Okay GÖNENSİN
Gazeteyi kağıttan ya da ekrandan okuyan, televizyonda haber izleyen herkes artık her gün aynı başlıkla karşılaşıyor.
Başlık aynı iki kelime: Acı haber. Altında da bir ya da iki şehidin nerede verildiği, isimleri aktarılıyor.
Sayfaların neresinde verilirse verilsin, tv’deki sırası nerede olursa olsun “acı haber” olmayan bir günümüz kalmadı.
Bu kadar çok acı haber olunca da, bunlara “alışmak” gibi bir sorun da ortaya çıkıyor. Alışan insanların da dikkati ve hassasiyeti azalmaya başlıyor.
Her toplum için en dramatik durumlardan biri “acı haberlere alışmak”tır ve bizim toplumumuz o aşamaya maalesef gelmiştir.
Acı haberlere alışan toplumun insancıl hassasiyetleriyle birlikte tepki duyguları da azalır.
Bu kadar acı habere bir tahammül sınırımız olması gerekir. Bizim toplumumuzun tahammül sınırı nedir? Her gün dört şehit, beş şehit olunca mı tahammül sınırı aşılmış olacaktır?
Böyle cevapsız sorularla içimizi alabildiğine karartmaya devam edebiliriz. Ama tepki gösterebilmek için içimizin daha ne kadar kararacağını da bilmiyoruz.
Her gün önümüze çıkan görüntünün önüne geçmeye çalışan bazı sesler “bitti bitiyor” diyerek “biraz daha tahammüllü olun” tavsiyesini tekrar edip duruyorlar.
Altı ay önce de o sesler aynı şeyi söylüyor, “bitti bitiyor” diyorlardı, ama altı ayda hiçbir şey bitmediği gibi sürekli olarak daha kötüyü gittiğimizi görmemek için aşırı iyimser olmak bile yetmiyor.
Toplumdan “yetti artık durun” çığlığının çıkabilmesi için bu çığlığı atanların seslerinin duyulabileceğine az da olsa inanmaları gerekiyor.
Ama gerçek şu ki, bu çığlıklardan hiçbiri savaş hengâmesi içinde duyulmuyor.
Acı haberlere alışınca, acı habersiz bir dünya hayali giderek uzaklaşır ve bir gün acı haberler duvarının arkasında iyice görünmez olur.
Acı haberlerle kararmış ruhlarımızı bir nebze olsun temizleyebilmek için “yeter artık durun” diye çok kuvvetli bir sese ihtiyacımız olduğuna göre son söz yine “sakın enseyi karartmayalım” olacaktır.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2017
8.02.2017
7.02.2017
6.02.2017
4.02.2017
3.02.2017
30.06.2017
5.02.2017
3.02.2017
1.02.2017