Ayşe HÜR
Yaygın kanı, Arap harflerinden Latin harflerine dönüşün Mustafa Kemal Atatürk’ün modernleşme hamleleriyle ilintili olduğu yolundadır ama Arap alfabesinin reforma tabi tutulmasını ilk dile getiren, son Osmanlı Maarif Nazırlarından Münif Paşa idi. Münif Paşa 1862’de Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye’de yaptığı konuşmada, Arap harflerinin Türkçenin grameri için yetersiz olduğunu, bu yüzden Arap alfabesine yeni işaretler eklenmesini ve harflerin birbirinden ayrı yazılmasını (huruf-ı munfasıla) önermişti.
1863’te bu sefer Azerbaycanlı ‘yenileşmeci’ Feth Ali Ahundzade, Sadrazam Fuad Paşa’ya benzer bir teklifte bulundu. 1879’da, Latin ve Yunan alfabelerinden esinlenerek yeni bir Arnavut alfabesi hazırlayan Kamus-ı Türkî adlı ilk Türkçe sözlüğün müellifi Şemseddin Sami Bey, benzer bir reformun Osmanlıca için de yapılmasını önerdi.
Bu önerilerin altında alfabeyi kolaylaştırmakla cehaletin ortadan kalkacağı düşüncesi, yazının değiştirilmesinin Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesinin altında yattığı düşünülen Şarklılıkla mücadelede önemli bir köşe taşı olduğu inancı ve en azından bazıları için Türk milliyetçiliğiyle birlikte iyice belirginleşen Arap düşmanlığı yatıyordu.
ENVER ELİFBASI
Münif Paşa’nın 1862’de gündeme getirdiği harflerin ayrılması önerisi, 1911’de Milaslı Dr. İsmail Hakkı Bey tarafından benimsendi ve Hakkı Bey’in öncülüğünü yaptığı Islah-ı Huruf Cemiyeti’nin yayın organı Teceddüt (Yenilenme) gazetesinde kamuya duyuruldu. 1913 yılında Balkan Savaşları sürerken, İttihatçı Hüseyin Cahit (Yalçın)’ın Tanin gazetesinin birinci sayfasındaki yeni yazı denemeleri işte bu tartışmaların sonucuydu. Habere göre, Harbiye Nazırı Enver Paşa, kendi dairelerinde yeni yazının kullanılmasını emretmişti. Ayrıca İçtihat dergisinde Abdullah Cevdet ve Celal Nuri (İleri); Hürriyet-i Fikriye dergisinde Kılıçzâde Hakkı Bey gibi yazarlar bu girişimi destekleyen yazılar kaleme almışlardı.
Ancak, Harbiye Nezareti’nde görevli kurmay subaylardan İsmet (İnönü), Enver Paşa’ya “Paşam, yaptığınız büyük bir inkılaptır. Ancak memleketin genç zabitleri ihtiyat subayı olarak bulunuyorlar ve keşiftedirler. Harfler öyle tek tek yazılırsa keşif raporları çok gecikir. Oysa keşif raporlarının hemen ulaşması lazımdır. Bu bakımdan bu büyük eserinizi zaferden sonra tatbik etmek üzere şimdilik erteleseniz,” derken bir başka subay Mustafa Kemal de “Peki, güzel! İyi bir niyet; fakat yarım iş, hem de zamansız. Harp zamanı harf zamanı değildir. Harp olurken harfle oynamak sırası mıdır? (…) Bu şimdiki şekil, hem yazmayı, hem okumayı, hem de anlamayı dolayısıyla anlaşmayı eskisinden fazla geciktirir ve güçleştirir. Hız isteyen bir zamanda böyle yavaşlatıcı, zihinleri yorup şaşırtıcı bir teşebbüse geçmenin maddi, ameli ve milli ne faydası var? Sonra da mademki başladın, cesaret et şunu tam yap, medeni bir şekil alsın!” diyecekti.
