Mehmet ALTAN
1965 yılında 12 yaşındaydım…
Süleyman Demirel’in yükselişinin ve tek başına iktidar olduğu yılların başlangıcıydı.
Babamın da Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçildiği bu yılları bire bir yaşadım.
Türkiye’nin ABD ile arasının açıldığı, Sovyetlerle flörtün hız kazandığı bir dönemdi.
1964 yılında Kıbrıs sorunu nedeniyle Johson’un İsmet İnönü’ye ağır bir mektup yazması da daha sonraki yılları şekillendirmişti. Solun yükselişi, Süleyman Demirel’in kaba ve vahşi sol düşmanlığı, yükselen şiddet o yılların temel karakteristik özellikleridir.
1971 Askerî darbesine kadar olan yılların iki en önemli aktörü Adalet Partisi (AP) ile ilk kez solun parlamentoda temsilini sağlayan Türkiye İşçi Partisi’ydi (TİP). Solun ağırlık kazanması Cumhuriyet Halk Partisi’ni (CHP) de ortanın soluna çekmişti.
Çok ağır acılar yaşandı. Herkes gibi bizim aile de çekilen acılardan payını aldı.
***
1965 -1971 dönemini, Basın Tarihinden yazılarını yazmak için çalışırken o yılları yeniden yaşadım.
Bu dönemin basın tarihi açısından kısa özetini yazmanın kolay olmadığını da gördüm.
Çok genç nüfusa sahip bir toplum olmamız nedeniyle dönemin en etkin siyasal aktörü olan Süleyman Demirel’in siyasal yaşamını anımsatmakla işe başlamanın doğru olduğunu düşündüm.
Süleyman Demirel’in siyasal yaşamı 1962 yılında girdiği AP’de başladı.
Aynı yıl yapılan AP Birinci Kongresi’nde Genel İdare Kurulu’na seçildi.
AP Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala’nın Haziran 1964’te ölümü üzerine 28 Kasım 1964 tarihinde yapılan AP Genel Kongresi’nde Sadettin Bilgiç, Tekin Arıburun ve Ali Fuat Başgil’in de yarıştığı seçimde 1679 oydan 1072’sini alarak Genel Başkan seçildi.
İsmet İnönü hükümetinin düşürülmesinden sonra Şubat 1965’te Suat Hayri Ürgüplü başkanlığında AP, Yeni Türkiye Partisi (YTP), Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) ve Millet Partisi (MP) katılımıyla kurulmasını sağladığı 29. Türkiye Cumhuriyeti koalisyon hükümetinde TBMM dışından Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı oldu.
Demirel’in Isparta milletvekili olarak ilk kez TBMM’ye seçildiği 1965 genel seçimlerinde, YTP’nin kaybetmesiyle Demokrat Parti’nin tek mirasçısı durumuna gelen AP, aldığı yüzde 52,8 oy ile tek başına iktidar oldu.
27 Ekim 1965 tarihinde Türkiye’nin 12. başbakanı olarak 30. Türkiye Cumhuriyeti hükümetini kurdu.
Demirelli yılların start aldığı ilk dönem böyle başladı.
***
Dönemi yeniden irdelerken Süleyman Demirel’in siyasete adım atması ile “kalkınmacılık” ekseni etrafında Zafer gazetesinde makaleler yazdığını da gördüm.
Örneğin Demirel, 5 Temmuz 1962’deki “Kalkınma Felsefesi” başlıklı yazısında şöyle yazmış:
Kalkınma, topyekûn bir milletin arzusu ve iştiyaki ile mümkün olabilecek bir iştir. Bu itibarla kalkınma, evvelâ bir gönül meselesidir. Bir memlekette fertler, kazanmanın, daha çok kazanmanın, daha iyi yaşamanın arzu ve iştiyakine düştüğü zaman, o memlekette mevcut vfakat gizli bir takım imkânlar seferber olur, kalkınma yaratır.
Kalkınmanın bir iktisat meselesinden ziyade beşeriyet meselesi olduğunu ifade ettiği bu yazısını “kalkınma bir insanlık, haysiyet ve vakar dâvasıdır” diyerek bitirmiş.
***
3 Ağustos 1962 tarihinde gene Zafer gazetesinde basılan “Kalkınmanın Sırrı” başlıklı makalesinde de “Istırap içindeki insanı sevmek, ne demektir?” diye sorarak şöyle cevap vermiş:
Fikrimce, hiçbir gösterişe lüzum görmeden başkasının ıstırabı, derdi, sizin içinizi kanatıyorsa, sizi muzdarip ediyorsa ve bu başkası sadece kendi akraba ve yakınınız değil de, memleketin en ücra köşesindeki bir kimse olabiliyorsa ve bu kimsenin dilini, dinini, ırkını ve kanaatini öğrenmeden ve öğrenmeye ihtiyaç duymadan o kimseyi o halde gördüğünüz vakit, bütün kabahati onun tembelliğine, fakirliğine yüklemiyorsanız, onun hakikaten mesut ve müreffeh olmasını düşündüğünüz, olduğunu tahayyül ettiğiniz zaman içiniz şevkle doluyorsa ve bu şevke dayanarak kendinizde yapabilme kudretini görüyorsanız, işte o zaman siz, insanı seviyorsunuz demektir. İşte o zaman, siz memleketi seviyorsunuz demektir, işte o zaman, siz her şeyi halletmek kudretini haizsinizdir.
***
Demirelli yıllar üzerine yapılan bir akademik çalışmada Demirel’in siyasete ilk adımı attığı dönemlerdeki bu makalelerini şöyle değerlendiren bir yoruma rastladım:
1960’lı yılların başında, Demirel’in gönlü heyecan ve hizmet aşkıyla dolugörünmektedir. Keban Barajı projesinden söz ettiği satırlar, duygu yüklüdür. Yine de o yıllarda bile kalkınmanın merkezine bireyi koymuş, daha çok kazanma ve daha iyi yaşama isteğinin geleceğe umutla bakmayı ve iktisad kalkınmayı getireceğini kabul etmiştir. Demirel’in Zafer gazetesindeki makalelerinde liberal yaklaşımın kuvvetli tesiri sezilmektedir. Duygusallıksa hemen hemen her yazısına aksetmiş gibidir.
Acaba gerçekten öyle mi?
Ya da başlangıçta bu hissi uyandıran yaklaşım hep öyle mi kaldı?
Kalmadıysa ne oldu ?
Dönemin Demirel’ini özellikle 1965 seçimlerinden sonra yaşadığım evden fiilen izlemiş biri olarak cevaplamaya kalkınca ortya başka ‘umacı’ yüzler çıkıyor.
Ya da ‘köşe yazarı’ Süleyman Demirel ile Başbakan Demirel aynı kişi değildi diyebilirim.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025