Murat BELGE
Türkiye Cumhuriyeti’nin ancak 21. yüzyıla girildiğinde bir “kapitalist devlet”e kavuşmak imkânını bulduğunu yazıyordum dün. Bunun yolunu açan siyasî güç, AKP oldu. Bu, içinde bir paradoks taşıyan bir önerme, çünkü bu partinin önder kadroları arasında, pek çok pre-kapitalist öge barındıran bir ideolojinin egemen olduğu herhalde fazla tartışma götürmez.
Ancak Türkiye, bunca yıllık tarihinde, “post-kapitalist” denebilir herhangi bir ideoloji üretemediği için, bu duruma fazla şaşmamak gerek.
Yolu açan siyasî güç AKP’dir, dedik. AKP’nin oyu, son seçimde, yüzde 50’yi buldu. Bu oranda oy alan bir parti, toplumun bütün kesimlerinden yüksek oy alıyor demektir; ama bu, böyle bir partinin bir “sınıf aidiyeti” yoktur anlamına gelmez. Demokrasilerde her parti, bütün sınıflardan oy alabilir, alır da. Ama hepsinin de son kertede bir sınıf temeli vardır; programına sözcülük ettiği (ve başka sınıfların üyelerini geçerliliğine ikna ettiği) bir sınıf ya da “sınıf fonksiyonu” vardır. AKP’nin temeli, çeşitli adlarla andığımız, “aslan, kaplan” dediğimiz taşra burjuvazisi.
Dolayısıyla AKP iktidarı. “Laik-Müslüman” ideolojik kavgası dış görünümünün ardında, yalnız bu burjuvazi kesimi (ve programına ikna ettiği öteki toplumsal-sınıfsal-ideolojik kesimler) ile geleneksel bürokratik statüko arasındaki kıyasıya mücadele değil, aynı zamanda; gene aynı burjuva kesiminin geleneksel büyük burjuvaziye karşı verdiği mücadele de yatıyor. Bu, birincisi kadar “kıyasıya” değil, çünkü sonuçta, daha genel düzeyde, bütün burjuvazinin, ekonomideki egemenliği ile orantılı bir şekilde siyasette de pay sahibi olma talebi sözkonusu. Özellikle de 1982 Anayasası, bunun gerektirdiği kurumları yaratmamış, tersine engellemiş. Bu, dediğim gibi “genel” bir talep. Ama bir de daha “konjonktürel”, özel bir durum var: Türkiye’nin AB’ye katılması. Bu da, Türkiye’deki burjuvazinin üzerinde en geniş ittifak yelpazesini kurabildiği bir hedef. Geleneksel burjuvazinin özellikle iç pazara üretim yapan kesimleri başlangıçta AB projesinden pek de hoşnut değildi, ama zamanla onlar da kendilerini uyarladılar ve muhalefetleri yumuşadı.
Yolu açan siyasî güç. AKP, kendi ideolojik formasyonunda, bir kere “anti-kapitalist” değil. Ancak, genel kapitalizmin (yani Türkiye genel kapitalizminin) içinde taşralı burjuvaziye çok daha yakın. Zaten onun siyasî uzantısı olduğu dahi söylenebilir.
Bu işe birçok bakımdan muhafazakâr bir sınıf. Bunu, kadınlara peçe takacakları ya da oruç tutmayanı kırbaçlayacakları anlamında söylemiyorum (bunları da isteyen bir azınlık mutlaka vardır, ama bugün son derece marjinaldir): çok daha önemli konularda, örneğin “işçi hakları”, “sendikalaşma” vb. konularda bu muhafazakârlık ortaya çıkacaktır. Askerî sultaya karşı mücadele sözkonusu olduğunda solun da bunu yürütmeye hazır kesimiyle birlikte davranmaktan kaçınmazlar. Ama “sosyal devlet” gibi konular ortaya atıldığında frene basarlar. Müslüman hayırseverliği onlar için yeterlidir ve arada “devlet otoritesi” görmek istemezler. Bu toplumun en yaygın ideolojisi olduğu için Türkçede bir adı bile olmayan “korporatizm” onları da içine alır (Kemalist bürokrasi, Ülkücü çizgi ve bir kesim solla birlikte). Korporatizm içinde gül gibi geçinip gitmek varken, sendika falan gibi işgüzar kurumlarla uğraşmak istemezler. Dinimizin çok güzel bir “zekât” kurumu varken devletin ayrıntılı vergi sistemleri geliştirmesinden hoşlanmazlar.
Türkiye’nin bütününün nerelerde olduğuna bakınca, kapitalizminin de buralarda olması çok şaşırtıcı değil.
Ama bunlar aşılmaz engeller de değil. Hele Avrupa hedefi gibi (şu anda öncelikle Avrupa tarafından engellenen) “havuçlar” etkili olduğunda.
Asıl sorun, Türkiye’nin kapitalist ideolojisinin bu gibi anakronik ögeler içermesi değil. Kaldı ki, bunlar Amerika’nın neo-con zihniyetinde de “yabancı madde” sayılmaz –“Anadolu Kalvenizmi” boş bir laf değil. Asıl sorun, bu toplumda sosyalizmin de “pre-kapitalist” olması; dolayısıyla da, her düzeyde demokratikleşme için ana mücadeleyi vermesi gereken siyasî hareketin olamaması.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025