Mehmet ALTAN
Karanlık faşizmin medyanın boğazını sıkmasının son dönemlerinde Tahir Elçi’yi yaptığımız programa davet etmiştik. Bence kendisinin tüm özelliklerini simgeleyen Kuşkonar Köyü Katliamı’nın yılan hikâyesine dönen macerasını konuşmuştuk.
Bunun peşini bırakmayan sabrını, azmini, sorgulama gücünü, hukuk bilgisini, sakin duruşu altında taviz vermeyen yaşam anlayışını, programı izleyen herkesle birlikte biz de yakından izlemiştik.
Program öncesinde adım adım yaşama hazırladığı çocuklarından da söz ettiğimiz bir yemek yemiştik.
Önceki sabah vurulduğunu duyunca allak bullak oldum.
Kuşkonar Köyü’ndeki devlet katliamını aydınlatan duruşu bence onun yaşam hikâyesinin özetiydi.
Acılı, çileli, muzdarip bir bölgenin kanlı cinayetlerinin peşinden hiç usanmadan gitmesi ve ölümünden hemen önce gerçek bir bölge insanı olma bilinciyle Diyarbakır’ın tarihsel derinliğini simgeleyen dört ayaklı minareyi sahiplenmesi, onun yaşamı nasıl anlamlandırdığının da dört dörtlük bir ifadesiydi.
Bir karanlık kurşunla onu yitirmemiz, 7 Haziran sonrası şiddet, cinayet ve ölüme bel bağlayan, kısa vadede sonuç da almış olduğunu düşünen faşizmin son olmayacak kötülüklerinin bir halkası olarak görülebilir.
***
Ölümlerin, zulümlerin hiç bitmediği, kan revan içinde kalan ülkede herkesin ortak sorusu şu:
Ne oluyor?
Cevap basit:
Siyasal iktidar, işlediği suçların peşine düşenlere zorbaca zulmederek yargılanmaktan kurtulacağını sanıyor.
Bunun nasıl büyük bir çürümeye ve artarak yoğunlaşan bir bataklığa dönüştüğünü görmezden geliyor.
Hırsızların, katillerin, uğursuzların ‘çakma mahkemelerle’ etrafa terör saçtığı bir devletin ve milletin ayakta kalmasına imkân var mı?
Bence yok…
***
Demokratik hukuk devletlerinde ‘suç işleyen’ yöneticileri kim yargılar?
Bağımsız yargı…
Türkiye’de ise tam tersi…
17-25 sonrası kurulan tek kişilik mahkemeler, siyasal iktidarın öç alma duygusuyla hedef gösterdiği herkesi avlamaya girişiyor.
Eğer hukuku ortadan kaldırarak terör mahkemeleri kuracaksanız, o süreçte rol alan herkes aynı akıbeti yaşayabileceğini de hesaba katmalı.
***
Altı yıl boyunca ülkeyi yönetmiş olan eski Portekiz Başbakanı Jose Socrates, vergi kaçırmak, karapara aklamak ve yolsuzluk şüphesiyle epeydir hapishanede.
Türkiye’dekiler ise gülünç yalanlar uydurup, hukuku paramparça ederek, siyasal şiddet uygulayarak, hukuki zorbalık yaparak gerçek mahkemelerden kurtulma çabasındalar.
Girdikleri çıkmazda vites yükseltip gaza bastıkça, kaçınılmaz akıbetlerine daha da hızlı yaklaşıyorlar.
Bu akıllı bir yol olsa İsrail’den Arjantin’e tüm dünya, suç işleyen yönetimleri yargılamaz, onların suç işlediklerini belgeleyen devlet görevlilerini tasfiye etmeye yeltenirdi.
Devlet ve toplum refleksi buna izin vermeyerek çürümeyi önlüyor, Türkiye de ya hukukun gereğini yaparak yönetimdeki suçlularını yargılayacak ya da çürüyüp kokacak.
***
Bir yerlerde Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ü tutuklayan İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimi’nin 17 Aralık sonrasında kanatlanan kariyeri ile son verdiği kararların dökümü vardı.
Ahmet Hakan’a saldıranların serbest bırakılması ile Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş’in tweet atmaya devam ettiği için tutuklanması da bu ‘hukuksal’ kararlara dâhildi.
***
Can Dündar ile Erdem Gül’ün akıl almaz bir şekilde tutuklanmasından Rus uçağını düşürerek bela aramaya kalkmaya kadar gittikçe büyüyen kaosun temelinde 17-25 Aralık’ın üstünü örtme çabası var.
