Ümit KIVANÇ
Şaka maka, son haftaya girdik. Kaderimize dair hayatî karar vereceğiz.
Hepimizi aptallaştıran, düşünme kabiliyetinden, muhakeme kapasitesinden yoksun bırakan eğitim sistemimiz, inisiyatifsizliği, biatı, boyun eğmeyi, yalakalığı belleten, şiddeti olağanlaştıran aile ortamlarımız, demokratik ve çoğulcu bir hayat yaşayabilmemize elvermedi bugüne kadar. Elitizmi çağdaşlık, cehaleti medeniyet sanma üzerine kurulmuş güya farklı ama aynı zemini paylaşan kültürlerimiz, hep birlikte bir toplum oluşturduğumuzu idrak etmemizi önledi. Ucundan kıyısından birer parçacık tadabildiğimiz, her tattığımızda da ağır bedeller ödediğimiz, boğazımızda kalan, kursağımızda kalan demokrasinin, farklı olana tahammülün, çoğulculuğun insan gibi yaşayabilmek için şart olduğunu geçmişe oranla biraz daha fazla kavramış gibiyiz. Bu yüzden öncelikle demokratik bir ortamı mümkün kılacağını umduğumuz alternatifleri gözlerimiz arıyor.
Genellikle bize pek iyi davranmayan siyaset ilahları, bu defa müthiş kolaylık sağladılar, 8 Haziran sabahı kapkaranlık bir ülkeye uyanmak istemeyenlerin karşısına tek alternatif çıkardılar: HDP'ye oy vermek. Takla atanı, ip üstünde dolaşanı, ezcümle canbaz ve akrobat tayfası ne derse desin, hakikat bu. CHP'nin yüzde bir-iki artmasıyla siyasî tablo değişmiyor, HDP giremezse bugünün iktidar, yarının faşizan önderlik partisi 50-70 milletvekili fazladan kazanıyor. Oysa HDP girdiğinde, AKP'nin tek başına iktidarını imkânsızlaştıracak veya böyle bir iktidarı zorlayacak bir Meclis'in oluşması ihtimali var. (MHP'ye oy vermenin demokrasi ve çoğulculuk isteyen biri için nasıl alternatif olabileceğini anlamaya aklım, idrakim yetmiyor, muhtemelen ömrüm de yetmez.)
Bunları sanırım artık memleketin en apolitik insanı bile ezberden söyleyebilecek hale geldi. Buna karşılık birileri hâlâ ortalığı bulandırmaya, kafaları karıştırmaya, aslında bambaşka -ve gayet nahoş- sebeplerle HDP'ye oy atmaya “eli gitmeyen”leri o oyu atmama yönünde teşvike çabalıyor. Bunun başlıca yolu, HDP hakkında şüpheler-şaibeler yaratmaktan geçiyor. (Bugün, gazeteciliğin gereğini yaptığı için Cumhurbaşkanı'nın ağır tehdidiyle karşı karşıya bulunan, dolayısıyla sahip çıkıp savunmak durumunda olduğumuz Can Dündar'ın kısa süre önce Cumhuriyet'in tepesine koskocaman yerleştirdiği “izlenim” manşeti, nadide örneklerdendi. CHP adına -uğruna!- mı yapılmıştı, neydi, anlayamadık, ama açıkça “kamuoyu çalışması”ydı.)
Bu hesaplı kitaplı girişimler, bunlara hayat veren siyasî öngörüsüzlüğe rağmen yine de anlaşılır. Gizli ırkçılığını, elitizmini, ruhunu sarmış her türlü faşizan illeti gizleyebildiğini sanan bir “modern” insan türü var memleketimizde. Memleketin en can acıtıcı meselesine dair bunların düşünebildikleri şöyle toparlanabilir: Kürtler inşaatlarda çalışsın, sebze-meyve halinde kamyonlara kasa taşısın, mevsimlik işçi olarak uzak tarlalara gelip gitsinler, ille büyükşehirlere geleceklerse varoşlarda otursunlar, yerleşeceklerse Kürt gibi davranmasınlar, anadil manadil unutsunlar, PKK bir sabah birden kalkıp silah bıraksın. Teorik arka plan da şu: Ne güzel yaşıyorduk biz beraber, siz “Kürdüz Kürdüz” diye tutturmadan; Atatürk Cumhuriyet'i kurmuştu falan...
Bunların “elinin gitmemesi” ve buna bağlı tantanayı toplumumuzun bir hakikati kabul ediyor ve mecburen kayda geçiriyoruz.
Lafı getirmek istediğim topluluk bunlar değil. Bu garabetin çok uzağında, her şeyin farkında olan, taşacak kadar da doldursan bardakta mutlaka boşluk tesbit eden ve bunu tekrarlayıp durmaktan mazoşistçe bir zevk alan, tuhaf zevkli, üst değil ama üstün akıllı zevat.