Zamanın Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin de bu koroya “İlim emirle olmaz” diyerek katılması üzerine, çeşitli kesimlerce ‘Hatt-ı Cedîd’, ‘Hatt-ı Enverî’, ‘Ordu Eelifbası’, ‘Enver Elifbası’ veya ‘Alman Yazısı’ gibi isimlerle anılan bu yeni alfabe, ordu içinde haberleşmede kullanıldı ama işleri kolaylaştırmada bir avantaj sağlamadığı için ömrü kısa oldu.
MUSTAFA KEMAL TEMKİNLİ
Mazhar Müfit’in (Kansu) iddiasına göre, Erzurum Kongresi’nin arifesinde, 7-8 Temmuz 1919 gecesi, Mustafa Kemal ilerde yapacağı işleri kendisine not ettirmişti. Bunlar arasında Arap alfabesinden Latin alfabesine geçmek de vardı. Halide Edip (Adıvar)’a göre de, Mustafa Kemal 1922’de kendisine Latin harflerinin kabulünden söz etmişti. Ancak ilginçtir, Mustafa Kemal ve arkadaşları, yeni Türkiye’nin kurulmasından sonra harf inkılabı konusunda hevesli değillerdi. Örneğin Lozan Barış Görüşmelerinin kesintiye uğradığı Şubat 1923’te, Batı dünyasına liberal selamlar göndermek için alelacele toplanan İzmir İktisat Kongresi sırasında, İzmirli işçi delegesi Ali Nazmi, 1908’de Arnavutluk’ta, 1922’de Azerbaycan’da Latin alfabesinin kabul edilmesinden esinlenerek, Türkiye’de de benzer bir atılımın yapılmasını önermişti. Kongre başkanı Kazım Karabekir Paşa ise, Azerbaycan’da ve Arnavutluk’ta Latin harflerinin kabul edilmesinin büyük bir hata olduğunu, “Türk yazısı güçtür, okunmaz” şeklindeki propagandanın, aslında yüzyıllardır bizi “kemirmek” isteyen, İslam âlemini parçalamak isteyen Batı menşeli bir düşünce olduğunu, oysa Arap harflerinin İslam harfleri olduğunu ve Türk ırkına mal olduğunu söylemişti. İçtihat dergisinde Kılıçzâde Hakkı Bey, üç makaleyle Paşa’ya cevap verdiğinde Mustafa Kemal bu tartışmaya hiç katılmamaya özen göstermişti.
1924 yılının başında, Halifelik makamının kaldırılmasına desteklerini sağlamak için İstanbul gazetecileri ile İzmir’de bir araya gelen Mustafa Kemal’e, 1913’te Enver Paşa’nın harfleri ayırma önerisine destek veren Hüseyin Cahit Bey “Latin yazısının ne zaman kabul edileceğini” sorduğunda, Mustafa Kemal bu sorudan rahatsız olmuştu. Aynı şekilde 1924 bütçe görüşmeleri sırasında İzmir Milletvekili Şükrü (Saraçoğlu), halkın okuma yazma bilmezliğinin tek nedeninin Arap harflerinin kullanılması olduğunu söylediğinde de Mustafa Kemal’den ses çıkmamıştı. Aynı yıl, Berlin'deki Türk öğrenciler “Yeni Harfler Birliği” adlı bir dernek kurmuş, bütün Türk illeri için Latin harflerinin kabulünü istemiş ve Yeni Yazı adlı bir de dergi çıkarmışlardı ancak bunlar Ankara’da bir hareket yaratmamıştı.
1925 yılında, alfabe değişikliğinin dine karşı bir hamle olduğunu ileri sürenlere İsmet İnönü "Biz şu kanaatteyiz ki yapılan işin dinsizlikle hiçbir münasebeti yoktur. Bu sistemde muvaffak olalım, on sene azimle, muvaffakiyetle tuttuğumuz yolda yürüyelim. On sene sonra bütün dünya ve şimdi bize muarız olanlar yahut tuttuğumuz yoldan din namına endişe edenler göreceklerdir ki Müslümanlığın asıl en temiz, en saf, en hakiki şekli bizde tecelli etmiştir" diyordu.
