Yıldıray OĞUR
Meşhur fıkradır.
Bir Hıristiyan, tanıdığı bir Yahudi’yle karşılaştığında durup aniden yüzüne bir tokat atmış. Yahudi şaşkınlıkla “Ne oldu da durup dururken vurdun” diye sorunca Hıristiyan sert bir şekilde “İsa’yı siz öldürmüşsünüz” demiş. Yahudi şaşkınlıkla “Yahu o 2 bin sene önceydi ama ” dediğinde Hıristiyan: “Olsun. Ben yeni duydum!” demiş.
Bir haftadır HDP Esenyurt binasındaki Öcalan resimleri, örgütsel dokümanlar ile ilgili haberleri okurken aklıma bu fıkra geliyor.
Haberi ilk olarak İçişleri Bakanı’nın tweetiyle duyduk.
Ankara’da Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’na yönelik eşzamanlı saldırılarla ilgili bir köşe yazarına söylediği “tepkisel saldırı” açıklaması dışında konuşmayan İçişleri Bakanı, sessizliğini tam yerine rast geldi manzara koyduk diyerek bir HDP tweetiyle bozdu:
"23 Ocak 2021. Gece 23.30. Esenyurt HDP binası. Demokrasinin istismarı her daim mümkündür. AİHM kararları, Venedik kriterleri vs... Batı istismara müsaade etmiyor, ancak bizden istiyor. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde buna müsaade edilmez."
Fotoğrafta HDP’nin Esenyurt ilçe binasının duvarında Öcalan resimleri, ayaklı tahtada PKK lehine cümleler, yine 80’lerde hapishanelerde açlık greviyle ve kendini yakarak öldürmüş PKK’nın önde gelen isimlerinin fotoğraflarının bulunduğu pankart görülüyor.
Polisin ilçe merkezine düzenlediği bu baskından sonra HDP Esenyurt ilçe eş başkanları gözaltına alındı.
İlçe merkezinde bulunanları Sabah’ın haberinde okuyalım:
“HDP Esenyurt İlçe Başkanlığı'na geçtiğimiz günlerde operasyon düzenlendi. Operasyonda içeriden terörist başı Abdullah Öcalan posterleri, PKK'ya ait paçavralar, çok sayıda yasaklı materyal çıktı. Binanın 4 yıldır kaçak elektrik kullandığı da tespit edildi.”
Bir legal parti olan HDP’nin ilçe teşkilatının duvarlarında bir terör örgütü liderinin fotoğraflarının asılması asla kabul edilemez.
Ama günlerdir televizyonlarda ve gazetelerde “HDP Esenyurt ilçe binasında Öcalan resmi ha!” diye büyük bir şaşkınlık ve öfkeyle bundan bahsedenlere herhalde hayretle bakma hakkımız vardır.
Çünkü kimse buna “Olsun, ben yeni duydum” diyemez.
En azından son 30 yıldır Türkiye’de yaşamış hiç kimse bunu diyemez.
Unutanlara hatırlatalım: HDP, 1990’da Halkın Emek Partisi’nin (HEP) kurulmasıyla başlayan, ardından, kapatıldıkça tekerleme gibi adlarla yeniden kurulan HEP, ÖZEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP diye giden partilerin en sonuncusu.
Ve bu partilerin PKK ve Öcalan’la ilişkisi bir devlet sırrı değil.
Bu partiler, 1991’den beri seçimlere giriyor, 1991’den beridir de dönem dönem Meclis’te temsil ediliyor, hazineden para alıyorlar.
Bu 30 yılda görev yapmış bütün cumhurbaşkanlarıyla, başbakanlarla ve bütün parti liderleriyle görüştüler, tokalaştılar, komisyonlarda diğer partilerden milletvekilleriyle birlikte çalıştılar, Meclis genel kurulunu idare ettiler, Cumhurbaşkanı, belediye başkan adayı oldular, belediyeleri yönettiler.
30 yıldır da bu partilerin hepsinin İstanbul’da ve Esenyurt’ta teşkilatları oldu.
Esenyurt, İstanbul’da Kürt nüfusunun en kalabalık olduğu ilçesi.
Bu partilerin de 30 yıldır İstanbul’da en çok oy aldıkları yer.
