Melih ALTINOK
Okuldayken arkadaşlarla Hermes isimli bir dergi çıkartıyorduk. Ben de yine böyle “önce kendi zincirlerinizi kırın” tarzında yazılar yazıyordum.
“Kutsal” Mayıs sayısında da ayın manevi şahsiyetine uygun olmayan baharla, aşkla meşkle ilgili bir şeyler yazdığımı hatırlıyorum. Sanırım derginin bazı çevrelerce “post-Marksist” yaftasıyla “aşağılanmasının” müsebbibi de bu tarz çıkıntılıklardı. İsmi bile sorun olmuştu derginin. Hatta sıkı solcu bir hocamızdan “iyi hoş da dergiye niçin bir hırsızın ismini koydunuz ki” diye ciddi ciddi eleştiriler almıştık.
O zaman da çok gülüyorduk bu ortodoks garipliklere. Derken derginin üçüncü ya da dördüncü sayısında 1 Mayıs gelip çattı. Hiçbir sol grubun görüşlerimizi ifade etmediğine karar verip müstakil takılalım dedik. Bir pankart yazıp takıldık arkasına. Ancak aykırılığımız “Din kültür renk değil emek yücedir” kadardı.
Yine geldi 1 Mayıs. O dönemki arkadaşlarımı bilmiyorum ama ben emeğin de yüce olmadığını düşünüyorum artık. Öyle ya, doğama aykırı zorunlu bir etkinlikte harcadığım beden ya da kafa gücü, temel hakkım olan yaşamak için katlandığım bir angarya, niçin kutsal olsun ki?
Alın teri dediğin de bildiğin terdir; pastırma yersen kokar falan.
Yaptığım işin karşılığını eksik almam elbette bir sorun ama buna karşı durmamın nedeni kutsallığıma saygısızlık falan değil. Haksızlık, mantıki bir problem var ortada. Bu mantıksızlığa karşı vereceğim mücadeleye de mistik bir kılıf giydirmeye ihtiyacım yok.
Kaldı ki, kendisinin hayal bile edemeyeceği içinde bulunduğumuz bilgi çağında mantığımı gerekçelendirmek için desturuna ihtiyacım yok ama Marx bile “Gerçekte özgürlük âlemi ancak, zorunluluk ve dünyevi kaygılar tarafından dayatılan emeğin bittiği yerde fiilen başlar”demiyor muydu?
Ama ok yaydan çıkmış. Emek fetişistleri tıpkı doz arttırmaya mecbur eroinmanlar gibi, günden güne kutsallık alanlarını genişletip, bu basit ve anlaşılabilir talebi elde etme olasılıklarını ortadan kaldırdıklarının farkında değiller.
Bakın 1 Mayıs alanlarına, ücretli köle komisyoncusu sendikalarımızın hangisi çalışma hakkını, askerî vesayet rejiminin yarattığı politik maskeli ekonomik karadelikleri kapatıp, çalışanlara ve çalışmayanlara daha insani bir yaşamın yolunu açacak şeffaflaşmayı ve bunun ilk adımı olan AB üyeliği talebini dillendirebilecek?
İnsanın ancak zorunlu olduğu için çalıştığını, ideal olanın, teknolojinin insanın daha az çalışması için geliştirilmesi hedefi olduğunu kim hatırlatacak? Demokratik ve hesap veren şeffaf bir organizasyonun, bu gelişim sonucunda elde edilen zenginliği paylaştırabileceği ve mümkün olduğunca az çalışarak vakit “artıran” insanın da kendisini “gerçekleştirerek” mutlu mesut yaşayabileceği ihtimalini kim dövizleştirecek.
Daha az çalışmamızı sübvanse edecek olan ve aslında bir hidroelektrik santralden daha avantajlı olabilecek nükleer enerji yatırımlarına başlanmasını, karnımızın daha çok ve ucuz doyması için GDO çalışmalarının hızlandırılmasını isteyen bir Allahın kulu da çıkmayacaktır elbette.
Hiç olmazsa Anarşistler İspanyolların o güzel sözünü hatırlataydı: “Çalışmak insanın değerli vaktini boşa harcamasıdır!”
“Sümme hâşâ” dediğinizi duyuyorum ama amentülerinize aykırı yeni bir önerme duyunca kırkları, yedileri göreve çağırarak “devrimci” olunmuyor.
Çünkü bugüne değin tartışılması teklif dahi edilemez sol paradigmalarınızla nasıl “başarılamayacağından” başka bir şey göstermediniz bizlere. Bırakın da alternatifler üzerine konuşabilelim. Kimbilir belki işe yarar.
Hem, daha iyi yaşamak için solcu olmuştuk, daha iyi solcu olmak için yaşamıyoruz, değil mi?
Sözkonusu insanca yaşamaksa, çözümse, tüm ideolojiler gibi sol da teferruattır.
Allah kerim tek yol devrim
Ülkenin üç beş yıldır içinde bulunduğu dönüşüm sürecinde solun genişçe bir kesimi adeta dondu kaldı ama dindarlar demokratlığa doğru bir adım da olsa atmayı başardılar. Ürkekçe de olsa kapalı devrelerinin anahtarlarını açıp toplumun diğer kümeleriyle ilişkilendiler. Terminolojileri değişti, birarada yaşama iradesine dair ezberlerini yavaş yavaş sorgulamaya başladılar.
Bu dönüşüm sürecinde marjinal akımlar da baş gösterdi. Kuşkusuz son günlerde en popüler olanları da 1 Mayıs’la çıkış yapmaya hazırlanan “İslamcı Devrimciler!”
Öncelikle İslamcı gençlerin bu adımını değil, varolan tekeli garip karşıladığımı söyleyeyim. Öyle ya dindar ücretli köleler sömürüden azade değilse, bu mücadele niçin bir ideolojik grubun tekelinde olsun.
Ancak birkaç gündür grup hakkında yazılanlara çizilenlere bakıyorum da, bu ileri adım henüz başındayken bir bataklığa sürüklenilmek isteniyor sanki.
Elbette kendilerini bağlamaz ama, haklarındaki algıdan ve yönlendirmelerden bahsettiğimize göre, kortejlerinde yürüyeceğini ilan eden Ahmet Hakan’ın “patron dindar da olsa patrondur” türünden janjanlı slogan önerileri üzerine “epeyce” düşünmeliler.
Ortodoks solun sıkça eleştirdiğimiz arızalarını tekrar eden, tek fark olaraksa yüksek sesle Müslüman’ım diyen bir yol, bilemiyorum ki...
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019