LEHTE VE ALEYHTE OLANLAR
1926 yılından itibaren gazetelerde Latin harfleri konusunda yazılar çıkmaya başladı. Ancak, örneğin 28 Mart 1926 tarihli Akşam gazetesinin “Latin Harflerini Kabul Etmeli mi, Etmemeli mi?” başlıklı anketine cevap verenlerin üçü (Dr. Abdullah Cevdet, Mustafa Hâmit, Refet Avni) dışındakiler Latin harflerini savunuyor, geri kalan 13 kişi ise karşı çıkıyordu. Bu kişiler arasında Avram Galanti, İbrahim Necmi (Dilmen), Halil Nimetullah (Öztürk) gibi Kemalist kültür devrimine başından itibaren inananlar, hatta Başbakan İsmet Paşa da vardı. İsmet Paşa’ya göre bu konudaki bir değişiklik devlet hayatını felce uğratırdı. Latin harflerini savunan azınlıkta ise Abdullah Cevdet, Celal Nuri, Hüseyin Cahit, Falih Rıfkı (Atay) gibi eski İttihatçılar vardı. Ancak aynı yıl Türkiye’ye gelen dilbilimci Dr. Kühne’nin önerisi ile Mustafa Kemal Macar alfabesini incelemeye başladı. Bu tarihten sonra çalışmalar birden hızlandı.
8 Ocak 1928’de Adalet Bakanı Mahmut Esat (Bozkurt), Türk Ocakları Merkez ve Hars Heyetlerinde verdiği bir ziyafette Latin harfleri konusundan söz açtı. 8 Mart’ta Türk Ocağı Hars Heyeti’nde İsmet Paşa, Latin harfleriyle ilgili bir danışma toplantısı yaptı. Mayıs ayında CHP Genel Sekreteri ve Erzincan Milletvekili Saffet (Arıkan) ve üç milletvekili “beynelmilel erkam” (uluslararası rakamlar) sistemine geçilmesini önerdi ve bu değişiklik haziran ayında uygulamaya kondu. Artık sıra harflere gelmişti. Mustafa Kemal bu günlerde konuya açıkça dahil oldu. Mayıs ayının sonunda Bakanlar Kurulu kararıyla “lisanımızda Latin harflerinin suret ve imkân-ı tatbikini düşünmek üzere” Dil Encümeni oluşturuldu. 24 Mayıs’ta ise Latin rakamlarının kullanılmasına ilişkin kanun kabul edildi.
Q’DAN NASIL KURTULDUK?
Bundan sonra Mustafa Kemal’in emriyle bir komisyon oluşturuldu. Falih Rıfkı’ya göre, komisyondaki ilk tartışma Osmanlıcadaki yabancı kelimelerin bütün ses haklarını veren bir alfabe mi yoksa Türkçe ve Türkçeleşen kelimelerin hakkını veren bir alfabe mi hazırlamak gerektiğinde çıkmıştı. Bu bağlamda, kaf, kef, gayın harflerini gereksiz bulanlarla gerekli bulanlar arasında epey ateşli tartışmalar olmuştu.
Falih Rıfkı’ya göre ‘q-kü’ harfi tehlikesi şöyle atlatılmıştı: “Ben yeni yazı tasarısını getirdiğim günün akşamı Kazım Paşa (Özalp) sofrada, ‘Ben adımı nasıl yazacağım, ‘kü’ harfi lazım,’ diye tutturdu. ‘Atatürk de bir harften ne çıkar? Kabul edelim,’ dedi. (…) Ben sofrada sesimi çıkarmadım. Ertesi gün yanına gittiğimde meseleyi aniden Ata’ya açtım. Atatürk el yazısı majüsküllerini (büyük harf) bilmezdi. Küçük harfleri büyütmekle yetinirdi. Kâğıdı aldı, Kemal’in baş harfini küçük ’kü’nün büyütülmüşü ile sonra da ’K’nın büyütülmüşü ile yazdı. Birincisi hiç hoşuna gitmedi. Bu yüzden ’kü’ harfinden kurtulduk. Bereket Atatürk ’kü’nün majüskülünü bilmiyordu. Çünkü o ’K’nın büyütülmüşünden daha gösterişli idi.”
