Şeyhmus DİKEN
Derler ki, şimdilerde Licê yakınlarında bir köy yerleşkesi olan ve Licê’nin en eski yerleşim birimi olan Entax’ta (Atak) yedi kardeş yaşarmış. Kardeşler arasında bilinmez bir nedenle anlaşmazlık çıkmış. Kardeşlerden biri; ata, dede diyarı binler yıllık kadim şehirleri Entax’tan ayrılmış. Çok uzaklara gitmeye de, gönlü elvermemiş. Bir dağın yamacında bağ, bahçe, bostanlık mekânını kurmuş. Epey zaman geçmiş.
Baba evlat hasretine dayanamamış. Demiş ki geride kalan çocuklarına;“Gidip bulun kardeşinizi. Ne haldedir. Hali vakti nasıldır.” Kardeşler, arayıp bulmuşlar küskün kardeşi. Hasbi hâl edip dönmüşler. Ve babalarına demişler ki; “Li cî ye” (yerindedir). O gün bugündür, Yani yaklaşık 1000 yıldır, 1100’lü yıllardan bu yana o küskün kardeşin yaşadığı yer, Licê adıyla anılan şehirdir ve sahiden de dosta düşmana karşı “Li cî ye”, yerinde ve ayakları üzerinde sapasağlam durmaktadır Licê…
Bu tarihi girizgâhı sanırım niye yazdığımı okur anlamıştır. Bugünlerde Licê manidar anlamda hayli popüler.
Önce Kulp ilçesindeki seçim çalışmalarından dönen Hür Dava Partililer Licê’ye de girip “biz de varız” deme gayretiyle kendilerini gösterdiler. Liceli böylesine “gösteri” edalı “ziyareti” kabullenmedi. Hüda parlılar bıçaklarını, satırlarını, arabalarını artlarında bırakıp soluğu Diyarbakır’da aldılar.
Sonra Diyarbakır’da alt kademe belediyelerinden Yenişehir Belediyesine Adalet ve Kalkınma Partisinden aday olan Sebgetullah Seydaoğlu şehrin Ofis semtindeki en işlek caddesinde bir vatandaşa ait işyerine girdi, propaganda yapmak ve kendisine, partisine oy istemek için. Kararlı vatandaş; kendilerine oy vermeyeceğini BDP’li olduğunu söyler. Tartışma büyür. AKP’li aday, vatandaşa hitaben Diyarbakırlı ve Kürt olamayacağınıitham eder. Vatandaş da Kürt, hem de Liceli olduğunu vurgular. Bunun üzerine AKP adayı Sebgetullah Seydaoğlu “Licelilerin hepsinin Eroinci”olduklarını topluluğun içinde vurgular. Bunun üzerine vatandaş AKP adayını etrafındakilerle birlikte işyerinden kovalar ardından da olay medyaya ve adliyeye yansır.
Üçüncü ve en önemli olay ise tarihten; 1993 yılında Licêliye koruculuk dayatılırken, kontralarca General Bahtiyar Aydın’ın da katledilmesi ile birlikte Lice’nin üç gün süreyle devlet tarafından adeta yakılıp yıkılarak talanına dair yirmi yıl evvelki yaşanmışlığın tam da zaman aşımına uğrayacağı günlerde dava sürecinin yeniden başlaması, ama devletin ve yargının ince bir “ayar” ile davanın duruşmasını Eskişehir’e,oradan da İzmir’e kaydırmaları üzerinedir.
Lice tarih boyunca çok acılara tanıklık etmiş bir eski şehirdir. 1915 Ermeni Soykırımında çokça Ermeni hemşehrisinin ebedi yok edilişine, ucu muhtemel ölümlerle sonuçlanacak sürgüne yollanışına, eli ve yüreği yettiğince kurtarabildiklerini ölümden kurtararak, diğerleri için çaresizce boynunu bükmüş şehirdir. 1925 Şeyh Saîd İsyanından sonra ve yakın zamanda yirmi yıl önce 1993’te yakılıp yıkılmış bir şehrin direnişinin de öbür adıdır Licê.
