Mehmet TIRAŞ
12 Eylül darbe anayasasını değiştireceğini, YÖK’ü kapatacağının sözünü veren AKP “AB standartlarında bir demokrasi ve hukuk” vaat etmişti.
Parti programlarına şöyle yazdılar:
“-Bizim iktidarımızda bir kişi özgür değilse o toplum özgür değildir.
-Muhalefetsiz bir siyaseti asla kabul etmeyeceğiz.
-Sandık demokrasinin namusudur.
-Millî iradenin dışında hiçbir gücü tanımayacağız.
-Seçimle gelen seçimle gidecek.
-Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü olacak.
-Demokrasi hukuk çeşmesinden beslenir.
-AİHM kararlarını Türkiye’deki yasaların üstünde görüyoruz.
-İktidarımızda eşit vatandaşlık hukukunu uygulayacağız.
-Tekçi değil çoğulcu bir anlayışla ülkeyi yöneteceğiz.
-Bireyin özgürlüğünü, Azınlık haklarını temel hak ve özgürlükler kapsamında görüyoruz.
-LGBT’liler de bizim vatandaşımız hiçbir hak mahrumiyetine ve ayrımcılığa uğramayacaklar.
-Kadınların yaşadığı cinsiyet ayrımcılığına son vereceğiz.
-AB’liği üyeliği bizim olmazsa olmazımız olacak.
-Kopenhag kriterleri pazarlık konusu yapılmadan yerine getirilecek.
-Bizim iktidarımızda sınırsız düşünce ve basın özgürlüğü olacak.
-Temel hak ve özgürlükler değişmez ilkemiz olacak.
-Hukukun denetiminde fırsat eşitliği çerçevesinde rekabetçi serbest piyasa ekonomisini uygulayacağız.
-Biz başarısızlığını dış güçlerde arayan siyasetçilerden olmayacağız.
-Yeryüzü ile rekabet ederken çağ dönüşümüne de ayak uyduracağız.
-Devlet Nötr olacak ve toplumun her kesimine eşit mesafede duracak.
-Vatandaş devletin değil, vatandaşın hizmetkârı garson devlet olacak.
-Bütün çalışanlarımıza örgütlenme özgürlüğü vereceğiz.
-Devlet vatandaşına format atmayacak.
-Kimsenin yaşam tarzına müdahale edilmeyecek.
-Ülkeyi yönetme anlayışımızda hiçbir insanımızı “din,ırk ve mezhebinden” dolayı ayrıştırmayacağız.
-“Siyaset anlayışımızda toplumun her kesimi ile başta da muhalefetle her konuda mutabakat arayacağız, ülkeyi ortak akılla yöneteceğiz.”
Dahası da vardı:
-Kürt sorunu bizimde sorunumuz, yıllardır süren kardeş kavgasını ve anaların ağlamasını bitireceğiz. Anadilde eğitim vereceğiz, yasaklanan bütün dillere özgürce konuşma hakkı tanıyacağız.
-“Yolsuzluğu, Yoksulluğu, Yasakları” ortadan kaldıracağız ve yasakları yasaklayacağız diyorlar bunu da “ÜÇY” altında topluyorlardı.
-Bizim iktidarımızda kimse yatağa aç girmeyecek, inancımız gereği kendisi tok komşusu aç yatan bizden değildir sözünü hatırlatıyorlardı.
-Hiçbir engelli, düşkün,yaşlı,dul ve yetimler sosyal güvence altına alınacak ve bunlara parasal ve sosyal destek yapılacak.”
AKP toplumun karşısına böylesi bir demokrasi manifestosu ile çıktı.
O zamanlar bu programa muhalefet edenler değişmez statükocular,Ulusalcılar,Kürt düşmanları ve AB karşıtlarının dışında toplumdan çok büyük destek gördüler.
Programlarına da genelde 2010 yılına kadar sadık kaldılar…
-1 Mayıs’ı resmi bayram ilan ettiler. Taksim meydanını yıllar sonra işçilere açtılar.
-Azınlıkların gasp edilmiş mal varlıklarını iade ettiler.
-Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı gerçekleşti.
-Zinayı suç olmaktan çıkarttılar.
-Engellilere ve engellisine bakanlara bakım maaşı bağladılar.
-Kadınları şiddetten korumak ve hayata geçirmeyi kapsayan, kadınlara hak ve özgürlükler getiren “İstanbul Sözleşmesini” imzaladılar.
