Mehmet ALTAN
Önceki akşamüstü...
UEFA’nın zorlamasıyla Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ne katılamayacağını açıkladığını duyar duymaz aklıma, on gün önce yazdığım, ‘Federasyon toplumsal vicdanı ağır yaraladı’ başlıklı yazımın finali geldi:
“Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız... Birisi gelip herhangi birimize sorsa: ‘Türkiye’de şike var mı, yok mu’ dese...
Bunca dinlediklerimiz, bunca belge, ifade, hatta sanık konumunda olan avukatlarının açıklamaları ortada iken, ‘şike yoktur’ diyebilir miyiz? Bizim diyemeyeceğimizi Futbol Federasyonu söylüyor... Eskimiş, kokuşmuş yapıyı koruyor... İlk savcı ziyaretinden sonraki beyan ile dünkü açıklama arasındaki muhteşem fark nerden kaynaklandı acaba?
Kim kime göründü?
***
Ben gene de dünyaya güveniyorum...
İlgili kurumlar ‘şikeyi temizlemese’ de şikeyi önce ortaya çıkaran güç, ardından da dünya temizler...
Yunanistan’daki olayda UEFA’nın kararı bunun yakın bir örneği...
Ne ki herkesin vicdanında Türkiye’ye ve ülkenin yönetimine, kurumlara olan güven bir kez daha sarsıldı, vicdan yaralandı...
Ayrıca gerçek sporseverlerin de arınmış ve yenilenmiş bir sistem ve şaibesiz bir futbol beklentisi de suya düştü...”
***
Federasyon, ‘Ankara Kriterleri’ uygulayarak şikenin üzerine örtmeye çalışınca devreye UEFA’nın ‘Kopenhag Kriterleri’ girdi.
Böylece yalanın dolanın, çifte standardın, ulus-devlet anlayışının arkasına sığınılarak sürdürülemeyeceğini bir kez daha gördük.
Etik Kurulu’nun 26 günde alamadığı kararı, bir UEFA Müfettişi, savcıyla görüşmeyi de kapsayan bir günlük İstanbul seyahati sonunda alıverdi...Küreselleşmenin saydamlık olduğunu, dünyalaşmayı, bu tür fiili gelişmeler sonucu öğreneceğiz herhalde... Türkiye şikeyi temizleyemez ise bunu dünya temizliyor...
***
Nitekim dün TFF’nin süren şike soruşturması sebebiyle Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’ne katılmaktan men etmesi kararını olumlu karşılayan UEFA açıklamasını dikkatle okudum. Gelişmeler üzerine konuşan UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino, ince bir kibarlıkla, ‘TTF futbolu korumak adına, UEFA’nın şikeye sıfır tolerans ilkesine uygun davranmıştır’ demekteydi... Infantino ayrıca, TTF’nin bu kararla futbol alanında yolsuzluk yapılmasına karşı sorumlu davrandığını belirtiyordu...
***
UEFA Genel Sekreteri’nin Federasyonu överek gizlediklerini ise Futbol Federasyonu açıkça ifade etmekteydi... Fenerbahçe’nin men edilmesi kararı UEFA hukuk konseyinden Pierre Cornu’nun da katıldığı TFF’nin dünkü olağanüstü toplantısında alındı. Toplantı sonrasında Federasyon’un internet sayfasından yapılan açıklamada, men kararının UEFA’nın tavsiye ve talepleri sonucunda alındığının altı çizildi.
Açıklamanın devamında ise UEFA’nın, 23 Ağustos 2011’de Türkiye Futbol Federasyonu’na gönderdiği yazıda, sürmekte olan şike soruşturması çerçevesinde, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bu sezon Şampiyonlar Ligi’ne katılmaktan çekilme kararı vermesi gerektiğinin belirtildiği yer alıyordu. Ayrıca, Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi’nden çekilmez ya da TTF Fenerbahçe’yi 2011-2012 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne katılmaktan men etmezse, UEFA’nın kendi disiplin soruşturmasını başlatabileceği de açıklamada belirtilmişti.
***
UEFA’nın bastırmasıyla alınan kararlar Türkiye’deki şikeyi yeni bir boyuta taşıyor...
Avrupa liglerinde oynayamayan bir takım ligde nasıl oynayacak? Tabii sorun Fenerbahçe değil, sistem olarak Türk futbolunun nasıl temizleneceği... Eğer bunu Türkiye başaramaz ise dünya gereğini yapacak...
***
Söyledim...
Yalanın dolanın, çifte standardın, ulus-devlet anlayışının arkasına sığınılarak sürdürülemeyeceği bir evredeyiz... Küreselleşmenin saydamlık olduğunu, dünyalaşmayı, yaşam bize fiilen öğretmekte... Şike bunun somut bir örneği... Gördük, Türkiye şikeyi temizleyemez ise bunu dünya temizliyor...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi (7): Simit
27.11.2025 - Alev rengi hüznüyle sonbahar…
25.09.2025 - Basın Tarihi: “Al sana misilleme”…
17.09.2025 - Basın Tarihi: Çözüm sürecinin yargı bacağı
10.09.2025 - Basın Tarihi: Barışı yapay zekâ anlatıyor…
4.09.2025 - Basın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik…
28.08.2025 - Basın Tarihi: Alevi Hakları…
22.08.2025 - Basın Tarihi: Rojava Hep Gündem…
14.08.2025 - Basın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm”
7.08.2025 - Basın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl…
1.08.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































tuncay demirtaş
bu ülkede sosyalist olmak, 1920 mustafa suphiden başlayarak sokakta arkadaşlarınızda dahil binlerce ölüye sahip olmak,12 eylül sonrası işkencelerde en insanlık dışı zulme uğramak ve bu nedenle maalesef korkmayı unutmak demektir.bu ise zaten kanlı bıçaklı olduğunuz devletin özellikle "tarih" konusunda söylediklerinin arkasındaki gerçeklerle yüzyüze gelmeyi kolaylaştırmaktadır ve herkesten önce kavramaktır.siz sosyalist değilsiniz ama gerçek bir insansınız. insanlığınız önünde saygıyla eğiliyorum.
Murat
Sevgili Hilal, yaziyi Yenisafakta okudum bu sabah. Öyle duygulandimk, ne yazacagimi bilemedim.Hala öyle hissediyorum. Ne diyeyim - Allah sana saglikli, uzun bir ömur, mutluluk ve huzur dolu bir yasam versin!Murat/Isvec