Melih ALTINOK
Kimilerimizin dilinden düşmeyen, bunca hayali kurulan o “devrim” bizde nasıl olacaktır ya da başka memleketlerde nasıl olmuştur?
Bunun en “gözde” yollarından biri, örneğin Mahir Çayan’ın silahla bozulması gerektiğini söylediği “suni dengenin” kırılmasıdır. Halkın, dengeyi bozacak “devrimci parti”nin saflarına katılması içinse bir “nedeni” olmalıdır.
Bu noktada itekleyici güç, onları olası bir devrimden kazançlı çıkacak bireyler haline getirecek olansa “çelişkilerin keskinleşmesidir.” Yani bireylerin hayatının “daha kötüye” gitmesi.
Kurama göre tarih de önlemez şekilde “buraya” gitmektedir. Sınıflar arası uçurum, ezilenlerin aleyhine derinleşecek ve sayısı katlanarak artan devrimden çıkarı olan sınıf, köylüler ve küçük burjuvalar gibi müttefiklerini de yanına katarak azınlığı devirecektir.
Ama hayat kendiliğinden kötüye “gitmiyorsa” da gerekiyorsa “ittirilmesi” mubahtır. Zira kapitalizm yamandır. Halkın gözünü nispi refahla falan boyar; fırsat verilmemelidir. Bu da efsanevi lider Allende gibi deneyimleri dışarıda bırakırsak, kuşkusuz, Marx’ın “devrimin ebesi” dediği “zor” sayesinde olacaktır. Yani “zorlama” ile.
E Miras ortak. Bizdeki solun büyük çoğunluğu, her ne kadar “yasal” partiler kurup “burjuva demokrasisi"nin seçim oyununa falan katılıyor olsa da bu “devrim”i ağzından düşürmez. Hatta ilginç şekilde, sandık başına gelince oylarını CHP’ye attıkları halde, söz konusu partilerin bu devrimci romantizmine son günlerde bayılan beyaz Türkler de…
Askerden boşalan vesayete talip yeni bürokratik oligarşinin hukuk kılıflı darbelerinin ardından gelen ve birkaç haftadır ortalığı sallayan ekonomik sıkıntıyı da bu “klişe” perspektifle yorumluyorlar. Somut durumun niteliğine bakmadan hazır reçeteyi uygulamaya çalışıyorlar.
Değiştirmek istedikleri sistemin, adı farklı olsa da taleplerini kısmen yerine getirdiğini fark edemeden, bu dengeyi teorik olarak karşısında oldukları sermayenin lehine değiştirmeye çalıştıklarını göremiyorlar. Belki de görmek istemiyorlar.
Elbette AK Parti sosyalist devrim yaptı falan demiyorum. Ama ekonomik-sosyal politikalarının, kadim Türkiye burjuvazisinin paradigmasına ters düştüğü, buna karşın alt ve orta sınıfın yararına olduğu çok açık.
Bakalım. O hükümet, 10 yıldır faizleri düşük tutuyor. Türk parasına değer kazandırıyor. İstihdamı arttırıyor. Oluşturduğu kaynaklarla sağlık, eğitim, konut hamleleri gibi alanlarda sosyal politikalara enikonu ağırlık veriyor. Mısır ve Suriye’de olduğu gibi, bölgenin ve dünyanın “mazlum halklarının” yanında tavır alıyor. Zaman zaman da, “yalnızlaştığı” eleştirilerine konu olacak şekilde İsrail ve ABD gibi “emperyalist” devletlerle ters düşüyor. Çözüm projesi gibi resmî paradigmayı temelden sarsan çözüm süreçlerinin altına imza atıyor...
Şimdi solun, adlarına hak aradığı ezilenlerin lehine bu durumun değişmesini istemesinin hayatın gerçekliğiyle bağı ne? Velev ki değişti. Bu durumda çeşitli baskı ve entrikaların ardından işsizliği, yoksulluğu, zamları besleyecek faizlerin arttırılmasından çıkar sağlayacak kesim “yeniden” sermaye olacak mı? Daha can alıcı soru, sermaye de bu dengenin değişmesi ve eskinin mutlu mesut günlerine dönmek için cemaatiyle şusuyla busuyla ittifak kurup çabalarken, solun ekmeğine yağ mı sürüyor?
Ayrıca bir sorun bakalım, son üç beş yılda kısmen refaha kavuşan Türkiyeliler bir devrim hayali için, düzenle çelişkilerinin artmasına, yani yoksulluğa, işsizliğe katlanmak isterler mi? Bu halk, azıcık nispi refahlarını onlara çok görüp hayatlarını daha kötüye götürecek politikaları mı yoksa iyileştirecek tedbirleri mi destekler? Yoksulluğu mu yoksa zenginliği paylaşmayı mı ister? Mazbatayı, “küllerin prensi olacaksın desen ülkeyi yakacaklara” mı (Game of Thrones) yoksa “uzlaşıp” prensliğin keyfini sürmek varken yangını söndürmeye çalışanları mı?
Evet, haklısınız cevabı sandıkta göreceğiz, yine.
Ama bence hakikaten “zorluyorsunuz” dostlar. Tıpkı “Gezi Level 1”de sokağa çıkan gençlerin “başka çareleri kalmadığı” için değil, önlerine konulan “çareleri” ellerinin tersiyle itip kendilerince butik çareler üretmek istediklerini görmezden geldiğiniz gibi. Bu yüzden gençlerin “kahrolsun bazı şeyler” gibi postmodern sloganlarını bile klişeler içinden “okuyup” heba ettiğiniz gibi…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































mustafa
ne kadar güzel bir yazu yazmışsınız kaleminize sağlık.
ali
bu konuda lütfen yazmaya devam edin , dünyanın başka yerlerindende örnekler vermenizi rica ederiz