Ben Licê’yi en çok nenemden, sonra da artık yaşamayan büyüklerimizden dinlemiştim. Nenem demişti ki bir kez; “Hûvdê edarê / Berf hat gûlîya darê / Nema heya êvarê” (17 Mart günü yağan kar, ağacın yapraklarına kadar ulaşsa da, öğlene kadar erir.) Nenemden bu tekerlemeyi duyar ve bir anlam veremezdim. Evet, 21 Mart Newroz günüydü. Aynı zamanda baharın başlangıcıydı. 21 Mart eski takvimlere göre de yeni yılın başlangıcı olarak kabul görüyordu da. Hiçbir anlam veremediğim bu 17 Mart neyin nesiydi!
İşte Licê’yi ve hikâyelerini bilenler hafızalardaki yitik ve çözülememiş anlamı çözer. Altıbin yıldan bu yana Yukarı Mezopotamya’nın kadim halkları Asurîler eskiden beri şimdinin Bir Nisan’ına denk gelen günü, Asur toplumunun Newroz’u olan Akitu Bayramı olarak kutluyorlardı. Yeni takvimle eski takvim arasındaki fark olan 13 günü çıkardığınızda 17 Mart tarihiyle buluşuyordunuz. İşte upuzun yıllar “büyük felaket” 1915’e kadar Ermeni ve Süryani Hıristiyanlarla birlikte yaşamış Kürt ve Müslüman Licê toplumunun bugün hafızalarına bir dörtlükle dahi olsa nakşedilen 17 Martın Licê’den yansıyan hikâyesi böyle bir algı olsa gerekti.
Ya da yine nenemden bağbozumu dönemine ait bir tekerleme; “Eco, Eco! Wesiyê min li te bî. Mezelê min, binê dara gûzan bi kole. Bila dengê lengerîyan bê gohên min…”
Köyler, şahsiyetler, efsaneler, dükkânlar, çarşılar, bağlar, bahçeler, fötr şapkalı Licêliler, kadın erkek giysileri, gelenekler- görenekler, yemek kültürü, ticaret, doğa-hayvan ilişkisi, Licê depremi, acılar, isyanlar ve ağıtlar…
Bir de unutmadan, deliler. Kimi kez bir şehri anlatırken delisidir aslolan. Şehirleriyle birlikte varlık bulan. “Xaltîka Eyşê- Eyşika dîn” bu sebeple Licê anlatılırken unutulmayacaklardan.
Ve tabii ki kaçakçılar. Belki de bir başka katkı da bir tekerlemeden; “Bi qaçaxî karvanî / Hespa bozê rewanî / Bê melle û bê şuştin / Li hidûdê tên kûştin”. Eski Licê’de iyi bir tüfeği ve güzel bir atı olan, baba-dede mesleği kaçakçılık ile at sırtında ticarete, nakliyeciliğe, diğer adıyla “katırcılığa” soyunurdu. Atlardan söz ederken, Licêliler için atın önemini anlatan bir deyim var. Vurgulamadan geçmek olmaz.
Hespê ji sûvarê xwera gotiye;
Vexta ku tu li min sûwar bû,
Mîna neyarekî li min mêze bike.
Vexta ku tu ji min peya bû,
Mîna birakî li min mêze bike.
Ve elbette o kaçağın katırlarından mutlaka söz edilmeli! Her bir tarafına ortalama elli kilo yük yüklenen katırlar. Licê’de mimari yapılarda evlerin kapıları bile katırlara göre düşünülmüştü. Katırların, yükleriyle birlikte rahatlıkla içeriye girebilecekleri büyüklükte yapılırdı kapılar. Yağmurda, soğukta ve de dışarının meraklı gözlerinden kaçınmak için ihtiyaca göre düşünülmüş bir yapı tarzıydı eski Licê evleri.
