Aslı Aydıntaşbaş
Geçen hafta Washington’daydım. Obama yönetiminin son günleri, tarihi bir değerlendirme ve yeni döneme hazırlıklarla geçiyor. Şunu net bir biçimde hissettim. İki dönem (8 yıl) görev yapan her ABD başkanı gibi Barack Obama da tarihe geçmek istiyor. Kendine göre “başarısızlık” hanesini (Suriye savaşı gibi), “başarı” öyküleriyle dengelemek istiyor. Malum, Amerikalılar sever böyle başarı hikâyeleriyle yürümeyi... Eh, kendi durduğu yerden aslında Obama’nın azımsanamayacak “başarıları” var: İran’la tarihi bir anlaşma yaptı. El Kaide liderini yok etti. Sağlık reformunu Kongre’den geçirdi. ABD ekonomisini berbat bir yerden alıp düzeltti. Küba’yla 50 yıl sonra yeniden ilişkileri başlattı vs. Ama geriye çok önemli bir mesele kaldı: IŞİD! ABD Başkanı, şu ya da bu şekilde IŞİD meselesini başladığı yerde, yani Musul’da bitirmek istiyor. Kendi dönemi bitmeden, hatta tercihen kasım ayı içinde, Musul operasyonunu başlatıp kenti IŞİD’den geri almak istiyor. Ancak, bu noktada mesele karmaşık hale geliyor. Dün Irak parlamentosunun Türk askerlerinin Başika’dan çekilmesi ve Musul operasyonuna girmemesi yolundaki kararını okudunuz. Bağdat, Türkiye’nin Musul operasyonunda olmasını istemiyor; Bağdat bu kadar şiddetli bir biçimde karşı çıkınca Washington da istemiyor. Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmak için kendince önemli nedenleri var; ancak şu zamana kadar çok yanlış bir dille formüle edildi, yanlış bir söylemle yürüdü. Bu yüzden de duvara tosladı. Bakın anlatayım.
Ankara Musul operasyonunu birkaç nedenle istiyor. Öncelikle, bu bölgede hâlâ önemli bir oyuncu olduğunu dünyaya ispatlamak ve ilerideki büyük paylaşımda masada olmak istiyor. Haksız değil. Ankara ayrıca bu operasyonda bayrak sallayarak Sincar bölgesinde PKK’nin askeri varlığını dengeleyebilmeyi arzuluyor. Ve en önemlisi, Ankara bölgedeki Sünnilerin hamisi gibi konumlanmak istiyor.
Bu yüzden de haftalardır Türk yetkililer, “Musul operasyonunda Şii milisler olmasın” ya da “Telafer’de Sünnilere karşı bir hareket olmasın” gibisinden açıklamalar yapıyor. Bunlar diplomasi dilinden uzak, son derece yanlış açıklamalar. Haklı olsa da tamamen mezhepçi bir üslupla aktarılınca karşı tarafta alerji yaratıyor. İran da bu alerjiyi iyice kaşıyor. İşte yaşanan tam da bu. Irak, İslam dünyasındaki mezhep savaşının doğduğu ve büyüdüğü yer. Irak aynı zamanda Şii çoğunluk tarafından yönetilen bir ülke. Irak Şiileri için Kerbela daha dün gibi. Türkiye kendini bu ortamda bir “Sünni güç” olarak konumlandırınca, karşısında Şii tepkisi doğuyor.
İşte Irak parlamentosunun kararını böyle okumak lazım... Bir başka mesele de IŞİD’e destek veren Sünni kitlelerin durumu ve yine Ankara’nın kullandığı dil. Türkiye’de “teröre destek” diye tanımlanan her türlü eylemi en sert şekilde cezalandıran iktidar, Suriye’de IŞİD’e destek veren kitleler için müsamaha istiyor dünyadan. Örneğin Türkiye’nin büyük hassasiyet gösterdiği Telafer’de Sünni Türkmenler, büyük ölçüde IŞİD’i destekledi, Şiileri kentten sürdü.
Telafer’de büyük katliamlar yaşandı ve sonunda kent, İranlılar, Kürtler ve Şii milisler sayesinde IŞİD’den kurtarıldı. Ankara şimdi yüksek perdeden “Aman Telafer’deki Sünniler zarar görmesin” deyince, doğrudan IŞİD’e destek verenleri savunuyor gibi algılanıyor.
Ankara duyguların aklın önüne geçtiği bu ortamda daha nötr bir dil kullanmalı ve bu dilin “inandırıcı” olabilmesi için de, Kürtler ve Şiilerle daha sıcak ilişkiler geliştirmeli. Daha önce defalarca yazdım, tekrar yazıyorum. Irak ve Suriye’deki mezhep savaşı derinleşerek devam edecek.
Suriye savaşı daha 5 yıl daha sürebilir. Bu cenderede nefes alabilmek için yapılması gereken, Sünni güç olarak Şii-Sünni savaşında saf tutmak değil, Kürtlerle yakınlaşarak bu mezhep savaşıyla aramıza bir duvar örmektir. Stratejik açıdan tek makul yol budur. NOT: Ufak bir soru: Putin haftaya Ankara’ya geldiğinde, “El Bab’a sakın girmeyin. Halep’ten de elinizi eteğinizi çekin artık” derse, Ankara’nın cevabı ne olacak?
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018