Levent Gültekin
Ülke, korkunun teslim aldığı bir siyasetçi tarafından yönetiliyor.
İçeride ve dışarıda uyguladığı çatışmacı, baskıcı, tehdide dayalı politikalar Erdoğan’ı dünya nezdinde istenmeyen bir siyasetçi konumuna sürükledi.
Erdoğan, bütün dünyanın kendisini yok etmek için hesaplar yaptığı vehmine teslim oldu.
Gülen cemaatinin içeride ve dışarıda yaptığı kirli işler de Erdoğan’ın korkusunu besledi.
Bu korkunun oluşmasında kuşkusuz Irak’ın, Suriye’nin, Libya’nın ve bu ülke yöneticilerinin başına gelen olayların etkisi yok değil.
“Acaba sıra bizde mi?.. Dünya sistemi şimdi de Türkiye’yi ve beni mi yok etmek istiyor” düşüncesi korkuyu daha da körüklüyor.
Bu endişenin bütünüyle yersiz olduğunu düşünenlerden değilim. ABD’nin Suriye’de yapıp ettiklerine bakınca ülkemize dönük hesapları olduğu çok açık.
Fakat bu korkuyla belirlenen politikalar bu odakların amaçlarına ulaşmasını daha da kolaylaştırıyor.
Çünkü Erdoğan’ın bütün politikalarını, bütün söz ve davranışlarını ne yazık ki artık bu korku belirliyor.
O kadar tedirgin, o kadar gergin, o kadar hassas ki en küçük itirazdan, sesten, hareketten büyük bir tedirginlik duyuyor.
Tavırlarını, bütün bunların kendisine karşı bir kalkışmanın kıvılcımı olabileceği endişesi belirliyor.
En büyük sorunumuz
Evet, hukuk sisteminde, ekonomide, eğitimde, dış politikada, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasında… bir çok alanda devasa sorunlar var.
Fakat hepsinden daha büyük sorun, iktidarı kilitleyen bu korku.
Çünkü korkuya teslim olmuş, gerçekliğini kaybetmiş birinin atacağı yanlış bir adımın neden olacağı büyük yıkım bizi 100 yıl geriye götürür.
Erdoğan korktukça daha büyük yanlışlar yapıyor.
Tam da korkusunu gerçeğe dönüştürecek politikalara yöneliyor. “Olacakları engelleyeyim” derken olacaklara zemin hazırlıyor.
Mesela içeride kendisine karşı eleştirilerin, itirazların önünü kesebilmek için baskıcı politikalara daha da ağırlık veriyor.
“Herkes bana düşman” düşüncesiyle dış politikada attığı adımlar, çizdiği zikzaklar, savurduğu tehditler, hakaretler dışarıdaki karşıtlarını daha da agresifleştiriyor, amaçlarına ulaşmalarının bahanesi oluyor.
Erdoğan sadece korkuya teslim olmakla kalmadı.
“Batı Türkiye’yi bölmek istiyor” anlayışıyla geçmişte ülkeyi yaşanmaz hale getiren kimi ulusalcı çevrelerle ittifak da kurdu.
Diyeceğim o ki, ülke olarak büyük bir korku tünelinin içinde uçuruma doğru yol alıyoruz.
Ülke ne yazık ki giderek iki kampa ayrılıyor.
Bir tarafta “Erdoğan kalsın da ne olacaksa olsun” diyenler, diğer tarafta ise Erdoğan’ın korkuyla yaptığı haksızlıklardan ötürü oluşan öfke nedeniyle “Erdoğan gitsin de ne olacaksa olsun” diyenler.
Bu açmaza sıkışıp kalamayız. Bu, hepimiz için büyük bir felaket olur.
Aklıselimle hareket etmeliyiz. Ülkemiz daha büyük bir yıkıma uğramadan bu tünelden çıkmanın yolunu bulmalıyız.
Bulabiliriz. Mutlaka bir yol bulunur.
Dış müdahaleye umut bağlayamayız
Dışarıdan gelecek bir müdahalenin ülkemizi daha da yaşanmaz hale getireceği ortada.