Kaçakçılık Ahmed Arif’ce sınır tanımazlıktı Licê’de;
Bir yanım çığ tutar, Kafkas ufkudur.
Bir yanım seccade, Acem mülküdür.
Misali; Şam’dan, Bağdat’tan başlayıp, İran içlerine kadar süren kaçakçılığı, bu coğrafyada Licelilerden daha iyi yapabilenin olmadığı halen söylenir. Kendilerinin çizmediği sınırlarda, kendilerinin olan malları, kendilerinin dışında konulan yasaklarla yürüten kaçakçılar.
Motorlu araçların hiç olmadığı ya da çok az olduğu dönemlerde: Licêli katırcılar, ağırlıklı olarak Diyarbakır-Erzurum-Hınıs hattında, katırları ve atlarıyla nakliyecilik yaparlardı. Doğu’nun bir ilinden bir başka iline tayini çıkan memurların eşyalarını taşıdıkları olurdu. O günlerin Licê’sinde, katır o denli önemli bir nakliye aracıydı ki; katırı ve tüfeği olup da sefere çıkamayanların bunları kiraya verdikleri bile olurdu.
İşte Rûşto bu ünlü kaçakçılardan biri. Çoğu kez ünü, kendisinden önce, gideceği yerlere gidenlerin soyundan! Rûşto’nun kendisi gibi ünlü bir sözü var. Halen söylenir.
Eger yekî li we xist, / Mebejin em Licî ne. / We li yekî xist, / Bêjin em Licî ne
Vurulmayı, düşmeyi ve de düşürülmeyi, Lice’sinin, memleketinin, coğrafyasının adına kara çalan bir düşünce ve davranış-bakış sayar, Rûşto ve Rûşto gibileri. Bingöllü Yado, Silvanlı Koçero gibi...
İşte Licêli Rûşto bir gün İran sınırından geçerken, hem de yüküyle, kaçağıyla geçerken sınır güvenlik görevlilerince bir çatışma sonucu vurulur.
Vurulmuşum,/ Düşüm gecelerden kara
dercesine vurulur ve düşer Rûşto. Üzerine ilk yetişen bir rütbeli olur. Ve daha önce tesadüfen, Licê’de görev yapmış bir uzatmalı çavuş, Rûşto’yu tanır. Heyecanla sorar: “Ulan Rûşto, sensin değil mi? Licêli Rûşto!”
Rütbelinin tavrı insanîdir. Daha önceden tanıdık biri ya! İnsanî olan yan baskındır ve öne çıkmıştır. Rûşto’nun yarasına müdahale edilmelidir, edilecektir. Fakat ne mümkün! Rûşto kurşun yarasını almış ve düşmüştür ya! İnadı inat, düşkün, düşmüşken, çaresizken Licêli değilim denilecek ya! Licêli değilim demede ısrarlı.
Sonuç Rûşto için İran sınırında kan kaybından ölümdür. Ve Rûşto ölürken bir kılam’dan yine bir parça:
Em Licî ne, em Licî ne, / Bav û kalan da qaçaxçî ne
Nihayetinde zeyl olarak düşülmesi gereken bir Licêli’nin Veysi Özkırtay’ın dizeleridir.
Xebroşkan digot sofiyê Xerzî
Li mehela filan hebûn goşkar û terzî
Hedadan asin dikutan, erd dilerizî
Hespên qaçaxçîyan bi rewanî dibezî
Ew dem û dewranan Licê kanî!
Ne mi demeliyim! Sanırım diyeceklerimi şimdiye dek akıl etmişsinizdir. Siz, siz olun muktedirler. Licêli'yle didişmeyin, hele hele çatışmayın, pişman olursunuz. Licêli asla taviz vermez. Had bildirir, benden söylemesi.
http://bianet.org/biamag/siyaset/153998-lice-nin-serencami
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017
5.02.2017
14.01.2017