SARAYBURNU NUTKU
Mustafa Kemal, ‘uygun vaktin’ geldiğine kanaat getirmiş olmalıydı ki, 9 Ağustos 1928 günü, Sarayburnu Parkı’nda sahnelediği bir ‘mizansen’ ile ‘Harf İnkılabı’nı başlattı. Falih Rıfkı’nın anlatımıyla, o gün parkta, bir köşede caz, bir köşede Mısırlı Müniretü’l-Mehdiye Hanım ve saz arkadaşlarının Arapça şarkı ve kasideleri seslendiriliyordu. Bu ikinci konseri dinleyen halka eşlik eden Mustafa Kemal, “Arap musiki takımının biteviye, ağlayışlı ve inleyişli melodileri” üzerine, yanındakilere dönmüş ve “Kimde bir defter var?” diye sormuştu. Ardından bulunan küçük deftere bir şeyler yazıp Falih Rıfkı’ya vermişti. Defterde yeni yazı ile 'Sarayburnu Nutku’ diye bilinen hitabın ilk bölümleri vardı. Mustafa Kemal önce halka kendi seslenmiş, ardından notlarını orada bulunan bir gence vermiş, gencin okuyamaması üzerine de ''Vatandaşlarım, bu notlarım asıl hakiki Türk kelimeleri, Türk harfleriyle yazılmıştır. Kardeşiniz bunu derhal okumaya teşebbüs etti. Biraz çalıştıktan sonra birdenbire okuyamadı. Şüphesiz okuyabilir. İsterim ki, bunu hepiniz beş on gün içinde öğrenesiniz. Arkadaşlar, bizim ahenkdar, zengin lisanımız yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir. Asırlardan beri kafalarınızı demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu anlamak mecburiyetindesiniz,'' demişti. Ardından Falih Rıfkı’yı nutkun devamını okumakla görevlendirmişti. Bu konuşmadan anlaşıldığı üzere, Cumhuriyet'in yeni yönetici kadroları, Türklük duygusunu yaratmak için ‘eskiyi’, ‘hurafeleri’, ‘geriliği’, ‘Doğulu’ olmayı temsil eden Osmanlı geçmişinden kendilerini farklılaştırmaya çalışırken, ilk darbeyi alfabeye vurmaya karar vermişlerdi.
Olan bitenden haberdar gazeteciler ilk dizgi örneklerini hazırlamaya başlamışlardı bile. Temmuzun ilk haftasında Mahmut Soydan’ın Milliyet gazetesinin mürettibinin dizdiği şu başlık yaşanan zorlukları özetler mahiyetteydi: ''Otomobil Fi'atlary-Tenzil xofforlere de fajdalydyr. Otomobiller de taksi fi'atlarynyn tenzil edileceğini ve bunun için tedkikatda bulunulduğunu jaznyxdyk....”
Başka alanda yaşanması muhtemel sıkıntılar ise Başbakan İsmet Paşa’nın Gazi’ye çektiği şu telgraftan anlaşılıyordu: “Arap harflerini bırakıyorsunuz. Türk'ün özyapısını saptamaya ve yüceltmeye en uygun olan Türk harflerini kabul ediyorsunuz. Bu çok güzeldir. Ama, kutsal camilerde duvarları süsleyen Aşere-i Mübeşşereyi (Peygamberin cennetlik olduklarını muştuladığı on Arap ileri geleninin adlarını) nasıl yazacaksınız? Arapça mı, Türkçe mi?'' Gazi buna yanıt vermemişti ancak 28 Ağustos 1928 tarihli Hakimiyet-i Milliye’de Dahiliye Vekili’nin şu ifadeleri boy gösterdi: ''Türkiye'de dil ve yazı Türkçedir. Arapça olsun iddiasında Araplar bile bulunamaz.''
