Münir AKTOLGA
YUNANİSTAN VE TÜRKİYE..
ERDOĞAN MI YOKSA TSİPRAS MI DAHA SOLCU TARTIŞMALARI!..
Yunanistan'da olup bitenlerle Türkiye'yi kıyaslamaya kalkanlar yanılıyorlar!!. Ne Syriza AK Parti'dir, ne de Tsipras Erdoğan!!
Türkiye, AK Parti ile birlikte, bütün o iniş çıkışlarıyla "sessiz" bir burjuva devrimi sürecini yaşadı-yaşıyor.. Batı’nın “şımarık çocuğu” Yunanistan'da yaşananlar ise dibe vuran sisteme karşı içi boş bir öfkedir, bir blöftür- kısır bir reaksiyondur!.. Bazılarının iddia ettikleri gibi buradan ne “neo liberalizme”- “finans kapitale” karşı “Erdoğan’ın yoluna girebilecek” “devrimci” bir alternatif-direniş çıkar, ne de Yunanistan’da başarıya ulaşan bir “Gezi” hareketi!! Ne Tsipras bir Erdoğan, ya da Demirtaş’tır, ne de Syriza bir AK parti, ya da HDP!! O “solcu” çok bilmiş-hem de Marksist(!)- Jöntürk-Jönkürt aydınları boşuna dil döküyorlar!.. Tsipras bağırsa da çağırsa da, mezardan Lenin’i çıkararak onun kılığına girip “devrim” de yapsa bu gerçek değişmez!!. 21.Yüzyıl’da artık üretmeden (hem de katma değer yaratacak bir üretim faaliyetinde bulunmadan), kendi iç dinamiklerini küresel dinamiklerle birleştirerek küreselleşme sürecine katılmadan kimse bir yere varamaz! Tilkinin dönüp dolaşıp varacağı yer AB dükkanıdır!!..
Bizim “stratejik derinlik” hesabı yapan neo Osmanlıcılarımıza gelince, onlar da, “bu gidişle belki Yunanistan AB’den kopar da tekrar bize (Yeni Osmanlılar olarak bizim kervana) katılır” diye boşuna heveslenmesinler!!.. Buralardan onlara da ekmek çıkmaz!.. Onlara, ”aç tavuk rüyasında darı görürmüş” misali “İslami nesiller” yetiştirerek geçmişi tekrar diriltme hayali kurmak yerine, önce şu Kemalist eğitim sistemini değiştirip bilgi üretimi faaliyetine katılacak aklı başında nesilleryetiştirmeye yönelik bir eğitim sistemi için çaba sarfetmelerini önermek gerekir!.
Evet, AK Parti iktidara geldiği zaman da -bugünkü Yunanistan gibi- dibe vurmuş bir Türkiye vardı ortada, bu doğrudur; ama bizimkiler (AK Partililer) işe böyle şımarık "solcu" bir kabadayılıkla, veya içi boş bir öfkeyle başlamadılar!!. Tam tersine, Türkiye'nin iç dinamiklerini küresel dış dinamikle -küresel sermaye ile- uyum haline getirerek Türkiye'ye doğru muazzam bir küresel sermaye akışına yol açtılar. Açın rakamlara bakın, Cumhuriyet'in kuruluşundan 2002‘ye kadar ülkeye giren "küresel sermaye" miktarıyla AK Parti iktidarından sonra ülkeye giren küresel sermayeyi kıyaslayın.. Seksen yılda giren miktarın AK Parti iktidarından sonra neredeyse her yıl giren miktar kadar olduğunu göreceksiniz!.. AK Parti, sadece içe kapalı devlet sınıfını-Kemalist eliti iktidardan indirerek değil, bunun yanı sıra, demokratikleşme yönünde atılan adımlarla, yeni bir anayasa yapımına ilişkin irade beyanıyla da küresel sermayeye güven verdi.. Ülkeye giren sermaye bunun eseridir.. O muazzam yatırımlar süreci bu şekilde üretime dönüşmüştür.. İhracat 25 milyar dolardan 150 milyar dolara böyle çıkmıştır.. Yani Türkiye, AK Parti ile birlikte üreterek borçlarını ödeme, küresel sermayeyle-küresel dinamiklerle bütünleşerek yoluna devam etme alternatifini seçti.. Hepsi bir yana, AK Parti tutup da IMF’ye, "bana ne, bu borçları ben yapmadım ki, ödemiyorum işte!" diye kabadayılık yapmadı!.. Daha önceki Devletçi elitin bütün tahribatını üstlendi, onların neden olduğu bütün borçları bir bir ödedi.. Yoksa, borçlarını ödemeyen bir ülkeye hangi sermayedar getiripte parasını yatırırdı ki!.. Bazıları şimdi, Tsipras devrimciliğine özenerek geriye doğru projeksiyon yapıp bütün bunlardan dolayı (bir de tabii Merkez Bankası’nı özerk hale getirdiği için) Derviş’e saldırmayı bir marifet biliyorlar.. Şaşarım hallerine!!
