Mehmet ALTAN
Cumhuriyetin kuruluş ideolojisi olan Kemalizm, kendi egemenliğini sürdürmek için tehlikeli bulduğu düşünceleri düşman ilan etmişti…
Nilüfer Göle, bu korkuları ‘Kemalizm'in dört fobisi' diye kavramsallaştırmıştı.
Kemalist ideoloji, ‘Liberalleri, Kürtleri, Marksistleri ve İslamcıları' tehlikeli ve düşman gören bir zihniyetle topluma yaklaşageldi.
***
Kemalist devletin dışladığı, tehlikeli bulduğu, hatta düşman kabul ettiği ‘Muhafazakârlar, Kürtler, Liberaller ve Marksistler' de bu tarihsel baskı ve dışlanmanın acısını her zaman fazlasıyla tattılar.
Kemalizm, demokrasiyi ve çoğulculuğu reddeden yapısıyla hep ağır bir şekilde eleştirildi. Zamana ve zemine göre bu demokratik isyan ya güç kazandı ya da korkudan dilsizleşti.
Askeriye kendi iktidarını ve ayrıcalığını da güvenceye alan Kemalist ideolojinin icracısı oldu. Köklü vesayetini oluşturdu.
‘Din, din özgürlüğü, türban' demokratik bir rejimin temel hak ve özgürlüklerinin doğal bir cüzü olarak görülmedi, bir ‘fobiye' dönüştürüldü.
***
Din istismarı, bu yanlışlığı kendi varoluşunun beslenme ambarı yaptı; AKP bunu tepe tepe kullandı ve kullanmaya da devam ediyor.
Ancak, özellikle ilk yıllarda her kesime özgürlük istiyormuş gibi görünmeye de özen gösterdi.
Nitekim on dört yıldır iktidardaki AKP kendi parti programına “Düşünce ve ifade özgürlükleri uluslararası standartlar temelinde inşa edilecek, düşünceler özgürce açıklanabilecek, farklılıklar birer zenginlik olarak görülecektir” yazdı.
***
İlk başlarda AKP, kendi parti programına ihanet etmedi, hatta onu pusula gibi kullandı.
Ama 2011 yılından sonra ‘tramvaydan' inecek güce ulaştığını sanarak maskesini attı… Siyasal İslamcı bir ahlaksızlığın ve hırsızlığın tırmanışını yaşamaya başladık…
Ve bu kez AKP'nin ‘dört fobisi' devreye girdi…
Dün iktidar olan Kemalizm, bugün dört fobiden biri hâline geldi… ‘Muhafazakâr' olarak nitelenen yaklaşım da kendi iktidarından ‘siyasal İslamcı faşizm' çıkarma gayretine soyundu.
Bu kesimin de dört fobisi; ‘Kürtler, Kemalistler, Liberaller ve Marksistler' olarak belirdi.
İktidarına ‘muhafazakâr-demokrat' tanımlamasıyla başlayıp, güçlendiğini sandıkça ‘siyasal İslamcı faşizme' yelken açan AKP, bugün eskinin düşmanlıklarını devralmış bulunmakta…
***
‘Eziliyoruz, baskı altındayız' diye haklı bir şekilde feryat edenler, iktidarı ele geçirince eskiye rahmet okutmaya başladı.
Düpedüz İslamcı bir faşizm sezonu açıldı.
Din sömürüsü üzerinden hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık ve doğal olarak zorbalık…
Türkiye eskiden kışla üzerinden siyaseti tanıyor, biliyordu… Artık ‘cami üzerinden siyaseti' de dehşetle tanıdı ve aynı baskıcılığın daha çirkinini yaşamaya başladı.
***
Demokrasi, cumhuriyetin demokratikleşmesi, çoğulculuk, özgürlük biraz daha uzaklaşmış gibi…
Ama umutsuzluğa yer yok…
Türkiye siyasal İslamcı faşizmin ne olduğunu da görmüş bulunmakta…
Her mağdurun iktidara geldiğinde despot olmasının sınırına vardık…
Mağduriyet adı altında iktidara gelip zorbalaşmaktan da, mağduriyet ve mağdur yaratan bir rejim anlayışından da köklü ve kalıcı olarak kurtulmanın tek yolu var; gerçek bir demokrasi.
***
Yirmi beş yıl önce, Kemalist Cumhuriyet yerine ‘demokratik cumhuriyet' önerirken ‘mağdur' yaratmayan bir anlayıştan söz etmekteydik…
Dün Kemalizm vardı, bugün ona rahmet okutan siyasal İslam faşizmi…
Ne ki ülke düze çıkıp, köklü bir şekilde kurtulacak ise, bu, demokratik bir cumhuriyet ile olacak…
‘Gecenin en karanlık anı aydınlığa en yakın andır' derler ya, İkinci Cumhuriyet kavramı açısından da durum böyle sayılabilir…
Türkiye, belayı ve tüm zorba baskıları bir gün kesinkes defedecekse, bu, ‘rejimin mutlak demokratikleşmesi' ile olacak.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025