YA ÜÇ AYDA OLUR, YA HİÇ
Falih Rıfkı eski yazıyla yeni yazının bir süre yan yana kullanılmasını önermiş, Mustafa Kemal, “Bu ya üç ayda olur, ya hiç olmaz. Çocuğum, gazetelerde yarım sütun eski yazı kaldığı zaman dahi herkes bu eski yazılı parçayı okuyacaktır. Arada bir iç harb, bir iç buhran, bir terslik oldu mu, bizim yazı da Enver’in yazısına döner. Hemen terk olunuverir,” demişti.
İlk uygulamaları da bizzat Mustafa Kemal yaptı. 15 Eylül 1929 günü Sinop'ta, Köy Yatı Okulu'nun bahçesinde iki saat tahta başında halka ders vermiş, arabacı Bekir Ağa'ya yeni harflerden birkaç harf öğretmişti. 28 Eylül 1928’te Gemlik'te gazozcu Haydar, tuhafiyeci Yahya, zahireci İsmail, Bekir Ali, Adil ve Hüseyin, zürradan Ethem, zeytinci Mustafa, Sait, bakkal Osman ve Halit efendilere hitaben çektiği telgrafta şöyle diyordu: “Okuma ve yazmayı bir haftada öğrenmek gayretini gösterdiğinizden memnun oldum, tebrik ederim. Arabi ve Farisi kelimelerde (k) ve (g)'nin önlerine (h) gelmesi meselesiyle zihinlerinizi işgal ve teşviş etmeyiniz. Tespit edilmekte olan lügat bunu arzunuz veçhile halledecektir efendim,” diyordu. 29 Eylül günlü Cumhuriyet gazetesi Yeni Türk Harfleri Marşı’nın notasını veriyordu. Bu marş, Mustafa Kemal’in isteği üzerine Zeki (Üngör) Bey tarafından bestelenmişti. Marşın sözleri yeni alfabenin harflerinin sıralanmasından oluşuyordu.
1 Kasım 1928 günü Atatürk’ün konuyla ilgili konuşmanın ardından, TBMM’de Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun kabul edildi. Dikkat edileceği gibi harflerin adı ‘Latin’ değil, ‘Türk’ harfleri olduğu belirtiliyordu. Bu adlandırmayı bizzat Mustafa Kemal yapmıştı.
3 Kasım'da Resmi Gazete’de yayımlanan 1353 Sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun’a göre, yeni harflere geçiş 1 Ocak 1929'u geçmeyecek, ancak tahkik evrakının, fezlekelerin, basılı evrakın ve defterlerin eski harflerle yazılması Haziran 1929’a kadar sürebilecekti. Eski yazı ile yazılan dilekçeler de bu tarihe kadar kabul edilecekti. Devlet dairelerinde kullanılan eski harfli kitap, talimatname, defter gibi malzemelerde ve devletin bazı muamelelerinde, 1930 Haziran’ına kadar eski harfler kullanılabilecekti. Para, pul, bono gibi değerli kâğıtlar, değiştirilinceye kadar geçerli olacaktı.
MİLLET MEKTEPLERİ
Bu tarihten itibaren yeni harfleri halka öğretmek için adeta bir seferberlik başlatıldı. Matbaalar yeni kalıplar hazırlıyor, daktiloların tuşları değiştiriliyor, yol ve işyeri tabelaları, vapur isimleri, araç plakaları, afişler, cami içindeki süsleme yazıları bile değişiyordu. Bu arada eski harfli kitapların imhası da hummalı bir şekilde devam ediyordu. Bazıları Rumca, Ermenice gazetelerin de ‘Türk alfabesi’ ile çıkması gerektiğini söylüyordu.
