Ümit KIVANÇ
Şöyle tarif etsem garip olur mu: Bir ülkenin parlamentosunda bir yasa çıkıyor, başka bir ülke ayağa kalkıyor.
Fransa’da bir yasa çıktı diye Türkiye neden ayağa kalkıyor?
Yasa Türkiye Cumhuriyeti’ne veya TC vatandaşlarına özel bir yükümlülük mü getiriyor?
Getirdiği söylenebilecek tek şey, bir sınırlama. Ermeni soykırımını ille de gidip Fransa’da inkâr etmeyi düşünenler varsa, bunların bunu yapmasını suç sayıyor.
Allah aşkına, bu, Türkiye’de kaç kişinin derdidir?
“Türkiye”nin tepkisinin içeriği ve boyutları, yani, TC nüfusunun hatırı sayılır bir bölümüne getirilmiş bir kısıtlamadan kaynaklanmıyor. Vize konusu eminim daha çok insanı ilgilendiriyordur. Çıkan yasanın devleti herhangi bir şekilde herhangi bir eyleme, tazminata vs. zorlayan herhangi bir yanı da yok.
Yani bunu geçebiliriz.
Efendim, Fransızlar bunu tamamen siyasî hesaplarla, oportünistliklerinden vs. yaptılar. Elbette öyle yaptılar. Sarkozy gibi bir siyasî figürden insanlığa faydalı en ufak bir hareket beklemenin manası mı var? Ayrıca, sözüm meclisten dışarı, Fransızın politikacısı bizimkinden çok mu matah? Elbette Ermenilerin acıları filan umurlarında değil. Hem iç siyasette prim toplama hem de Türkiye’nin özellikle Avrupa ortamındaki hareket alanını kısıtlama hamlesi, bu yasa.
Yani bunu da geçebiliriz.
Peki, “Türkiye” böyle avazı çıktığı kadar bağırarak ne demek istiyor? Neye kızıyor? Bu dediklerini diyerek kendini nasıl bir konuma sürüklüyor?
Bodoslama ifade edeyim: Şu anda Fransızların sözkonusu halt yeme eylemine karşı “Türkiye” adına gösterilen tavır, yalancılık, ahlâksızlık, riya ve küstahlığın maalesef pek de yeni ve özgün olmayan bir bileşimidir.
Efendim, Fransa’da fikir özgürlüğü yokmuş. Fransızlar bu kararla kendilerinin öncüsü olduğu fikir özgürlüğü bilmemne ilkelerini çiğnemiş.
Kardeşim sizin elâleme fikir özgürlüğü konusunda laf edecek yüzünüz mü var? Bu mevzu geçtiğinde yapabileceğiniz tek akıllıca hareket, ortamdan sessizce sıvışmak olabilir. Fikir özgürlüğü alanında Türkiye’de geçerli devlet uygulamaları ve özellikle yargı eylemleri, insanlık adına yüz karasıdır. Şu anda KCK operasyonu adı altında yürütülen savruk ve hoyrat ezme-geçme faaliyeti bile yeter ne mal olduğumuzu herkese göstermeye.
Geçelim.
Efendim, Fransa’nın bize laf etmeye yüzü mü varmış, kendisi Cezayir’de, Afrika’da ne mezalimler yapmış. Evet, yaptı. Fransa’nın Afrika kıtasında işlediği insanlık suçlarının dökümü ansiklopedi oluşturur. Ee? Onlar da yapmışsa bizimki sayılmıyor mu? Bu nasıl ahlâksızca savunmadır?
Geçelim.
Efendim, biz soykırım yapmadık ki! Elhak doğru. Biz yapmadık. Peki, kim yaptı? Bizden önce bu topraklarda yaşayan, buraları yöneten birileri yaptı. Başbakan, “Bizim tarihimizde böyle bir soykırım yok. Böyle bir şeyi kabullenmemiz mümkün değil,” diyor, kanıt olarak da “şu anda bizim ülkemizde 100 bin civarında Ermeni yaşamaktadır” diye ekliyor. Ne güzel. 100 bini burada yaşıyormuş. Sormazlar mı kardeşim, bir milyonu nereye gitti bu insanların?
