Alper GÖRMÜŞ
Bu yazının başlığı ve spotu hafızası kuvvetli okurlara tanıdık gelebilir, çünkü ikisini de daha önce kaleme aldığım başka bir “havlu atma” yazısından kopyaladım.
O da bunun gibi aynı konuda yazılmış beşinci fikri takip yazısıydı ve yazmaya devam etmenin hiçbir sonuç getirmeyeceğini düşünerek havlu atmaya karar vermiştim.
O fikri takibin konusu, 2007’de gazeteci Tuncay Özkan’a (şimdi CHP milletvekili) iletilen bir flash diskti. Bizzat Tuncay Özkan’ın ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına göre, flash disk Gülen Cemaati’nin çanına ot tıkayacak bilgiler içeriyordu:
“Bu flash bellekte 15 bin subay ve astsubayı içeren bilgi ve belge vardı. Yaşam biçimi ve alışkanlıklarına dair bilgiler vardı. 86 general hakkında özel fişleme bilgileri vardı. Örgütle bağları, himmet ilişkileri vardı. Elimine edilmek istenen TSK mensuplarının nasıl şikayet edileceği yazışma örnekleri vardı.” (Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de flash diskin içeriğini açıklıyor, 25 Temmuz 2017).
İlk tuhaflık şuradaydı: Tuncay Özkan, böyle bir bilgi hazinesini 10 yıl boyunca uhdesinde tutmuş, ne zaman ki flash disk başka bir davanın iddianamesinde yer alıp da gizlenemez olmaktan çıkınca, ilk kez 2017’de varlığını açıklamış, daha doğrusu açıklamak zorunda kalmıştı.
Tuncay Özkan’ın sonraki açıklamaları, olayı bir tuhaflıklar silsilesine dönüştürecekti:
Özkan’ın anlatımlarına göre, kendisine ulaştırılan flash diski 2007 baharında, o zamanlar kara kuvvetleri komutanı olan İlker Başbuğ’a teslim etmişti ve Başbuğ da bu 10 yıl boyunca flash diskten hiç söz etmemişti.
Yani Gülen Cemaati’nin çanına ot tıkayacak devâsâ bir bilgi paketi, Cemaat’in çanlarına ot tıkadığı kişiler tarafından 10 yıl boyunca gün yüzüne çıkartılmamıştı.
İşte ben bu tuhaf hikâyeyi aralıklarla kaleme aldığım beş yazıda ele aldım ve kolayca tahmin edebileceğiniz bir dizi soru sordum. Ne var ki bu acayip durum, Gürkan Zengin dışında hiçbir gazetecinin ilgisini çekmedi. Bundan da tuhaf olmak üzere Kılıçdaroğlu’nun, “Zamanında gereği yapılsaydı 15 Temmuz darbesi de gerçekleşmeyecek, onca bedel ödenmeyecekti” diye takdim ettiği flash diski ana muhalefet partisi bir daha ağzına almayacaktı.
İşte ben de bu durumda beşinci yazıda fikri takibi anlamsız bularak kestim ve havlu attım.
Şimdi sıra geldi, bende aynı duyguyu uyandıran ikinci havlu atma vakasına... Konumuz Balyoz davası, sorumuz: “Balyoz çetesi”ne neden ulaşılamıyor? Bu konudaki fikri takibimin dördüncüsünde (20 Eylül 2018), önceki yazıların bir hülasasını yapmıştım, bu son yazının bundan sonrası o hülasanın tekrarı niteliğinde olacak...
‘Balyoz çetesi’ne neden ulaşılamıyor?
Balyoz davası sanıklarının yeniden yargılanmalarını müteakip sanıkların tümünün beraatine (1 Nisan 2015) hükmeden mahkeme, ilaveten bir de suç duyurusunda bulunmuştu: Mademki sanıklara isnat edilen suç bir “kumpas”’ neticesinde ortaya çıkmıştı, öyleyse bu kumpası kuranlar, yani 2009’da biraraya gelip 2003’te “sözde” cereyan etmiş sahte bir darbe girişiminin ayrıntılı planını yapanlar yakalanıp yargı önüne çıkarılmalıydı.
Sanık avukatlarından Haluk Pekşen, beraat kararı veren mahkemenin suç duyurusuna dikkat çekerek, "Artık yeni bir fasıl başlıyor. Bu davayı üretenler, ortaya koyanlar, başta TSK olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bu silahsız, siyasi ve ekonomik savaşı başlatanların yargılanmasına başlanacaktır”
Ne var ki aradan geçen dört yılı aşkın süreye rağmen “sahte balyoz planını yazan çete”nin hiçbir elemanı bulunamamıştı.
Peki neredeydi bu çete?.. Bu sorunun cevabı, “İşte Cemaatçiler yargılanıyor ya” değildir... Tam tersine, bu cevap yeni bir soru üretir, o da şudur: Cemaat'in çanına ot tıkayan onca soruşturmaya rağmen “Balyoz işi”nin somut olarak nasıl kotarıldığı neden ortaya çıkarılamıyor? Bugüne kadar işte şu, şu, şu kişiler şu tarihlerde şurada ve şurada bir araya gelip bu sahte belgeleri oluşturmuşlar somutluğunda sonuçlar elde edilmiş olması gerekmez miydi?