Esenyurt’ta 1999 yerel seçimlerinde HADEP 11 bin, 7 Haziran 2015’de HDP 82 bin (%22), 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş 78 bin (%17), belediye başkanlığında CHP’yi desteklediği 31 Mart 2019 seçimlerinde HDP 48 bin (%11) oy almış.
Yani karşımızda 1 milyon nüfuslu Esenyurt’ta 50 bin ile 80 bin arasında sadece 18 yaş üstü seçmeni olan bir parti var.Marjinal bir terör örgütü değil.
Ve arşivlerde küçük bir aramayla görüleceği gibi bu 30 yıl boyunca HEP, ÖZEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP, DTP ve son olarak HDP’nin Esenyurt’taki ilçe binası her dönem basılmış, ilçe başkanları her devirde gözaltına alınmış veya tutuklanmış ve bu 30 yıl boyunca Esenyurt’taki parti toplantıları, mitingler ve cenazelerin hepsinde Öcalan resimleri asılmış, Öcalan ve PKK lehine sloganlar atılmış.
Sadece arşivden bir kaç haber okuyalım.
2009 yerel seçimleri:
“Demokratik Toplum Partisi (DTP), Esenyurt'ta eski DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ı aday gösterdi. Aday tanıtımı için düzenlenen mitingde Bakırhan'ın sözleri sık sık "Biji serok Apo" sloganıyla kesildi.”
2009’da DTP, PKK ile ilişkisi nedeniyle kapatıldı. 2010 yılında artık Barış ve Demokrasi Partisi vardı.
Peki, Esenyurt BDP’de neler oluyordu. Arşivden okumaya devam edelim:
“Esenyurt'ta gösteri sonrası polisten kaçan bir grup, girdikleri Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ilçe binasından polise ses bombası attı. 3 polisin hafif şekilde yaralandığı olaylar sonrası ilçe binasına düzenlenen baskında 34 kişi gözaltına alındı.”
Duvara Öcalan posteri asmak bunun yanında sivil toplum faaliyeti gibi kalır.
Ama Esenyurt BDP binasında yaşanan bu olay, bir kaç ay sonra 2010 referandumu sonrası televizyonlara çıkan eski DP lideri Süleyman Soylu’nun “AK Parti Türkiye'ye referandum sonrası borçlu. Seçim barajı inmeli, BDP meclise girmeli” demesini engellememişti.
Ya da 2012 yılında KCK operasyonlarında BDP’nin Esenyurt ilçe başkanının yine PKK’yla ilişkileri yüzünden tutuklanması, bir kaç sonra Başbakan Erdoğan’ın BDP’nin şimdi ikisi de hapiste olan eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak’la Başbakanlıkta 1 saat görüşmesine engel olmamıştı.
2013 yılında HDP Esenyurt ilçe teşkilatı benzer bir haldeyken, hükümet HDP milletvekillerini İmralı’ya gönderip orada Öcalan’la masada çalışırlarken ve Öcalan ayakta kollarını kavuşturup gülümserken fotoğraflarını çekmiş ve bu fotoğrafların dışarıya çıkmasına, mitinglerde kullanılmasına izin vermişti.
Muhtemelen devletin çektiği ve dışarıya çıkmasına izin verdiği o fotoğraflardan bazıları 2021 yılında HDP Esenyurt ilçe binasında bulunan yasadışı fotoğraflar arasında yer alıyor.
Yine, bugün fotoğrafının duvara asılması baskın nedeni olan Öcalan’a 2019’da tekrarlanan İstanbul seçimlerinden bir kaç gün önce bir akademisyen gönderilip, ondan seçimlerde tarafsızlık çağrısı yapan bir mektup alınırken de HDP Esenyurt ilçe binası muhtemelen bu haldeydi.
Mektup Anadolu Ajansı’nda son dakika haberi yapılırken de.
