Melih ALTINOK
Paralel yapılanmanın siyasal iktidardan pay istediği sır değil. Ancak söz konusu yapılanma zaten yargı ve güvenlik bürokrasisindeki etkinliğiyle bu payı fiilen almış durumda; kullandı, kullanıyor da.
Bu yapının fiili etkinin yoğunlaştığı alan ise, meşru siyasal iktidarla ayrılığa düştüğü Çözüm Süreci.
Tıpkı zamanın MİT Müsteşarının İmralı’ya gitmesine “yüzbaşı seviyesinde” engel olan askerî vesayet gibi, Paralel yapılanma da Oslo görüşmelerinden itibaren devamlılık arz eden edimleriyle hükümetin politika belirleme hakkını gasbediyor.
Paralel yapılanmanın, çözümün yakın tarihimizdeki belli başlı dönüm noktalarında oynadığı engelleyici, provokatif rolleri hatırlayın… Oslo’daki, Habur’daki, KCK davalarındaki, emsalsiz yargı kararlarındaki, açılım paketlerini işlevsizleştirme girişimlerindeki, Uludere’deki, MİT operasyonundaki, Gezi’deki…
Yoğun gündem hafızalarımızı çoraklaştırıyor. Gelin üstünden geçmekten imtina etmeyelim. Zira konu hayati, geleceğimiz.
Yılların kanayan yarasına çözüm bulmak için Oslo’ya MİT yetkililerini gönderen siyasal iktidarın aldığı riski, görüşmelerin içeriğini “faili belli olmayacak” şekilde faş ederek yükselttiler. Böylece partinin tabanından gelecek tepkilere zemin hazırlayıp, süreci yavaşlattılar ve savaştan kim bilir kaç gencimizin canını kurtarmamızı engellediler.
Ardından, Açılım Süreci dönemlerinde, güvenlik bürokrasisindeki kanalları vasıtasıyla elde ettikleri Habur’a ait “ayrıntıları” biçimlendirip medya yoluyla dolaşıma soktular. MHP’nin ve ulusalcıların “ihanet” retoriğine yağ sürdüler. Habur’da rol alan aktörleri ilerideki yargı süreçlerinde sıkıştırmak için ciddi bir “arşiv” oluşturdular. 7 Şubat MİT operasyonunda ve öncesindeki “şantajlarda” da Habur’un tepe tepe kullanıldığını biliyoruz. Dönemin aktörlerinden Beşir Atalay hakkında malum medyada başlatılan linç kampanyası da hepimizin hafızalarında.
KCK soruşturmasında, yöneticileri değil, Kürtçe kursuna giden çocukları örgüt üyeliğinden tutuklayan yargının fütursuzluğu da kuşkusuz “klasik refleksin” ötesindeydi. Öyle ki, AK Parti’nin en yetkili ağızlarından biri özel sohbette “bir ülkede 8000 terörist mi olur? Öyleyse, kapıya kilit vuralım” diye yakınacaktı.
7 Şubat’ta, çözüm sürecinin en önemli aktörü MİT’in başındaki isim Hakan Fidan’a karşı girişilen yargı operasyonu ise belki de yapının en kör gözüm parmağına, girişimiydi. Zira MİT’in faaliyeti, benzer sorunlarla mücadele eden ülkelerle aynı olsa da paralel yapı fütursuz davranmaya mecburdu. Çünkü yeni Türkiye’nin yolunun kardeş kanının durulmasından geçtiğine “daha net” karar veren Erdoğan, bu dönemde iktidarını riske etmek pahasına açık oynamıştı. Paralel yapılanma elini çabuk tutmazsa, “değişen paradigmanın kalıcı barışı getireceğini” ve açığa düşeceklerini biliyorlardı.
Gezi olaylarındaki “tavşana kaç tazıya tut” tavırlarını ve Kürt sokağını karıştırmak için CHP’li vekilin yararlandığı haktan BDP’lileri yararlandırmayı geciktiren “yargılarının” çabasını atlamayalım. Tabii ki demokratikleşme paketleriyle hasta mahpuslara tahliye yolunu açan hükümetin düzenlemesine rağmen, ölümcül hastaları tahliye etmemekte direnen bazı mahkemelerin tutumunu da… Seçime ayarlı yolsuzluk operasyonlarını da…
Şimdi ise, Çözüm Süreci’ni de sonlandıracak darbe girişiminin etkisini, Kürt sokağında tahkim etmeyi amaçlayan, “neyidüğü belirsiz” bir kaset operasyonuyla sahnedeler.