Bu aşamada devreye Taha Akyol gibileri giriyor: “Tehcirin sebebi bir soykırım arzusu değildi.” Tabiî, değildi. Zaten, “soykırım arzusu” diye bir canlı vardır, bu böyle iç organların birine gizlenmiş virüs gibi bir şeydir, sende bu yoksa soykırım da yapmış olamazsın. Tehcirin sebebi etnik temizlikti, doğrudan öldürerek veya ölmelerine yolaçılarak Ermeniler “temizlendi”. Mallarına mülklerine elkondu. Geri dönmeleri engellendi. Birleşmiş Milletler’in soykırım tanımı, büyük ölçüde Ermeni tehciriyle yaratılan duruma dayanıyor.
İttihatçıların, asla mecburiyet karşısında, gelişen durum itibarıyla falan değil, baştan planlayarak, ülkenin başka bölgelerinde de gayrımüslimlere karşı yürüttükleri etnik temizliğin doruğu, Ermeni soykırımı oldu.
1915’te olanları hâlihazırdaki Türkiye nüfusunun önemli bir bölümü bilmiyor. Ermenilerin topluca katledildiğini, sürüldüğünü, mallarına mülklerine elkonduğunu elbette çok insan biliyor. Ama bu felakete neyin yolaçtığı ve vahşetin boyutları bilinmiyor. Planlı ve sistematik etnik temizlik operasyonunun şartları ve gerçekleri bilinmediğinden, soykırım lafı edildiğinde, birçok Türk, kendini durduk yerde hakarete uğramış sayıyor.
Bu tutumun mazur görülecek bir yanı da var; zira tamamen yalan üzerine kurulmuş bir çürük anlatıyı onyıllardır kendi tarihimiz sanıyoruz.
Şahsen, 1915’te yaşananları sahiden ve ayrıntısıyla bilseler, Türk toplumunun
çoğunluğunun vicdanının mevcut ikiyüzlülüğe daha fazla katlanmayacağını umuyorum.
Yakın zamana kadar 1915’ten soykırım diye sözetmemeyi ben de hakikati bilen birçok insan gibi tercih ettim. Çünkü, bu mesele esas olarak Türklerin vicdanında çözülecektir. Bu olmadan, dünyanın bütün devletleri yasalar çıkarsa, Türkiye Cumhuriyeti tazminatlar ödese, şu olsa bu olsa... yine de Ermenilerin acıları dinmeyecek, onların ruhunu tutsak alan o kapkara ve uğursuz mağduriyet duygusu kaybolmayacak, Türkler de bir türlü pençesinden kurtulamadıkları derin rahatsızlığın, huzursuzluğun, tedirginliğin kaynağını anlayamayacak, bunun üstesinden gelemeyecekler. Soykırım deyince, “vay, sen benim dedeme katil dedin!” tepkisi görmek, meselenin özüne yaklaşmayı elbette baştan engelliyor. Ve amaç, dediğim gibi, Türklerin vicdanına seslenebilmektir.
Maalesef Başbakan, bizim tarihimizde böyle bir olay var. Maalesef Bülent Arınç Bey, “tarihî gerçeklere ihanet”, tam da bizim onyıllardır yaptığımız şeydir.
“Tarih Kurumu”nu yıllar boyunca Yusuf Halaçoğlu’nun eline bırakmış bir devletsin, ne konuşuyorsun, derler adama.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Vatandaş olamama yangını
31.01.2025 - Öcalan’ın mesajı ve 'bişey çıkmaz' tavrı
30.12.2024 - Faşist enternasyonal yolunda Elon Musk...
24.12.2024 - El Kaide, DAİŞ, Nusra, HTŞ… /2
15.12.2024 - Yine mi “82 Halep” meselesi?
1.12.2024 - ABD seçiminden siyaset tüyoları
15.11.2024 - Sinvar’ın sopası, faşistlerin kibiri
21.10.2024 - Be hey melunlar!
7.10.2024 - Kirli işler dünyasına açılan ufak pencere
22.09.2024 - …ortaya atılan iddialar hk.
5.07.2024
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları























































































adil ozcan
darbeci ahmet altan cok yakinda onu da gorursun sana da hizmetlerinden dolayi tesekkur ederler kim bilir belki de tavuk ciftligi hediye ederler.