Bu amansız çırpınmanın üstünü örtmek için dozu her daim artırılan ‘siyasal İslam’ söylemini de alabildiğine kullanıyorlar.
İş yılbaşı sepetlerine, sosyal tesislere ve TÜBİTAK kitaplarına kadar geldi.
İçerdeki hırsızlığın, yolsuzluğun, teşvik edilen cinayetlerin yeni gerekçesi ‘siyasal İslam’ hedefi olarak sunuluyor taraftarlarına.
***
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükler gitti, onun yerine ‘İslam, Müslümanlık, din, dava’ geldi.
Suçları bu söylem örter mi?
Ayrıca madem amaç ‘İslam, Müslümanlık, din’ idi, Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimini İslamlaştırmaktı, AKP neden bunu açıkça programına yazmadı?
İyi olduğuna inandığı bir şeyi açıkça savunmadı?
***
AKP’nin programında bunun tam tersi yazıyor, beraberce okuyalım:
‘Temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak partimiz aşağıdaki hedefleri gerçekleştirecektir:
* Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı ve Helsinki Nihai Senedi olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin insan hakları alanında getirdiği standartlar uygulamaya geçirilecektir.
* Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer zenginlik olarak görülecektir,
* Partimiz, kutsal dini değerlerin ve etnisitenin istismar edilerek siyaset malzemesi yapılmasını reddeder.
…Dini, siyasi, ekonomik veya başka çıkarlara alet etmek veya dini kullanarak farklı düşünen ve yaşayan insanlar üzerinde baskı kurmak da kabul edilemez,
* Partimiz bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder. Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri, özgür medyanın varlığıdır.
Başta anayasa olmak üzere medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum düzeninin gerekleri ile bağdaşmayan yasak ve cezalar kaldırılacaktır.
Yazılı ve görsel medyanın özgürlükleri titizlikle korunacak ve tekelleşmeye fırsat tanınmayacaktır.’
***
Siyaset, vaat ettiklerine, kendi kimliğini ifade ettiği resmi belgelerine ihanet edecek kadar ahlaksızlaşabilir mi?
Türkiye’de siyasetçi ahlaksızlaştıkça, siyaset de bundan hesap sormadığı için siyaset de ahlaksızlaşıyor.
Müslümanlığı kendine kalkan yapmaya kalkışan şarlatanlar da buna alkış tutup destek veriyor.
***
Recep Tayyip Erdoğan 2009 yılında ne diyordu:
“Üzülerek söylemeliyim ki yakın tarihimizde düşüncenin serüveni meşakkatli bir yolculuk olmuştu. Farklılıkların kabulü kolay olmamış, kemikleşen önyargılar tahammülsüz anlayışlar düşünceyi ağır şekilde cezalandırmış ve bedelini bütün Türkiye ödemek zorunda kalmıştır. Bu yolcukta direnç gösteren, bedel ödemek pahasına düşünce sevdasından vazgeçmeyen, otoriter anlayışlara boyun eğmek yerine gerçeği söyleyen aydınlarımızın yazarlarımızın öncülüğü büyük önem taşıyor.”
Şimdi ne yapıyor?
Ne yaptığı malum…
***
Siyasal iktidarın “biz suç işleriz ve bizi devlet yargılayamaz” inadı, biz ne söylüyorsak herkes bunu ‘tekrarlamak’ zorunda ve ‘eleştiri mutlak surette yasak’ dayatması, sizce nereye kadar gider ya da başarılı olur?
Unutmayın ki ülke içinde üstünü şiddetle örtmeye çalıştığınız vakit bu işler dünyada patlıyor.
Zencani, İran mahkemelerinde Gümrük Baş Müfettişi’nin raporlarını doğruluyor, BM Güvenlik Konseyi üyesi Rusya çok ağır iddialarda bulunuyor.
***
Adaletten kaçabilecekler mi?
Bence tüm melanetli alternatifleri de denemeye soyunsalar çok zor.
Ne 17-25 Aralık unutulur, ne MİT TIR’ları.
‘Milli çıkarlar, devlet sırrı’ gibi eskinin sakızını çiğnemek gerçekleri yok etmeye yetmez.
Bunlar etrafa hamaset bombaları atıp, çakma mahkemelerle suçluları işaret edenleri korkutmaya kalkıyor.
Nafile çaba.
Korku, hayatın gelişimini durdurmaya yetseydi, insanlık bir adım bile ilerleyemezdi.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025