Hafızalarımızı yok sayıp, Uludere’nin ertesi günü attıkları “acımasız” manşetleri ve Yozdil’i aratan yorumlarını şimdilerde tekzip edenler yine bizimle dalga geçiyorlar. Fransa’daki 3 PKK yöneticisini, çözüm için çalışan ve bu yüzden operasyon üstüne operasyon çektikleri, “hain” dedikleri siyasal iktidarın MİT’e öldürttüğüne inanmamızı bekliyorlar.
Gözlerimizin içine bakıp, büyük barışın mimarı Erdoğan’ı ve elini taşın altına sokan herkesi hedef alanlar, ellerindeki “kanlı bıçağı” bile bırakmadan “katil barışın uşağı” diyorlar.
Amaçları, geçen Newroz’dan beri çözümün en sağlıklı aktörlerinden biri haline gelen BDP’yi sıkıştırmak.Tüm bu ayakları çok iyi okuyan ve son açıklamasında paralel yapılanmanın darbe girişimine ortak olmayacaklarını söyleyen Öcalan’ın mesajını etkisizleştirmek. Gezi’deki tehlikeyi sezip şımarıklığa ortak olmayan Kürtlerin sürece verdiği desteği zayıflatmak.
Bereket, bu ülkenin yılarca çevrede tutulmuş, katledilmiş, yok sayılmış ve şimdi “kaderine” isyan eden(!) kesimleri uyanık. Dünleri, dertleri ve gelecekleri bir olan “çirkin ördek yavruları” Kürtler, dindarlar, demokratlar dikkatli.
Yıllarca Fransa’da yaşayan ve çok iyi bir networke sahip olan Star’dan Saadet Oruç, Kongre-Gel Başkanı Remzi Kartal’la konuştu. Kartal’ın tespitleri, manipülasyonlara karşı uyanık olduklarının ve paralel yapılanmanın operasyon potansiyelinin farkında olduklarının kanıtı.
Ses kayıtlarında katil zanlısı Güney’in kiminle konuştuğunun net olmadığını kaydeden Kartal’ın, “hükümet bu olayı aydınlığa kavuşturmalı, sırtındaki yükten kurtulmalıdır” uyarısı ise hayati önemde. Evet, olayı paralel yapılanmanın Kürt sorunundaki engelleyici rolü ile birlikte yorumlayan Kartal’ın kastettiği gibi, ağırlık, omuzlanılmış değil, yüklenilmiş bir safra.
İsmi, Sevgili Saadet’te saklı, Avrupa’da yaşayan üst düzey bir Kürt politikacının tespiti ise, tüm bu süreçleri okuyan pek çoğumuzun kanaatini yansıtır nitelikte.
“Başbakan pek çok istihbaratçıyı görevden aldı. Başbakan’a komplo kurmaya çalışan bu çevreler, PKK’lıları da hükümetin bilgisi dışında bu tarz cinayetlerle hedeflemiş olabilirler.”
Evet, Türkiyeliler terli, yemiyoruz. Bu kez de çözüme, eski-yeni vesayetlerden yakasını sıyırmış, barışa yürüyen yeni Türkiye’ye engel olamayacaksınız. Kararlıyız.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
BENCE 4, MADDEYİ KALDIRIRSIN OYUN BİTER.
Ad Soyad Giriniz...
basın iktidarın fondöteni mi?
Ad Soyad Giriniz...
standartların hakim olduğu yerde silahın yeri yoktur,ancak standartları biz koyarsak, yani kuralları biz koymamız şart ,dünün kuzuları bu günün koyunlarımı ,ne demek anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez,darbeler yapılırken çanta conta cuntacılar hiç vicdanlarının sesini dinlediler,mi yok öyle yağma ,özgür özgür türkiye böyle deli saçmalığı olunmaz,