Ahmet TAŞGETİREN
Tayyip Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ün, Ahmet Davutoğlu’nun, Binali Yıdırım’ın, İsmail Kahraman’ın, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin ve binlerce mü’minin birlikte omuz verdiği bir tabut.
Bu tabut içinde Abdullah Tivnikli ebediyyet yolculuğuna gidiyor.
Karar’da ilk yazım onun için olsun. Abdullah Tivnikli için değer bu. Bu devlet adamlarının o tabuta omuz vermeleri de boşuna değil.
Dört yıl önce Fahrettin Tivnikli Bey’in defni için Nakkaştepe mezarlığına vardığımızda Abdullah Bey aile mezarlığında kendi isminin yazıldığı mezar taşını göstermişti tebessüm ederek...
Ağabeyi de genç denecek yaşta ve sür’atli ilerleyen bir rahatsızlığın sonunda fani ömrü tamamlamış, ebediyyet âlemine yolcu olmuştu.
Abdullah bey, ağabeyinin ardından derin bir sarsıntı içinde değildi. İbret duygusu hakimdi. Gelinecek, gidilecekti. Bu dünyanın kanunu bu idi. Erken ya da geç, bu, insanların bakışına göreydi. Ecel çağıracaktı ve yola düşülecekti. Hazır olmak gerekti. Ve kalan zamanı Allah için yaşamak gerekti.
İşte bu son cümle idi Abdullah bey’in, Ağabeyinin mezara konduğu sırada kendi mezar taşını gösterirken yaşadığı hislerin, düşüncelerin ifadesi.
***
Derdi ümmetin derdi idi ve ömrü o derde çare bulmak için değerlendirmek gerekiyordu.
Fahrettin Bey’i ve Abdullah Bey’i 70’li yıllardan beri tanırım.
İlk gençlik yıllarından itibaren gayretin, mücadelenin içinde idiler.
Aile, baba, anne o hassasiyetin beşiği idi. Babaları merhum Sıddık Tivnikli Bey, muhterem anneleri, onların gönül dünyalarına Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin gönül mirasından izler taşımışlardı.
Merhum Sıddık Bey, bu işin siyaset tarafı ile de ilgilenmiş, Erzurum’da davanın mayalanmasında gayretleri olmuştu.
Anne dualı bir anneydi. Kabri çok istediği Cennetülbaki’dedir.
İşte oralardan geldi Fahrettin-Abdullah Tivnikli kardeşler.
İklimini buldular ve gönül dünyalarına emek verdiler genç yaşlarından itibaren.
Allah Teâlâ onlara genç yaşlarında imkanlar verdi ve onlar o imkanları, Allah yoluna hizmet için kullanabilme imtihanını yüz akı ile verdiler. Buna şehadet edecek dünyada o kadar çok insan vardır ki...
“Dünyada” demem garipsenmemeli, çünkü bu iki kardeş, Türkiye’deki hizmetler için de hep devrede oldular, gönül coğrafyamızdaki hizmetler için de...
Ümmetin ana derdinin “insan gücünün kalitesi” olduğunu çok erken gördüler ve o alanda ne yapılabilecekse ona mali varlıklarını, gönüllerini ve ufuklarını koydular. İslâmî camiada teşekkül eden ilk düşünce kuruluşlarında (SETA gibi), bilim adamı yetiştirmek üzere araştırma enstitülerinin (Ekotek, İBAV, İSAR gibi) teşekkülünde unutulmaz emekleri – mali katkıları oldu.
Fahreddin Bey’le aralarında iş bölümü yapmışlardı, ağabey, vakıf çalışmaları ile ilgilenecek, Abdullah Bey iktisadi faaliyetleri organize edecekti. Fahreddin Bey dünya değiştirince Abdullah Bey üzerindeki iktisadi sorumlulukları azalttı ve vakıf insanı hüviyetine bürünmeyi tercih etti. Hastalığının ilerlediği günlerde dahi İLAM’a geliyor, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın mütevelli toplantılarına katılıyor, vakıf hizmetlerinin ufuklarını genişletmek için tekliflerini, değerlendirmelerini sunuyordu.
Ne denebilir? İnnâ lillahi ve innâ ileyhi raciûn. Tivnikli kardeşler genç yaşta “inna lillah” idrakini gönül kıvamı haline getirmiş insanlardı. Genç yaşta insanlık için, ümmet için kalıcı yatırım ufkunu görüp varlıklarını o yolda seferber edebildikleri için konuşulmaya değer insanlar oldu onlar.
***
Ecel seçip alıyor. Hiçbirimiz ne zaman seçileceğimizi bilmiyoruz. Kime ne zaman “Gel” denilecek? Görüyoruz ki yaş vs. standardı yok bu çağrının. Her an olabilir. Hazır olana ne mutlu. Gidilecek yer için önden yüzü ak edecek hayat dosyaları gönderene ne mutlu.
Merhum Erdem Bayazıt’ın mısraları hep hatırımızdadır:
“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm.
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”
Abdullah Tivnikli Bey kardeşimiz için “İyi biliriz” diye bütün kalbimizle şehadet ederiz. Rabbimizin sonsuz rahmeti onunla olsun. Kabir yolculuğu cennet yolculuğu olsun.
Ailesine, dostlarına başsağlığı diliyorum.
Fatihalarımız onu ve diğer mü’minleri yalnız bırakmasın.
Karar yolculuğumuz iyiliklerle anılacak bir yolculuk olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025