Ahmet TAŞGETİREN
Aslında kapanmamış bir hesap var. Nerede? İktidar, Ergenekon’dan yargılananlar ve FETÖ arasında.
Başbuğ’un “FETÖ’ye siyasi ayak aranıyorsa Meclis’te o gece yarısı operasyonuna bakılmalı” ifadesi ile başlayan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu iş boru değil” deyip, Ak Parti grubunu Başbuğ’a karşı dava açmaya teşvik eden konuşması ile tırmanan hadise, evet kapanmamış bir hesabın yansımaları.
Ak Parti iktidarının ilk dönemleri… TSK bünyesinde cunta oluşumları bulunduğuna dair iddialar. Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Ergenekon, Balyoz vs. İktidarın bundan kaygı duyması tabii. Çünkü “Post modern darbe” diye tanımlanan ve aynı familyadan bir siyasi hareketi cezalandıran 28 Şubat’ın izleri henüz ortadan kaybolmamış.
Kaygı duyulması normal değil mi?
İşte o dönemde muhtemelen 1 Mart tezkeresinin faturasını ‘asker’e çıkaran ABD ile de bağlantılı bir ortak devreye girmiş. Gözü kara medyası var, gözü kara emniyet ve yargı elemanları var. Sonradan “Paralel Devlet Yapılanması -PDY” diye nitelenecek olan yapı. O yapının oluşturduğu dosyalarla “cunta oluşumları”nın üzerine gidiliyor.
Sonradan iktidarın en tanınmış simaları tarafından “TSK’ya kumpas” diye nitelenecek olan sürecin başlangıcında böyle bir birlikte yürüyüş söz konusu.
Sonradan çok tartışıldı, Ergenekon-Balyoz vs. her şey bir kumpastan mı ibaretti, yoksa gerçekten cunta oluşumları ve darbe hazırlıkları vardı da, FETÖ unsurları sahte delil üretimiyle bunu çığırından mı çıkardı? “Bu davaların savcısı” gibi rolleri de üstlenen siyasi iktidar bu davaların neresinde ne kadar yer aldı? Bunlar netleşmemiş olgular olarak ortada duruyor.
Şu açık gerçek ki: Bu davalar özellikle TSK bünyesinde büyük operasyonlar gerçekleştirdi. En sembolik olanı hiç şüphesiz Genelkurmay Başkanı’nın (İlker Başbuğ) terör örgütü lideri olarak tanımlanması ve cezaevine konması idi. Cezaevinde ölümler oldu vs. bu dönemin TSK’da, varsa tüm cuntalaşmaları keenlemekün (hiç olmamış gibi) bir hale getirdiği vakıadır. Asker adına siyaset dizaynı iradesinin çözüldüğü de bir vakıadır.
İktidar oturup muhasebe yaptığında bu dönemde (Henüz FETÖ tanımlaması yoktur) ‘Gülen Hareketinin’ devlet bünyesindeki uzantılarından ne kadar istifade ettiğini herhalde değerlendiriyordur.
O dönemde o yapı adına MİT müsteşarına operasyon çekmek de yoktur, doğrudan iktidarın zirvelerine yönelik 17-25 Aralık kalkışması da…
Neyse… O günlere gelinir ve devlet içinde bir “Paralel yapılanma”nın varlığına hükmedilir. Ve mücadele başlar. “Fethullahcı Terör Örgütü-FETÖ” yaklaşımı bu dönemde MGK’dan çıkar.
Bu süreç, iktidarın Ergenekon-Balyoz “mağdurları” ile ilişkileri düzeltme, yeni “ortak düşman”a karşı birlikte savaş verme şekline bürünür. İktidar “kumpas” tanımlaması ile TSK’ya sahip çıkmakta, “mağdurlar”ı anladığını ifade etmekte ve tüm okları FETÖ’ye yöneltmektedir.
FETÖ ortak düşmandır. FETÖ ile mücadele adeta “kök kazıma” boyutunda sürdürülür. “Kök kazıma”nın yargısal tanımlaması “iltisaklı, irtibatlı” gibi herkese kolaylıkla giydirilen cürüm libasları ile lekelemektir. “Söyletmen urun” yaklaşımı dönemin genel ahlakı olur. Bu dönemde önceki dönemin mağdurlarının iktidarın eline “Fetömetre” gibi kıyım kriterleri sunduğuna tanık olunur.
Doğu Perinçek’in “Yargı altın dönemini yaşıyor” dediği, İlker Başbuğ’un bile “Erdoğan’ın iradesi olmasa FETÖ ile böylesine mücadele edilemezdi” dediği dönemdir.
Öyleyse iktidarla o cenah arasında her şey süt limandır!
İşte öyle değil. “Kapanmamış hesap” dediğim şey orada devreye giriyor. Başbuğ’un içinde bir “Siyasi ayak” profili bulunduğu açık. O gün TV programında “O geceki operasyona bakın. Kim yaptı onu?” sorusunu sorarken Başbuğ’un efradını cami ağyarını mani bir hedefi işaretlediği görülecektir. İş TBMM’de gerçekleşmekte, değişiklik önergesi iktidar mensuplarınca verilmekte ve düzenleme ile sonuçta askerlerin Özel Yetkili Mahkemelerde yargılanması öngörülmektedir. O mahkemelerin o günkü kadrolarını ise daha sonra “FETÖ’cü” olduğu ortaya çıkacak olan kişiler oluşturmaktadır. Başbuğ’un durduğu noktadan bakıldığında “siyasi ayak konusu” bir de böyle değerlendirilmelidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sert tepki gösterdi Başbuğ’a... “Kendisini iyi tanırım” diye bir not düştü. Başbuğ’u “Meclis iradesi”ne karşı suç işlemekle itham etti. Tepkinin sertliği, Cumhurbaşkanı’nın “Kapanmamış hesap”ı gördüğü ve etkisiz hale getirilmesini istediği şeklinde okunabilir.
Bahçeli de dikkat çekici biçimde işin üstünde duruyor. Acaba Başbuğ’un çıkışı ile kesiştiği bir nokta var mı? sorusu da akılda tutulacak bir sorudur.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025