Markar ESAYAN
PKK sorununun çözülmesi yönünde Başbakan Erdoğan’ın yaptığı “İmralı ile görüşülüyor” açıklamasının ardından BDP heyetinin Ada’ya gitmesi ülke gündemini aniden değiştirdi. Defalarca okuduğunuz bilgileri tekrarlamayı gereksiz buluyorum. Ekim ayından beri zemini oluşturulmaya çalışılan bir süreç var. Kandil’in örgütlediği açlık grevleri krizini bitirmeye yönelik tavrı ile Silvan saldırısı ile adeta “ipi çekilen” Öcalan sahneye tekrar dönüş yaptı. Bu olumlu işlev, hükümetin Öcalan’a uyguladığı tecrit ve cezalandırma döneminin sonunu getirdi. Aslında, Silvan’dan sonra da Öcalan ile görüşmelerin tamamen kesilmediğini söylemek mümkün. Ancak açlık grevlerindeki olumlu tavır, Öcalan’ın merkezinde olduğu yeni dönemin başlamasının en önemli nedeni oldu.
Başbakan’ın “İmralı ile görüşülüyor” sözlerinin, sadece bu görüşmelerin yapılıyor olduğuyla kısıtlı bir açıklama olduğunu düşünmek anlamsız. Bu görüşmelerin somut bir noktaya geldiği konusunda ciddi emareler ve sızan bilgiler var. Öcalan’ın çatışmasızlık çağrısı, görüşmeden sonra Kandil, Avrupa ve BDP içinde değerlendiriliyor. BDP bu konuda muhtemelen en geç salı günü bir açıklama yapacak ve resim daha net ortaya çıkacak. Şu anda Öcalan’ın çağrısına cevaplar dört koldan toplanıyor. Bu çağrının da bir ön zemin hazırlığının olmadığını düşünmek saflık olur. Ancak İmralı merkezli, BDP’nin sürece aktör olarak dâhil olduğu, Kandil’de Murat Karayılan’ın desteğinin alındığı, Avrupa kanadının ikna edildiği bir durumun yeni ve çok önemli olmasıyla birlikte, provokasyonlara hâlâ açık olduğu ortada. Bu nedenle hükümetin temkinli dili buna yorulmalı.
Bu sürecin önemini ve şansını arttıran üç önemli faktör var. İlki Oslo’nun çökmesinin de nedenlerinden biri olan barışın bir AK Parti icraatı olmaktan çıkması ve Meclis’in sürecin yürütücüsü ve sorumlusu hâline gelmesi. Nitekim süreç MGK’da ele alındı. Bir MGK kararı olarak sunuldu. PKK şiddetinin sürmesini AK Parti’yi hal etmek için en güçlü teminat olarak gören derindeki ve yüzeydeki kesimler ortadan kalkmış değil. Ama onlara verilen, ya da muhalefetin yıkıcı tavrı yüzünden verilmek durumunda kalınan hükümetin kritik yalnızlığı, eğer başarılı olunursa ortadan kalkmış olacak. İkinci olumlu değişiklik ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen olumlu açıklamalar. Zaten eski olumsuz pozisyonun devam etmesi, CHP’nin intiharı demek olur. Uzayan süreçte yaşanacak sıkıntıların sorumlusu daha önce suçladıkları hükümet değil, bu sefer kendileri olur. MHP’nin olumsuz etkisi ise, CHP saf değiştirdiğinde tahmin edilenden daha az olacaktır.
Bu iki olumlu unsuru birbirine yapıştıracak üçüncü önemli değişiklik şeffaflığa geçiş olacaktır. Sürecin Meclis ve kamuoyu bilgilendirilerek sürdürülmesi, olası provokasyonların etkisini azaltacağı gibi, şiddete yönelik tepkide yeni blokları karşımıza çıkarabilecek. Barış için elini taşın altına sokan hükümet, BDP ve CHP oldukça, bu türden provokasyon denemeleri, savaş yanlılarının güçlü bir iradeye çarpması anlamına gelecek. Başta hükümet olmak üzere sorumlulara düşen kritik görev, bu üç ayağın tesis edilmesi ve bundan taviz verilmemesidir. Her aktörün bu kez ciddiyet ve samimiyet ile barışa emek vermesi, sorumluluk alması ve kararlı olması gerekiyor.
Bu, karmaşık ve çok tehlikeli bir konu. Bir süreç dâhilinde yol temizliği yaparak ilerlemekten başka çare yok. Başarısız olan ilk açılım döneminin de, geçen yazımda belirttiğim gibi, barış fikrine alışmak, hataları görmek gibi umarım önemli bir işlevi oldu. Maalesef bu arada kaybedilen canlar ise, en büyük acımız olarak tarihe geçti.
Her şey yolunda giderse bu hafta önemli açıklamaların arka arkaya gelmesi, İmralı’dan örgüte çağrı yapılması mümkün gözüküyor. Geçen hafta belirtmiştim. Dikkate pek alınmayan bir olumsuzluk daha var ki, bence oldukça etkili. O da her kesimdeki çözümsüzlük üzerine kariyer ve makam kurmuş kişilerin olası yıkıcı tavırları. Girişimlere yönelik güvensizlik, değersizlik ve korku yaymaya yönelik girişimler mümkün. O nedenle kararlılık çok önemli bir konu olacak.
Umarım barış ağırlığını hissettirir ve insanlar kariyerlerini barışa hizmet ederek kurmaya karar verirler. Bu konuda emareler var. Büyük bir sempatiyle izliyorum. “Önce ben söylemiştim, ben daha fazla emek verdim, benim payım daha fazla” türünden bir yarışmanın başladığını gözlemliyor ve mutlu oluyorum doğrusu. Ancak herkesin içine sindirmesinde yarar gördüğüm gerçek, bu konuda tüm eksik ve hatalarına rağmen elini ilk olarak taşın altına sokanın hükümet ve Başbakan Erdoğan olduğu gerçeğidir. Barış geldiğinde, bu hakkı halk da, dünya da emek hiyerarşisine göre sahiplerine teslim edecektir.
Sözkonusu barış ise, gerisi teferruattır.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019