan bir çıkış oldu.
Bu yürüyüşün belki de en belirgin niteliği “doğrudan iktidarı hedef almadan iktidar eleştirisi” içermesi.
Kılıçdaroğlu’nun “Yarın Adalet, bugün adaletsizlik yapanlara da lazım olacaktır” sözü vicdanlara seslenen bir söz.
Bu anlamda destek verenlerin Adalet talebi ile CHP’yi özdeşleştirmediler. Kılıçdaroğlu ile yan yana yürümekten rahatsız olmadılar.
Cumhurbaşkanı ve başbakanın yürüyenleri ve destekleyenleri teröre destek vermekle suçlayan açıklamalarına çevremizdeki tanıdık AKP’liler bile yüzlerini ekşitiyorlar.
Adalet Yürüyüşü ve mitingi sonrası siyaseten işi en kolay ve en zor olan CHP olacak.
CHP için yeni bir durum ortaya çıkmış oldu. Bu duruma göre hem içe hem dışa yönelik yeni söylem ve yapılanma kaçınılmaz olacak.
Ya da hiçbir şey olmamış gibi yola devam edilirse, gelen dalga PASOK veya
Fransız Sosyalist Partisini silip süpürdüğü gibi CHP’yi de aynı yere göndermesi kaçınılmaz olacaktır.
Bunun için: Birincisi değişmeden yola devam edilemez.
İkincisi, bu yürüyüş “hak temelli” talebin herkesi kucakladığını göstermiş oldu. Hiçbir seçmen yurttaş hiçbir partinin tapulu malı, otomatik oy makinesi değil, seçmeni kazanmak için sürekli iç içe olunması gerektiğini kanıtlamış oldu.
Bu süreç devam ederse bu muhalif hareket kendi dilini de kuracak ve artık “İzmir ve 10. Yıl marşı” vb. tarih müzesinde yerini alacaktır.
İKTİDAR ADALET YÜRÜYÜŞÜ DOĞRU OKUYAMAZSA MHP'LİLEŞİR
Ankara-İstanbul Adalet Yürüyüşü ve 9 Temmuz mitingi öncesi ve sonrası ne iktidar ne muhalefet aynı şekilde devam edemez.
Cin şişeden çıktı diye uçuk şeyler söylemek de gerçeği ifade etmez.
Muhalefet ve muhalifler açısından olumlu bir kırılma denilebilir ama bu bile erken.
Bu süreç, CHP- HDP ana omurgasında, sivil toplum ve bütün muhalif kanat önderleriyle ilişki ve diyalog sürekli kılınabilirse, bunun yaratacağı Adalet ve demokrasi talep eden hegemonya iktidara ya geri adım attırır… Ya da AKP-MHP koalisyonu bütün köprüleri yakarak, sistemi daha da otoriterleştirerek, kutuplaşmayı derinleştirebilirler.
AKP yönetimi MHP ile birlikte böylesi bir çılgınlığa yönelebilir mi? Suriye’de barış sağlanmadığı ve Suriye Kürtleri “dış ve iç tehdit” olarak görüldüğü sürece AKP-MHP koalisyonu devam eder, içte ve dışta her türlü macera sürpriz olmaz.
Sonuç da her şeye rağmen iktidar Adalet Yürüyüşü sonrası höt, zöt siyasete devam edemez; her eleştiriyi teröre, güvenlikçiliğe havale ederse hem siyaset hem toplumsal destek olarak radikalleşir, MHP’lileşir.
Başbakan şöyle bir açıklama yaptı: “Adaletin zamanında gelmesi için gayret edelim ancak bunun yeri yollar değil, Meclis'tir. Bir araya geleceğiz, konuşacağız. İşleri daha iyi hale nasıl getiririz, bunun çaresine bakacağız” dedi. Bu uzlaşma sinyali mi, şirin görünmek mi siz karar verin. Gerçi cümlenin devamında “Artık kabak tadı vermeye başladı. Bu işi burada bitirmek lazım” diyerek “emredici” lafını da söylemiş oldu.
İyi niyetli bir yorumla bu yürüyüşün ve mitingin başbakanı bu noktaya getirdiğini söyleyebilmek için, Başbakanın bu söylediklerinin devamının gelmesi lazım. Bunu da 9 Temmuz mitingine katılım ve Kılıçdaroğlu’nun önereceği yol haritası gösterecek gibi.
Yürüyüşün başladığı ilk günlerdeki sert tepki ilerleyen günlerde küçümsemeye, lümpen yorumlara dönüştü. İktidar ve MHP içeriye “belirlenen kişilerden başka konuşma olmayacak” demiş olmalı ki, aşağı yukarı aynı kişiler açıklama yaptı. Parti yetkilileri yerine iktidar medyasında “atış serbest” babında mangalda kül bırakmayan yorumlar yapıldı.
Evlere şenlik komplo teorileri gırla gitti.
Sonuç olarak: Adalet Yürüyüşü barışçıl eyleminin yarattığı sempati, iktidarın söylem hegemonyasını geriletti. İktidar önde gelenlerinin çatışmacı, kutuplaştırıcı, kriminalize edici suçlayıcı, küçümseyici açıklamalarına karşılık verilmediği için bu sözler havada asılı kaldı. Döndü dolaştı kendi üstlerine yapıştı.
AKP’nin yaptırdığı anket sonuçlarına göre, AKP’ye oy verenler arasında Adalet talebi ve yürüyüşe sempatinin arttığı ortaya çıkmış.
Adalet talebinin yaratmış olduğu söylem üstünlüğü ve ideolojik, siyasal ve değişik sosyal kimliklerin bir araya gelmesinin ortaya çıkarttığı enerji ve hegemonya karşısında hükümet, başbakanın söylediği gibi “İşleri daha iyi hale nasıl getiririz” noktasından mı hareket edecek yoksa “Demokrasi Nöbeti” çağrısı ile Adalet Yürüyüşünü gölgeleyecek! bir Güç gösterisine mi dönüştürecek.
İnşallah böyle olmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018