Yurt çapında 50 bin yeni alfabe dağıtıldı. 1 Ocak 1929’da büyük törenlerle açılan Millet Mektepleri’nde sadece İstanbul’da ilk gün 50 bin kişi eğitime başladı. Ordu, polis, parti, cemiyetler, öğretmenler, din adamları, milletvekilleri, hatta bizzat Mustafa Kemal bu seferberlikte görev aldı. Yurt genelinde o yıl öğrenci sayısı 600 bine ulaştı. Okuma yazma seferberliği hız kesse de, 1936’ya kadar sürdü. Dönemin Milli Eğitim Müdürü Mustafa Necati Bey’in ifadesiyle ''Millet Mektepleri’nden 1936 yılına değin 2.546.051 kişi diploma aldı. 1928-1929 yıllarında dershane sayısı 20.489 idi; 1935-1936 yıllarında 2.274'e indi. İlk yıl öğrenci sayısı 105.500 idi; son yıllarda 59.206'ya indi.”
HANGİ İŞE YARADI?
Peki, daha sonra ‘dilde sadeleşme’ çabalarıyla desteklenen yeni harfler, Türkiye halkının okuryazarlık oranlarını nasıl etkiledi? Buna cevap vermek kolay değil; çünkü Osmanlı dönemindeki okuma yazma oranlarına dair elimizde güvenilir istatistikler yok. Bu nedenle sağlıklı bir karşılaştırma yapmak mümkün değil. Bildiğimiz şu ki, bütün çabalara rağmen 1935 yılına ait istatistiklere göre, 16.5 milyon olan nüfusun sadece yüzde 20’si okuma yazma biliyordu. Bu oran 1945’te yüzde 30’a, 1950’de yüzde 34’e çıkabilmişti.
Aslında bu durum gayet doğaldı. Bir toplumun okuma-yazma oranlarının doğrudan alfabenin kolaylığı ya da zorluğuyla ilgisinin olmadığına dair dünya yüzünde bol örnek bulmak mümkün. Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Japonya, Çin, İsrail, Kore, Sırbistan, Hindistan, Tayland gibi ülkeler ekonomik ve kültürel kalkınmalarını, hepsi Arap alfabesi kadar veya ondan daha zor olan alfabeleriyle başarabilmişlerdi.
Sonuç olarak, Kemalist modernleşme hamlesinin önemli köşe taşlarından biri olan Harf İnkılabı, toplumun genel kültür düzeyine katkıda bulunmaktan çok, halkın tarihle ilişkisini kesmekte işe yaradı. Böylece geçmişle bağlar, devlet ve devletin istediği tarzda ilgilenen ‘tarihçiler’ tarafından kurulmaya başlandı. Bu tarihçilerin esas işlevleri ise, ‘kozmopolit’, ‘karışık’, ‘Şarklı’, ‘geri’ olarak niteledikleri Osmanlı kimliğinin yerine, ‘etnik açıdan saf, ‘dünya görüşü açısından laik’, ‘Batılı’, ‘modern’ bir ‘Türk’ kimliğinin üzerinde yükselecek Türk-ulus devletini inşa etmekti. Peki bunda başarılı olundu mu? Takdiri sizlere bırakıyorum efendim!...
ÖZET KAYNAKÇAHikmet Dizdaroğlu, “Mirza Fethali Ahundzade ve Alfabe Meselesi”, Türk Dili, S. 8, Mayıs 1952, s. 460-463; Fevziye Abdullah Tansel, “Arap Harflerinin Islahı ve Değiştirilmesi Hakkında İlk Teşebbüsler ve Neticeleri 1862-1884”, Belleten, S. XVII/66, Nisan 1953, s. 223-249; Mazhar Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, I. Cilt, TTK Yayınları, 1966; Halide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı, Çan Yayınları, 1962; Falih Rıfkı Atay, “Yeni Yazı”, Türk Dili, Sayı 23, Ağustos 1953, s. 717-719; A.g.y., Çankaya, Doğan Kardeş Matbaacılık Sanayii A.Ş. Basımevi, 1969; İbrahim Necmi Dilmen, “Harf İnkılâbı”, Türk Dili-Belleten, S. 31-32, 1938, s. 20-23; Hüseyin Sadoğlu, Türkiye’de Ulusçuluk ve Dil Politikaları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2003.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016