-Kürt sorunun çözümü için ilk defa PKK ile direk görüşmeler yaparak çözüm sürecini başlattılar.HDP’li Kürt milletvekilleri ile Kürt sorunu konusunda 12 maddelik Dolmabahçe bildirisini imzaladılar.PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mektubunu Nevrozda Diyarbakır meydanında toplanan bir milyon insana Kürtçe ve Türkçe okuttular, TRT kanallarından da canlı yayınladılar.
-Dersim katliamından dolayı devlet adına özür dilediler.
-AB müzakereler sürecinde ülkeye Cumhuriyet tarihinin toplamından daha fazla yabancı sermaye girdi.
2011 yılından sonra AKP adım adım başlangıçtaki zihniyet, siyaset ve uygulamalarından uzaklaştı.
Sonra kendini ve programına ihanet eden bir noktaya geldi.
Rejimi değiştirdi.
MHP ile sarmaş dolaş oldu.
Hukuk ve demokrasiyi hedef aldı. Demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüzde engel demeye başladı.
“Din,mezhep ve ırk” üzerinden topluma format atmaya yöneldi.
Kendine muhalif olan toplumun her kesimine karşı yargıyı sopa olarak kullanır oldu.
-Besleme medyası ile de AB bizi bölmek istiyor algısına başvurdular.
-“Neslimizi bozdular dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz.”
“Dolmabahçe ofisimden bakıyorum Kadıköy vapurundan inen kadınların kıyafetinden rahatsızım.” “Alkol alanlara ayyaşlar keşler” diyerek hakaret etti.
-TÜSİAD yöneticilerine “bir taraf olmayan bertaraf olur” diyerek tehdit ederken, İktidarın hukuk ve ekonomi politikalarını eleştiren iş insanlarının iş yerlerine vergi operasyonları düzenlediler.
-Taksim meydanını işçilerin 1 Mayıs kutlamalarına kapattılar.
-İstanbul sözleşmesini iptal ettiler.
-Kendilerine muhalif olan toplumun her kesimini dış güçlerin uzantıları diye yaftaladılar.
-AKP iktidara geldiğinde cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 54 bin iken, 2023 yılı itibarı ile cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 321 bine çıkmış durumda.
“Yasakları yasaklayacağım diyen AKP cezaevi yetiştiremez oldu ve son 15 yılda 274 cezaevi açtı.”
-Ülke Çin’den sonra en fazla cezaevlerinde gazeteci tutuklayan ülke durumuna geldi.
-AİHM kararlarını tanımazken,mahkemeleri adalet dağıtan değil de tutuklama aracı olarak kullandılar, beğenmedikleri yargı kararlarını uygulatmaz oldular.
-Kürtlerin kazandığı Belediye Başkanlarını görevden alarak milli iradeyi yok sayıp yerlerine kayyımlar atadılar. Kürt milletvekillerinin vekilliklerini düşürdüler.
Hukuktan uzaklaştıkça yabancı ve yerli sermaye ülkeyi hızla terk etmeye başladı. Döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırarken…TL’nin kan kaybı önlenemez bir duruma geldi.TL dünyadaki tüm para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam ederken…Ekonomi ise tepe takla oldu bütün ekonomik göstergeler tersine döndü. Mutfakta, çarşıda ve pazarda deyim yerinde ise tam bir yangın var.İşsizlik,enflasyon ve yoksulluk önlenemez boyuta ulaştı.
Büyük kentlerde Ekmek ve Kırmızı Et, kıyma kuyrukları olağan hale geldi.
Gelir dağılımı adaletsizliği ise dudak uçuklatır oldu.
“Ülkenin 13 dolar milyarderinin serveti 44 milyon insanın servetinden fazla.
13 dolar milyarderinin serveti 38 milyar 900 milyon dolar iken,
44 milyon insanın serveti ise 38 milyar 500 milyon dolarda kaldı.”
Gelir dağılımındaki bölüşüm bu boyuta ulaşırken Erdoğan ve ekibi ise dolar milyarderi oldular.
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan sorunları çözemedikçe dış güçler ve içerideki uzantıları; “Bize ekonomi ve dolar üzerinden operasyon çekiyorlar”, onlara teslim olmayacağız demeye başladı.
Toplum olarak “Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmadığımız sürece” hiçbir şey değişmeyecek, yüz yıldır da değişmiyor.
Ülkenin ortaya çıkan “hukuki ve ekonomik tablosu da” bunu fazlası ile göstermiyor mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025