Halil BERKTAY
[18-22 Mayıs 2014] Soma’dan yola çıkarak yazdığım bu nefret söylemleri alt-dizisinin dördüncü (ve son?) yazısına konu olan tweet, aslında ilk okuduğum. Serbestiyet’ten bir arkadaşım daha 16 Mayıs’ta yollamış. Ben yok artık diye hayret ve infial gösterince, o ve başkaları “hocam siz bilmiyorsunuz daha neler neler var” diye gülmüşler; derken rümuzunu vermediğim o genç avukat kadınınki gelmiş, sonra mahlasını (avatarını mı demek lâzım) anmadan edemediğim Kemalist Aysun, sonra yazmaya yetişemeyeceğimi anladığım daha başkaları. İlk ikisini biraz deştikten sonra, şimdi başladığım yere dönüyorum. Şöyle diyor: Bizim liderimiz, 1 kişi öldüğü için “Menemen’i yakın!” diyen kişidir. 300 küsür [böyle yazıyor] insan ölünce “kader” diyen değil.
İlk bakışta, diğerleri kadar korkunç gelmiyor, çünkü dolaysız “temizlik” önermiyor, hayalî de olsa bir soykırım projesi yok gibi. Fakat asıl fecaat, yazanın (veya paylaşanın) kimliğinde saklı. Vermiyorum, çünkü alt tarafı 15 yaşında bir çocuk bu — resminin de doğruladığı gibi, ancak Lise 1 = dokuzuncu sınıf öğrencisi olabilecek, belli ki varlıklı orta veya üst sınıflara mensup, hoş, güzel, yaşı gereği hafif seksi olmaya çalışan havalarda bir kız çocuğu. Üstelik, rumuzuna tıklayıp tweet’lerine girdiğinizde, karşınıza gerçekten çok çocuksu, tabii rock-pop etrafında dönen — ve başka en ufak bir düşünsel içeriği olmayan — bir teen-ager dünyası çıkıyor. Eh, hayatımın çeşitli veçheleriyle ben de az buçuk haberdarım bu alt-kültürden. Sırılsıklam hayran olduğu Justin Bieber’in resimleri, şarkılarından kırıntılar. Tasavvur edebileceğiniz bütün ergen esprileri ve gülmekle ağlamak arasında gidip gelen hitap tarzları. “Meleek”ler, “şeqersin”ler, birbirlerini “fav” yapmalar; en yakınlarıyla karşılıklı, birbirleri olmasa “intar” edeceklerini beyanlar. Okula, sınavlara, ödevlere yakası açılmadık küfürler (küfretmeyen bir insan olarak, bütün küfürlerden, ama hele kadınların ve hele hele genç kızların bu kadar argo konuşması ve erkeksi cinsel küfür kullanmasını zerrece anlayamadığımı söylemeliyim).
Geçelim; bunun dışında hiçbir şey gözükmüyor ortalıkta. Ne şiir. Ne edebiyat. Ne sanat. Ne bilim. Ne sinema. Ne spor. Ne başka bir ilgi veya merak. Ne yeryüzünün değişik bir köşesinden, değişik bir haber. Ne de hayata dair herhangi bir tutku, bir iddia, kendi geleceğine ilişkin bir proje ve patika belirtisi. Uzun süre, fikirlerine dair tek ipucu, iki sözcük: “Suriyelilerin iticiliği.” Olanca şıklığıyla birlikte, düpedüz ruhsal bir çöl bu (Antonioni’nin Kızıl Çöl’ünün, içimizde varolanı). Ama günler böyle tekdüze akarken Mayıs ortasında Soma faciası meydana geliyor ve ansızın maden işçilerine bir sevgi, bir sevgi patlak veriyor ki inanılır gibi değil. Dahası, Soma’yla birlikte derhal Atatürk de çıkıyor sahneye. “Atatürk olsaydı girerdi o madene.” Pop-rock ile Soma ve Atatürk birbirine karışıyor: Cody, Rihanna, Barbara, Bella, Cara. “Daha bir sürü ünlü yabancı bize destek çıktı.” Adriana Lima. “Turkish belieber”larına teşekkür eden Bieber. Dış dünyayla bütün ilişki bunlar üzerinden. Derken işte o alıntıya, o tweet’e geliyoruz: Bizim liderimiz, 1 kişi öldüğü için “Menemen’i yakın!” diyen kişidir. 300 küsür insan ölünce “kader” diyen değil.
Bir. Bunu asla benim girip sayfalarca tweet’ini okuduğum o çocuk yazmış olamaz. Bu çok düzgün ve tumturaklı ifade tarzı onun değil; imlâsı yanlış olsa bile “küsur” sözcüğünü bilip böyle kullanacak bir kuşağa mensup değil; çok muhtemelen 23 Aralık 1930’un Menemen olayından ve Kubilay’dan habersiz. Atatürk’ün ilk başta Menemen’in haritadan silinmesini emredip sonra geri aldığı yolundaki rivayetleri bilip de “Menemen’i yakın!” biçiminde özetleyebilmesi, benim gördüğüm kadarıyla zihinsel ufuk ve yeteneklerinin dışında. Hele, Menemen ile Soma arasındaki coğrafî komşuluktan da yararlanarak, Atatürk’ün Jakoben iradeciliği ile Erdoğan’a izafe edilen kadercilik arasında böyle (kabul edelim ki hayli sofistike) bir kontrast kurgulamayı kendi başına akıl etmesini, tümüyle olanaksız görüyorum.
Dolayısıyla iki. Bu ya daha önceki bir tweet’in paylaşımıdır, ya da çocuğun twitter account’una giren bir yetişkinin, diyelim babası veya annesinin, 15 yaşındaki kızı adına yazıp onun eseri ve mesajıymış gibi yolladığı — veya, kızlarına dikte ettiği — bir şey. Ben çok yanılmıyorsam, birincisi değil ikincisi olduğu, yani orijinal olarak sözünü ettiğim noktadan çıkıp yayıldığı anlaşılıyor. Bu da çok önemli bir noktayı — bir sonra yazımda işlemeyi umduğum, bu X veya Y veya W kuşağı ile (her neyse) aileleri arasındaki (ayrıca, okulları ve öğretmenleri arasındaki) formatif ilişkiyi gündeme getiriyor.
Fakat üç. Limitte, kızın kendisi anne ve/ya babasının yazdığını çok beğenip benimsemiş ve kendisininmiş gibi gururla yayıp paylaşmış olmalı. Bu da, neden o kadar beğenip içselleştirdiğini düşündürüyor. 15 yaşında bir çocuğa, ne ifade eder bütün bir kasabayı yakmak, haritadan silmek? Evleri ve belki kendileri yanan insanları gözünün önüne getirir mi? Başını sokacak bir çatısı kalmamış, kış kıyamette yollara dökülen anneleri ve bebekleri? Kendi yaşam koşullarıyla ilgisi olmayan (ama müthiş seviyor gözüktüğü Somalı madencilerinkine çok yakın) bir yoksulluğu ve çaresizliği?
Sahi, ister kendisi, ister büyükleri — insan nasıl hem Soma’nın 300 işçisine ağlar, hem aynı anda, aşağı yukarı Soma benzeri bir başka kasabanın yakılmasını isteyebilir; ister Atatürk ister bir başkası, bunu yapmayı düşünmüş bir lidere, bu yüzden, bu fikir yüzünden, sevgi ve bağlılık arz edebilir?
Sanırım bunlar üzerinde kafa yormayı biraz daha sürdüreceğim.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları




















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024