Beraat kararından hemen sonra sorduğum sorular
Mahkemenin beraat kararından bir gün sonra (2 Nisan 2015), Al Jazeera Turk’te kaleme aldığım “Balyoz’un davası ve hakikati” başlıklı yazımda, beraat kararı veren mahkemenin suç duyurusuna dikkat çekmiş, gerçekten de “sahte darbe senaryosu yazmış” bir çete varsa, Cemaat kadrolarının önemli ölçüde dağıtıldığı 2015 koşullarında “çete”ye kolaylıkla ulaşılabileceğini yazmıştım:
“(...) Öyle ya, 2009’da harekete geçen ‘çete’, 2003’e dair binlerce isim ihtiva eden bir plan yaparken, ihtiyaç duyacağı verileri ve bilgileri TSK kaynaklarından elde ederken geride bu faaliyete bir şekilde tanıklık etmiş, huylanmış, şüphelenmiş yüzlerce tanık bırakmış olmalı... Hele şimdi, ülkede böyle bir atmosfer oluşmuşken, zamanında (2009’dan sonra) kendi ordusuna kumpas kurmuş hainleri ele verme fırsatını yakalamış bu insanlar savcıya bilgi vermek için sabırsızlanıyor olmalılar. Hatta, bugüne kadar, hiç değilse hükümetin de ‘kumpas’ söylemine dâhil olmasından sonra neden bu yönde ihbarların yapılmamış olduğu da bir soru olarak duruyor ortada.”
15 Temmuz’dan bir ay önce...
O yazıyı yazdıktan sonra, “kumpas”ı fiilen kuranları, yani oturup onu yazan “çete”yi açığa çıkarmak için gerçek bir çaba içine girilip girilmediğine dair bir söz söylemek için makul bir süre bekledim. Yaklaşık 14 ay sonra “Balyoz kumpasçıları’na neden ulaşılamıyor?” (Serbestiyet, 22 Haziran 2016) başlıklı bir yazıyla konuya döndüm.
22 Haziran 2016 itibariyle durumu “test ederken” önce “çete”ye hâlâ ulaşılamadığını hatırlatmış, ardından da ilk mahkûmiyet kararını onaylayan Yargıtay’ın gerekçeli kararından bir bölüm aktarmışım:
“Toplam 20 bin gerçek kişi ve kurumu ilgilendiren 2003 yılına ait bilgi ve değerlendirilmelerin, ileri sürüldüğü gibi tamamen kurgulanmış, asılsız ve sahte olduğu yönündeki savunmalar, dosya kapsamına ve hayatın olağan akışına uymamaktadır. Yapılan çalışmaların kapsamı ve ayrıntıları, sanıkların görev, unvan ve çalışma alanının uyumu, yıllar öncesine ait (2003'e ait) geniş bir sahayı ilgilendiren detaylı bilgilerin, yıllar sonra bu çap ve içerikte kurgu olarak hazırlanamayacağını göstermektedir.”
Bunu, iddia edilen “sahte senaryo”nun ne kadar kapsamlı olduğunu, dolayısıyla böyle bir “senaryo”yu hazırlayan ekibin sayıca ne kadar kalabalık olması gerektiğini göstermek için yapmışım.
Kumpas var, kumpasçılar bulunamıyor...
Sonra da işte, bu çapta bir kurgunun oluşturulması için çalışmış olması gereken onlarca, belki yüzlerce kişinin nasıl olup da açığa çıkartılamadığına dair soruyu bir daha sormuşum.
O yazının tarihi 22 Haziran 2016, yani Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) Cemaat’le büyük kavgasını başlatan 17-25 Aralık’ın (2013) üzerinden iki buçuk yıl geçmiş; yani hükümetin polise ve yargıya önemli ölçüde hâkim olduğu, dolayısıyla, ‘Ne yapalım, polis ve yargı Cemaat’in elinde olduğu için yapmak istediklerimizi yapamadık” özrüne sığınılabilecek günler çoktan geride kalmış...
Fakat asıl önemlisi şu: O son yazının üzerinden sadece birkaç hafta geçtikten sonra 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşti ve o tarihten itibaren de Cemaat’in yargıdaki ve polisteki gücü tamamen kırıldı.
Şimdi 15 Temmuz’un üzerinden bile üç yıldan fazla bir süre geçtiği halde hâlâ aynı noktadayız: “Balyoz kumpası” davasında, o dev kurgunun yazımına katıldığı iddiasıyla yargılanan bir kişi bile yok!
Bu işte bir tuhaflık yok mu?
Olmaz olur mu?.. Fakat kimseye tuhaf gelmediğine göre belki de ben yanılıyorumdur. İşte bu duygu ve düşüncelerle havlu atıyor ve mevzudan çekiliyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025