Beri taraftan Erdoğan’ın bu korkuyla ülkeyi yangın yerine dönüştürme olasılığı da çok yüksek.
Erdoğan, kendisini Türkiye olarak görüyor. Ona yapılan her itirazı, her eleştiriyi Türkiye’ye yapılmış gibi görüyor, gösteriyor.
Fakat aslında Erdoğan, Türkiye olamıyor. Bütünleştiremiyor. Kuşatamıyor. Ülkenin yarısı ile kavga etmekten kendini alamıyor. Çünkü korkusu buna müsaade etmiyor.
“Türkiye Erdoğan’dır, Erdoğan Türkiye’dir” yaklaşımı bu ülkeye büyük bir kötülüktür.
Türkiye’nin tek umudu, tek kurtuluşu, tek lideri, tek yolu budur anlayışı bizi yıkıma götürür.
“Erdoğan kalsın da ne olursa olsun” demek, Irak olmayı, Suriye olmayı peşinen kabul etmek demektir.
Diğer taraftan “Erdoğan gitsin de ne olacaksa olsun” yaklaşımı da farklı değil.
Bu tür durumlarda dışarıdan müdahalelerin ülkeleri nasıl bir yıkıma götürdüğünü hepimiz gördük.
Dünya sisteminin derdinin otoriter liderler olmadığını, otoriter liderlerle kavga ederken o ülkeleri nasıl harabeye döndürdüklerini hepimiz biliyoruz.
Ne dışarıdan gelen sahte eleştirilere, kınamalara, ayak oyunlarına bel bağlayabiliriz, ne de kaderimizi, ülkemizin kaderini korkuya teslim olmuş bir kişinin iki dudağı arasına bırakabiliriz.
***
Bu durumun farkına varıp ona göre politika, ona göre yaklaşımlar geliştirmeliyiz.
Önceliğimiz ne Erdoğan’dan kurtulmak ne de Erdoğan’ı kurtarmak.
Tek bir önceliğimiz olmalı, o da ülkemizi daha büyük bir felakete uğramadan bu girdaptan sağ salim çıkarmak.
Kendi sorunumuzu kendimiz çözebiliriz.
***
Dışarıda, Erdoğan üzerinden oluşan Türkiye karşıtlığına ve ona dayalı kirli hesaplara “Hadi oradan, sizi işinize bakın”diyebiliriz. Aynı zamanda Erdoğan’a “Türkiye senden ibaret değil” deyip siyaseten farklı çözümler üretebiliriz.
Gidişatın ülkeyi bir felakete sürüklediğini artık AK Parti’ye oy verenler de görüyor.
Farkında mısınız, bilmiyorum ama Erdoğan olmasa ayakta kalabilecek, yaşamını sürdürebilecek tek bir kişi bile artık Erdoğan’ı, onun politikalarını açıktan desteklemiyor.
Herkes suskun, herkes mutsuz.
Bir grup bağımlı yandaş dışında kimse Erdoğan’ın yaptıklarının doğru olduğunu söylemiyor.
Destekleyenlerin de Erdoğan’a dostluk değil düşmanlık yaptıklarını düşünüyorum.
Çünkü onların alkışı uçuruma doğru gözü bağlı koşan bir kişiyi cesaretinden dolayı alkışlamaktan, pohpohlamaktan başka bir şey değil.
Diyeceğim o ki, korkuya teslim olmuş bir liderin bu durumuna sevinecek değiliz.
Tam tersine daha özenli, daha hassas, daha dikkatli olmalıyız.
Yoksa iktidardan kurtulalım derken ülkemizi de kaybedeceğiz.
Aynen Irak’ta, aynen Libya’da aynen, Suriye’de olduğu gibi.
Erdoğan’ı teslim alan korkuyu ve bu korkuyla yapıp ettiklerini görünce “Bu ülkede Erdoğan’ı uyaracak, durduracak bir tek dostu kalmadı mı?” sorusunu sormaktan kendimi alamıyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023