Mustafa Karaalioğlu
Gece yarısı son anda eklenen bir geçici madde ile, vadesi 30 Nisan ile 31 Mayıs tarihleri arasına isabet eden çeklerin ibrazı 1 Haziran’a kadar ertelenmişti. Bu tarihler arasında vadesi gelen çek ve senetlere dayalı alacaklar hakkında icra ve iflas takibi başlatılamayacağı, başlamış olanların duracağı da kanunda yer aldı. Yani, bir ay süresinde kimse çek senet öremek zorunda olmayacaktı. Böyle bir şey akla mantığa, piyasa kurallarına asla uygun olmadığı için ve iş dünyası da ayağa kalktığı için kanunla yapılan düzenleme önce basın açıklaması, ardından bakanlık genelgesiyle değiştirildi. Parası olana çek borcunu ödeme izni verildi!
Felaketi durdurmak için önce açıklamayla şanslarını denediler sonra da kanuna karşı genelgeyle. Ki, hatayı başlatan kanun da kanuna aykırıydı! Bu kanunu hazırlayan vekillere, onların başkanlarına; olup biteni boş bakışlarla izleyen sonra da kanunsuz genelgeyle felaketin zirvesine çıkan bakanlığa, bakana, vah. Memlekete vah…
Marketlerde neyin satılıp neyin satılamayacağına dair genelge yayınlamak da böyledir. Bu, akla ve mantığa aykırı, kim neden böyle bir şey düşünür diye sorduran bir başka karardır. Tıpkı çek meselesi gibi market düzenlemesi de salgın gerekçesiyle icat edilen ve ama gerçekte piyasa dengelerini bozan ve kaosu artıran yanlış işlerdendir. Her ikisi de temel haklar açısından ihlaller içerdiğinden hukuki açıdan tartışmalıdır. Ama mesele artık daha büyüktür. Kanuni ve kanunsuz işlemlerin tamamındaki çaresizlik küçük/büyük bütün krizlerin kontrolden çıktığını göstermektedir. Zaten eksik olan kriz yönetme becerisi tümden dibe vurmuştur.
Her istediğini, her aklına geleni kanun yapabilen bir hükümet, yaptığını bari kitabına uydurma ihtiyacı hissetmiyorsa bunun bir sebebi kibir ise öteki sebebi de kontrol kaybıdır. Yani yanlışı kitabına uydurma dikkati de kaybolmuştur. İzlediğimiz manzaralar bu yüzden şaşırtıcı değildir. Mevcut sistemle ve mevcut kadrolarla aksi sözkonusu olamazdı. Sistem liyakati, tecrübeyi, ehliyeti ve denetimi bilerek, isteyerek dışladıktan sonra böyle bir sonucu zaten kabullenmişti.
Bırakın 10 yıllık, 100 yıllık devlet tecrübesini; salgında büyük acılarla, ölümlerle edinilen daha dünkü tecrübeyi bile kullanamayan bir idareden başka netice çıkmaz. Tekrar tekrar aynı hataları yapmak, yeni hatalara koşmak bu sistemin mecburi istikametidir. Gücü tek elde topladığı için kudretli görünen ama tam da bu nedenle sorun çözme bahsinde zayıf bir sistem ile doğal olarak zayıf siyasi ve bürokratik kadronun performansı böyle olmaya mahkumdur. Sadece kanun ve kararname yazımındaki başarısızlık değil; ekonomi, eğitimi, dış politika, eğitim gibi alanlardaki hızlı gerileme de aynı denklemin kaçınılmaz sonuçlarındandır.
Liyakatsiz kadrolar geçekte iş yapmakla sorumlu değildir, zincirleme olarak bir üst makama yaranmakta yarışırlar. İtaatte kusur işlemedikleri müddetçe onlara hatalarından dolayı kimse hesap sormaz. Denetim, istişare, performans gibi hayati kriterler yeni sistemden çıkarıldığı için esasen başarısızlığı sorgulayan bir mekanizma da yoktur. Yaşanan acı manzaranın en basit izahı budur…
Devlet idaresinde artık aşağıdan yukarıya uluşabilen bir karar alma hattı bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanı’nın gözüne girmek için yapılan, başı sonu hiç düşünülmeyen ve yanlış da olsa Cumhurbaşkanı’na sorularak yapıldığı için hesabı sorulmayan işlerle yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz. Bu kadar sansasyona ve ortaya çıkan kaosa rağmen şimdiden sonra da aynı hatalar yaşanacaktır. Ne ekonomi, ne dış politika ve ne de salgın yönetimi… Sistemin tabiatı ile Cumhurbaşkanı’nın sistemi işletme biçimi, herhangi bir meseleyi çözmeye, küçültmeye, sevk ve idare etmeye imkan vermemektedir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025
23.06.2025
21.06.2025
8.06.2025