Tsipras "ödemiyorum" diyecekmiş!! Eee sonra?.. Sonra ne yapacak, hangi sermaye ile yatırımlara yönelecek de üretimi arttıracak?? Üretmek için yatırım yapmak gerekir; yatırım ise sermaye ile olur, hava gazıyla, ya da bağırıp çağırmakla, kabadayılık yaparak yatırım yapamazsın!!.. Ne yedirip içireceksin insanlara?.. Atıyor şimdi, atsın bakalım!! Hani o atıyor da bizimkilere ne oluyor!!
Ama Erdoğan böyle yapmadı işte!.. Bırakın bol keseden atmayı, o, tam tersine, durumu açık açık anlattı insanlara. Birşey vadetmedi, sadece, “çalışıp üretmeliyiz bunun başka yolu yoktur” dedi.. Yani insanlar ona vaadlerinden dolayı değil, onun samimi olduğuna inandıkları için, onun rol yapmadığını gördükleri için inandılar. Erdoğan onların güvenini böyle kazandı.. Eğer bugün halk bütün o 17-25 Aralık olaylarına rağmen -bütün o yolsuzluk kampanyalarına rağmen- halâ ona güveniyorsa bunun nedenini iyi anlamak gerekir (birilerinin iyi anlaması, diğerlerinin de bunu suistimal ederek bu güvenin sonsuza kadar böyle kalacağını düşünmemesi gerekir). Zaten biz de onu bu bu nedenle desteklemedik mi; halâ da, bu nedenle “evet, ama yetmez”, veya “eleştirel destek” deyip durmuyor muyuz!.. Şimdi sanki bunlar yaşanmamış gibi Tsipras'la Erdoğan’ı bir tutuyorlar!.. Söyleyin bana, bunun adı, Tsipras'la Erdoğan’ı kıyaslayarak buradan Türkiye’de şuan ki konumuna yönelik malzeme üretmeye çalışmanın adı oportünizm değil midir!!
Tamam, son zamanlarda birtakım yağcı "Erdoğancı"-"klavuzlar"-ideologlar çıktı ortaya, bu doğru. Bunlar, öyle katma değer yaratmaya yönelik yeni bir eğitim sistemi falan gibi zahmetli işler yerine, “kapitalizme alternatif İslami sistemler” yaratıp önererek onun kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Onu, tıpkı bir mesih gibi, bütün İslam alemini de arkasına takarak dünyaya meydan okuyan bir lider rolünü oynamaya itiyorlar. Onu, Türkiye'ye özgü "sessiz devrimin" yolundan saptırarak sanki ideolojik bir kavga uğruna dünyaya savaş açmış- "anti emperyalist"-"solcu" bir lider konumuna itmeye çalışıyorlar; bütün bunların hepsi doğru. Ama boşuna çaba!.. Ne Erdoğan bir Tsipras'tır-Tsipras olabilir- ne de Tsipras Erdoğan!!. Unutmayalım, her nehir kendi yatağında kendi tarihsel gelişme diyalektiğine uygun olarak akar!.. İdeolojik mühendislik faaliyetleriyle bir süre için nehirlerin yatağını değiştirmek belki mümkün olabilir, ama sonra su döner dolaşır gene kendi yolunu açar!..
Komik bir durum gerçekten, şu tartışılanlara bir bakın, Tsipras'ın Türkiye'deki karşılığı Kılıçdaroğlu mudur(!) Demirtaş mıdır, yoksa Erdoğan mıdır, bunu tartışıyor "aydınlarımız"??.. İşte jöntürk aydını olmak böyle birşey!!.. Bunların pusulası mekanik dünya görüşüdür, pozitivizmdir, şablomculuktur!.. Daha kendi içlerinde-ülkelerinde ne olup bittiğini bile doğru dürüst anlayamadan Yunanistan'a akıl vermeye çalışıyorlar!..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2024
9.11.2024
31.07.2024
3.06.2024
9.04.2024
20.07.2023
18.07.2023
17.07.2023
20.06.2023
18.06.2023