Mehmet ALTAN
Yaşamını, ölümünü ve ölümünden sonrasını ilgiyle izlediğim, adını her yıl en azından birkaç kez andığım biridir o...
Anarım çünkü sosyal bilimler, sosyal değişimin terkisinde gider.
Hayat değişince, hayatı gözleyenin de gözlemi değişecektir.
Hayatı ve değişimi gözlemek deyince de edebiyat yardıma çağrılır.
Charles Dickens işte o zaman gündeme gelir.
* * *
Liberal iktisadın doğumu İngiltere’deki Sanayi Devrimi ile neredeyse at başıdır…
Sanayi Devrimi evrimleştikçe, iktisat da olgunlaşmıştır.
O dönemlerin sosyal resmini andıkça yolunuz her defasında Charles Dickens’a çıkar.
Çünkü o, sanayileşmenin başlangıcındaki acımasız cangılı olağanüstü canlı ve renkli bir biçimde anlatmıştır.
Sevgisizliğe...
İkiyüzlülüğe...
Para hırsına...
Ayrımcılığa...
Sonuna kadar karşı çıkmış, Victoria Çağı İngiltere’sini özellikle de Londra’sını ve orada ömür tüketmiş olan yoksul kitlelerin çilesini kalemiyle ilmik ilmik dokumuştur.
* * *
2008 yılıydı… Charles Dickens’ın bazı eşyaları ve eserleri açık arttırmaya çıkmıştı.
O eşyalar arasında Büyük Umutlar’ı yazdığı masa ve sandalye de vardı.Büyük Umutlar, Dickens’ın en çok okunan yapıtı.
Garip bir mirasa konarak Londra’ya gidip ‘beyefendi’ konumuna yükselen köylü genç Pip...
Eski tragedyalardaki öç ve kahır tanrıçalarını andıran Bayan Havisham...
Onun evlatlığı ve kurbanı güzel Estella...
Dalkavuk ruhlu, iki yüzlü Pumblechook Amca...
Eli maşalı abla...Bataklıkların korkulu düşü katil Magwitch...
Ünlü olduğu kadar tuhaf huylu avukat Jaggers...
Genç köy öğretmeni Biddy...
Köyün demircisi Joe Gargery...Ve daha nice kahramanlar.
****
Dickens, Büyük Umutlar’da, gördüğü sosyal çirkinliklerin karşısına çıkarken, doğa ve insan sevgisiyle dolu bir dünyayı da düşündürmeye çalışmıştı.
Köy kökenli genç Pip’in, Büyük Umutlar’ını gerçekleştirmenin yollarını ararken kaybettiği değerlerin olağanüstü bir öyküsüdür aslında roman.
* * *
Bu romanı yazdığı masa ve sandalye, yazarın ölümünden sonra ailesi tarafından korunmuş, daha sonra da Londra’daki Dickens House Müzesi’ne konmuştu.
Müzayedede gözler bu masa ve sandalyede olsa da aslında açık arttırmaya konu olan Charles Dickens’ın 208 eseriydi...
Bu, yanılmıyorsam en büyük Dickens müzayedesiydi.
Bazıları el yazması olan kitapların 2 milyon dolar değerinde olduğu belirtiliyordu…
Merkezi Londra’da bulunan Christies Müzayede Evi’nin New York’taki şubesinde yapılan açık arttırmada...
23 yaşında yazdığı orta yaşlı, göbekli, her dem sakarlık yapan ve bir şekilde başına olmadık işler gelen yazarın ünlü karakteri Mr. Pickwick’in Maceraları’nın anlatıldığı müsveddeler de yer almıştı.
* * *
Koleksiyonda başka yazarların Dickens’ın romanları hakkında yazdığı 13 tanıtım yazısı da bulunmaktaydı.
Bunlardan biri de Dickens’ın kendisi kadar ünlü ve çocukların ‘workhouse’ denilen yerlerde vahşice sömürülmesini anlatan Oliver Twist adlı romanı hakkındaydı.
Charles Dickens’ın kitaplarında anlattığı Sanayi Devrimi’nin başlangıcında insafsızca çalıştırılan çocukların korkunç yoksulluğu, biraz da kendi öz yaşamının hikayesi gibidir.
Eğer, hem Charles Dickens’ın hayatını, hem de Oliver Twist’i okumuş iseniz, doğrusu Oliver Twist mi Charles Dickens’tır, Charles Dickens mı Oliver Twist’tir, bilemezsiniz.
* * *
Borçlarını ödeyememesi yüzünden babasının hapse atılmasına tanık olan 12 yaşındaki Charles Dickens, maddi sorunlar yüzünden okuldan alınır.
Aile Londra’ya göç eder.O yaşında bir cila fabrikasında çalışmak zorunda kalır. Açlığı da yoksulluğu da o küçücük yaşında tanır.
***
Sanayi çağının başlangıcı, çetin hayat koşullarının fırtınalı ortamıdır. Bu konular Dickens’ın eserlerinde sürekli olarak işlenir.
Cila fabrikasından sonra bir noterin yanında katiplik, bir ara bir gazetenin parlamento muhabirliği...
Mutsuz geçen çocukluk, genç yaşlarında yerini biraz daha güler yüzlü bir hayata bırakır.
* * *
Charles Dickens’ın insafsızlığını anlattığı Sanayi Devrimi, bir önceki çağa kıyasla insanlığa çok daha büyük bir zenginlik ve özgürlük getirdi.
Büyük dönüşüm yıllarının başlangıcındaki derin toplumsal acılar, daha sonraki kuşaklara refah ve özgürlük olarak döndü.
*****
Bugün de Büyük Umutlar’ın yazıldığı dönemleri andıran bir aralıktan geçiyoruz.
Şimdi bambaşka bir çağın derin sancılarını yaşıyoruz.
Acılar, derin adaletsizlikler, yerleşik olanın kaybolup yenisinin de ortaya çıkamadığı bir dönem.
Dickens’in Londrası gibi…
xxxxxxx
Çağ depremli ve huzursuz…
Dünya çeşitli sorunlar yaşarken Türkiye de çürüyor.
Gene de seçim sonuçları “ufuneti” aldı, umut kıpırtılarına hız verdi…
xxxxxx
Yarın arife… Öbür gün bayram…
Uzun bir tatil başlıyor.
Böyle zamanlarda iki adım geri gidip daha geniş bir perspektifle olup bitene bakmak iyidir.
Charles Dikens’in dünyası olan
Sanayi Çağı ile şimdi yaşanan sanayi sonrası dönemi kıyasladığınızda insanlığın umudunun hiç bitmeyeceğini görürsünüz.
Umutları yitirmemek, nefes alamaz hale gelsek de insanlığın macerasındaki ağır sarsıntıları kalıcı kabul etmemektir.
İyi tatiller, mutlu bayramlar.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025