Aydın ENGİN
Dün kaldığımız yerden sürdürelim.
CHP'nin "bildirge mezarlığı"nın en ünlü "merhum"u kanımca "Akgünlere Bildirgesi"dir. CHP, Ecevit önderliğinde 1973 seçimlerine bu bildirge ile girdi. Seçimden birinci parti olarak çıktı ve…
Ve "Akgünlere bildirgesi" neredeyse unutuldu. Yani adeta ölü doğdu, sıradan bir seçim propagandası metni işlevi taşıdı, ötesine geçmedi. Zaten popülist yanı ağır basan bir program metniydi.
Seçim sonrasında Ecevit bildirgeyi eskisi gibi tutkuyla dillendirmedi. Partideki ikinci adamlar (meselâ Deniz Baykal, Ali Topuz) ise bildirgedeki hedeflere bal gibi karşıydılar ve parmaklarının ucuyla tutarak "mış gibi" yapıyorlardı. Yani eğreti tutuyorlardı.
"Köykent" gibi yakın köyleri birleştirip örek köyler oluşturmak ve ister istemez köylüyü köye hapsetmek gibi bir parlak(?) proje de göstermelik birkaç girişim dışında oluruna terk edildi.
Ardından Ecevit ve ekibi Kıbrıs'taki faşist darbeyi önlemek için isabetli bir kararla asker yollamakla yetinmeyip, ikinci bir atakla Kıbrıs'ın kuzeyini fiilen işgal edince, "güvercin" uçuran Ecevit'ten savaş jeti uçuran Ecevit'e ve oradan da "Kıbrıs Fatihi Ecevit"e geçildi.
1980'e yaklaşılırken Ecevit bir inci daha saçtı:
- Sosyal demokrasi işçi sınıfına dayanan, Marksizm kökenli bir siyasal harekettir. Bizde işçi sınıfı güçsüz. O yüzden köylüye yaslanmak gerekir. CHP sosyal demokrat değil demokratik sol bir parti olmalıdır.
O günden sonra Ecevit kendi yoluna gitti, "Demokratik Sol Parti"yi kurdu. Bildirge filan yayımlamadı. Yayımladıysa bile pek yankı bulmadı. Ecevitsiz CHP ise inişli çıkışlı bir siyasal hayat yaşadı ve pek de iflah olmadı.
Bir ara Deniz Baykal ortaya "Anadolu solu" başlıklı, Şeyh Edebali referanslı, bildirge benzeri bir metin attı ama pek ciddiye alan çıkmadı. Ciddiye alınacak yanı da yoktu.
* * *
CHP'nin bildirgeleri üstüne attığımız bu hızlı turun son halkası geçtiğimiz hafta sonu toplanan 37. Kurultay'da kabul edilen "İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi".
Acaba onun da sonu "bildirgeler mezarlığı" mı olacak yoksa…
Siyasal eleştirilerini CHP'ye ağız dolusu sövmekle sınırlayan ve bunu tekrarlamaktan öte demokrasiyi ve özgürlükleri savunmakta bir marifetlerine ve eylemlerine tanık olmadığım kimi "keskinler"e kulak ve hak vermeye niyetim yok.
Ancak CHP'yi tek umut olarak gören ve 2020 yılında 6 Ok'un milliyetçilik ilkesini savunabilen, devlet kapitalizmini solculuk sananlarla aynı çizgide buluşmaya da niyetim yok.
Dahası hem sosyal demokrat bir partide büyükşehir belediye başkanlığı yapacak, hem de AKP'nin yayılmacı politikalarına yürekten destek verip Afrin'i bombalayacak roketlerin üstüne adını kazıtacak kadar gözü dönmüş militaristlerden elbette tiksiniyorum.
Bütün böylesi kesimlerin CHP içinde var olduğunu, kimilerinin sayıca hiç de az olmayıp parti yönetiminin belirlenmesine bir ağırlık taşıdığını biliyorum, biliyoruz.
Ama aynı CHP çatısı altında sosyal demokrasiyi sahiden benimsemiş, tepelerde laf ebeliği yaparak değil, kitlelerin içinde hünerle siyasal çalışma yapanlar olduğuna da biliyorum, biliyoruz.
Bir örnek. Sadece bir örnek. Son yerel seçimde Üsküdar'da nice sosyalist örgütün beceremediği kitle bağlarını kuran ve bunun meyvelerini toplayan genç CHP'lilerin dolaysız tanığıyım.
Onlar ve benzerleri de CHP içinde varlar ve onları yok saymak demokrasi ve özgürlük mücadelesinde bağışlanmaz bir savurganlık olur.
* * *
CHP'nin son bildirgesi ciddiye alınması gereken, CHP'nin demokrasi sicilindeki kabarık sabıka dosyasına bakıp, olumsuz önyargılara kapılma kolaycılığına düşmeden dikkatle okunması ve not edilmesi gereken bir metin. Öyle kolayca yabana atılacak, alay edilecek ve reddedilecek bir metin hiç değil.
Parlamenter sisteme dönüş kararlılığı, partili cumhurbaşkanlığı sistemine kesin bir red, kuvvetler ayrılığı ilkesine güçlü bir vurgu, bağımsız yargı, düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne bağlılık içeriyor. Kürt sorununun (bu terimi kullanarak) barışçıl bir çözüme kavuşturulması gereğinden açıkça söz ediliyor.
Bitmedi, seçim barajının tümüyle kaldırılması, milletvekili adaylarının tespitinde parti tabanlarının belirleyiciliği, ihale kanununda tam şeffaflık sağlanması, yerel yönetimlere kayyım atanması yolunun açık seçik kapatılması gibi Türkiye'nin kanayan yaralarında köklü değişimler öngörüyor.
Türkiye'de demokrasiye, hukuk devletine dönüş ve tek adam yönetimini (otokrasi) sona erdirme hedeflerini benimseyen güçlerin hiçbirinin yok sayılmaması, ihmal edilmemesi gereken bir eşikten geçiyoruz. "Armudun sapı var, üzümün çöpü var" titizlenmelerine kapılacak günlerde değiliz. Eğer CHP bu bildirgeyi sahiden benimseyecek ve uygulayacaksa, onu elin tersiyle itmek değil, elini tutmak gerekir. "Böyle yaparsam bana CHP'nin kuyruğuna takıldı derler; solculuğuma leke sürülür" gibi mızmız itirazlar öncelikle kendine güvensizlik sonra da AKP elebaşılarının ekmeğine yağ sürmek anlamına gelecek.
Kendi adıma söylüyorum: 37. Kurultay'ında açıklanan ve kabul edilen "İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi"yle CHP sahici bir demokrasi gücü olmaya niyet ve iddiasını ortaya koydu.
Bu iddia "demeç muhalefeti" denen ve hem kendini, hem kitleleri kandırmaktan öte bir anlam taşımayan muhalefet tarzını reddeden, muhalefetin artık TBMM sınırları içine hapsedilerek yapılamayacağını öne çıkaran bir iddia.
Bu iddiaya hiç duraksamadan "yetmez ama evet" demek gerekir…
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021