Herhalde şimdi gözaltına alınan HDP Esenyurt eşbaşkanları, duvarlarında o resimlerin asıldığı ilçe binasında otururken televizyonda Cumhurbaşkanı’nın mektubu yorumladığı şu konuşmasını da izlemişlerdir: “Burada aslında bir iktidar mücadelesi var. Bu iktidar savaşında tabii HDP-PKK kanadında yaşanan bu savaş, tabii Öcalan ve Demirtaş noktasında da ciddi bir iktidar mücadelesine doğru bir kayma gösteriyor. Hatta daha ileri dağ da bu mücadelenin içerisinde. Öcalan, iktidarını bunların hiçbirine kaçırmak istemiyor. Bununla ilgili de çok sert açıklamaları var. Demirtaş’a hesap sormaktan tutun da dağa hesap sormaya varıncaya kadar. Yani onların kendisine ihanet ettiği inancında. Ve bu ihaneti sebebiyle onara kesin tavırları var. Yaptığı açıklamada, ‘eğer siz beni destekliyorsanız, eğer benim arkamda olan bir partiyseniz, ben sizin ne oraya ne şuraya değil, siz kendi gücünüzü ortaya koymalısınız ve burada bunların herhangi birinden yana değil, kendi tarafsızlığınızı ortaya koymalısınız’ gibi bir hava içinde.”
Ya da ertesi gün yine HDP Esenyurt binasında otururken gazetelerde MHP lideri Bahçeli’nin o mektup hakkındaki şu açıklamasını da okumuşlardır: “İmralı'da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çeken terörist başı anlaşılan odur ki, HDP'nin istismarına müdahale etmek, hatta önüne geçmek maksadıyla tarafsızlık çağrısı yapmıştır. Terörist başının mektubu HDP'nin vahim sapmasına, Zillet İttifakı'na verdiği rezil desteğine itirazın, tepkinin ve bundan duyduğu rahatsızlığın eseri ve sonucudur. PKK'nın siyaset acentesi HDP'nin terörist başının uyarısına rağmen marazi ve mahsurlu stratejisinde bir değişikliğe gitmeme iradesi ise 23 Haziran üzerinde oynanan ahlaksız oyunu iyice gözler önüne sermiş olacaktır.”
Ama 23 Haziran seçim sonuçlarına bakılırsa, duvarlarına resimlerini astıkları Öcalan’ın mektubunu ve bu konuşmalardaki tavsiyeleri dinlemeyip gidip oylarını Ekrem İmamoğlu’na vermişler.
Yani özetle Esenyurt HDP’nin de bu partilerin de 30 yıldır ne oldukları malum.
Ama bunu her gün yeniden duymuş gibi davranıp, şaşırmak, istediğin zaman görmezden gelip, istediğin zaman siyaseten kullanmak, suça çevirmek siyaseten faydalı olsa da pek güzel ahlak olmuyor.
Çok açık ki son 30 yıldır Esenyurt’ta örgütlenmiş bu partiler arasında siyaseten en güçlü olanı, en çeşitli olanı, terörle arasına en çok mesafe koyabileni, ilçe binalarını dağa adam göndermek için en az kullananı HDP.
PKK’nın operasyonlar, bölgesel şartlar, hendekler nedeniyle zayıfladığı, ikinci plana geçtiği, siyasetin, HDP’nin öne çıktığı, dışarıdan isimlerin HDP’de yöneticilik yaptığı bir noktadayız.
Ama devlet bunu fırsata çevireceğine, büyük bir sırmış gibi HDP’nin PKK’yla ilişkisini afişe etmeye çalışıyor.
Bu Cumhur İttifakı’nın ali çıkarları için faydalı olabilir ama Türkiye’nin ali çıkarlarına hizmet ettiği söylenemez.
HDP’ye PKK’yla arasına daha fazla mesafe koyması için baskı yapılması, bunun için sürekli teşvik edilmesi, bu sınır aşılıp suç işlendiğinde de üzerine gidilmesi gerekli.
Dün suç olmayanın bugün suç haline gelmesi ayrı bir vaka. Ama o fotoğrafların parti binasında olması tabii ki anormal, kabul edilemez ve suç.
Ama zaten mesele de 30 yıldır böyle bir partinin bu şekilde, böyle ilçe binalarıyla var olması ve bugün her türlü baskıya rağmen 6.5 milyon insanın, yüzde 10’un üzerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının oyunu almaya devam etmesi.
Buna da kısaca Kürt sorunu diyoruz.
Ona da “Olsun, ben yeni duydum” demeye kimsenin hakkı yok.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025