Mütemadiyen bir karamsarlık pompalaması, “bittik, artık kurtuluş yok” temalı ağır laflar, herkesin ufak da olsa bir çare, bir umut görebildiği yerde hastalık kaynakları bulmalar, bela ihtimalleri tesbit etmeler...
Bu karamsarlık değil. (Olsa yüz kilometreden hissederim, çünkü bu dalda şu ana kadar Türkiye'de herhangi bir madalyamın olmayışına sebep üç büyüklerin kayırılması, dünyada adımı duyuramayışım ise FIFA'yı yöneten çete yüzündendir.) Hayır, bu karamsarlık değil. Şımarıklık.
Mahvolacağız, biteceğiz! Tamam. Anladık. Peki sen ne yapmayı düşünüyorsun o durumda? Yeraltında özgürlük direnişçileri örgütü mü kuracaksın? Barikat savaşçısı mı olacaksın? TKK kurup dağa mı çıkacaksın? Yoo! Hiçbirini yapmayacaksın. Muhtemelen hayatının gündelik akışı olan bitenden o kadar da etkilenmeyecek, her ne yapıyorsan sürdürecek ve bol bol yakınabileceksin. Yakında, şöyle elini attığında ulaşabileceğin, hakkından kolayca gelebileceğin düşmanlar bulacaksın, onlara laf geçireceksin, falan işte... Memleket de sana “ben demiştim” fırsatları sunacak.
Acaba gidip Suruç'ta zaten zar zor çekip çevirdiği evini Kobanê'den gelenlere açmış birine soralım mı, “yarın” ne olacağını? Isparta'da, Uşak'ta can korkusunu bir tarafa bırakıp direğe HDP bayrağı asmaya çalışan oğlana soralım mı? YPG'li ablasının cenazesini kaldıran kıza soralım mı?
Ya da ömrü bu memlekette hak, hukuk, adalet mücadelesi vermekle geçmiş, silahlı saldırılar, kitle katliamları atlatmış, arkadaşları öldürülmüş, 12 Eylül'ler, '90'lar geçirmiş, polisin “kahrolsun insan hakları!” diye yürüyüş yaptığı günlerde İnsan Hakları Derneği'ni kurup yaşatmaya çalışmış, nerede demokrasi, özgürlük, hak-adalet yolunda en ufak ışık görse lambasını, fenerini kapıp o ışığı güçlendirmek için seferber olmuş binlerce emektar, cefakâr insana soralım mı?
“Bizim halkımız bu din oyunbazlıklarına kanar, AKP'yi iktidar yapar, ne etsek boş”muş. “HDP girse de bir şey değişmeyecek, çünkü...”ymüş. Pek güzel! Anladık. Git o halde sen buralardan. Başka yerde yaşa. Veya karışma. Birileri mücadele etmeye, bütün bu vaziyeti değiştirmeye çabalıyor, onlara engel olma, morallerini bozma. Olmaz mı? Ne kaybedersin?
Bu bakımdan da dünyanın en garip ülkesiyiz. Başka her yerde, “oynama, değişmez”ciler, bizim gibi sıradan süfli insanların uğraştığı tozlu topraklı meselelerden uzak durur; kendi korunaklı alanlarında hepimizi küçümseyerek, hattâ buna bile tenezzül etmeyerek hayatlarını sürdürürler. Gelip bir de tepemizden zart zurt etmezler. Siz de öyle yapsanız ya!
Kimse kusura bakmasın!.. (Böyle başladım ki, herkes şöyle bir irkilsin ve kulak versin.) Bazılarımız, o meşhur “hayatın anlamı”nı hak-adalet mücadelesinde, eşitlik-özgürlük için uğraşmakta buluyor. Bu işin CHP'yle, HDP'yle, Tayyip Erdoğan diktatör oldu-olmadı'yla alâkası yok. Bugün için böyle bir yolda en önemli acil-güncel mesele, yaklaşan faşizan diktatörlüğe engel olmak, onun da somut adımı, HDP'yi Meclis'e sokmak. Sonrası ne olur, bakarız, görürüz, yeni mücadelelere girişiriz. Üç-beş sene öncesine göre, memleketin şartları bakımından daha kötü, ama hak-adalet-özgürlük mücadelesi vereceklerin idraki, anlayışı, çoğulculuğu ve cesareti bakımından çok daha iyi ve ileri bir noktadayız.
Birilerinin bu anlayışı ve cesareti kırmaya kalkışması elbette anlaşılır. Bu birileri iktidar sahipleriyse, her şey normaldir. Ama güya vaziyetten fena halde rahatsız birileri “ağğbi olmaaz yeeaa!” makamından çalıyorsa, çalgıları alınır, kafalarına geçirilir. Budur.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları

































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024