Cemil ERTEM

Yeni Türkiye istikrarı demokrasi ile sağlayacak
4.05.2011
2839

Dün Sanayi Bakanlığı, Makine Sanayi Strateji Belgesi’ni açıkladı. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 2023 için koyduğu 500 milyarlık ihracat hedefi önemli bir hedef ama tam burada ihracatın bileşimi ve bu ihracatın ithalatı karşılama oranı daha önemli. İşte Makine Sanayi Strateji Belgesi bu 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin 100 milyar dolarlık kısmını makine sanayiinin yapmasını hedefliyor. . Bu, Türkiye’nin yüksek katma değerli ürün ağırlıklı bir ihracat potansiyelini yakalaması ve dış ticaret açığı sorununu büyük ölçüde halletmesi demek. Türkiye’nin, sanayi ve teknoloji ağırlıklı bir büyümeye geçebilmesi için ilk önce faiz ve spekülasyon ağırlıklı finansallaşma ekonomisinden üretim ve teknoloji ağırlıklı ekonomiye geçişi kesin olarak sağlaması gerekiyor. Türkiye, faizin üretimi belirlediği ve aşağıya çektiği bir ekonomiyi geride bırakıyor. Bunun çok güçlü işaretleri var önümüzde...

Sanayi kapitalizminde faiz oranını düzenleyen kar oranıdır. Ancak sanayiinin gelişmediği ya da devlete dayanan yağma ekonomisinin olduğu ekonomilerde kâr oranını faiz belirler. Türkiye’de, şimdiye değin faizi, sanayiin kâr oranı değil, devletin borçlanma gereği (siz bunu devletin yağması olarak okuyun) ve kirli finansallaşma belirledi. Bu ekonomi anlayışı, siyasi olarak da demokrasinin olmadığı ve istikrarsızlığın baskı ve kaosla sağlandığı bir siyasi üstyapıya tekabül ediyordu. Darbeleri hazırlayan, askeri vesayete adanmış koalisyon hükümetleri, ancak birkaç yıl için işbaşına geliyor ve bırakın sanayicinin önünü görüp yatırım yapmasını, bakkal dükkânı açmaya dönük bir yatırım ortamını bile sağlayamıyordu. Bu ortam, sırtını devlete dayamış finans ve gövdesi dışarıda olan montaj sanayiinin tekelleşerek içiçe girmesini sağladı. Türkiye’nin batı bölgelerinde yatırım yapan bu kavruk sanayiinin hiçbir zaman demokrasi talebi olmadı. Tam aksine puslu, çatışmalı, güvensiz bir ortamı, devletin ağırlığını artırmak için tercih etti. Seksenlere kadar bu çevreler, yüksek enflasyon ve göreli yüksek faize dayalı bir yağma düzeni kurdular. Seksenden sonra ise, ilkönce 12 Eylül rejiminin desteklediği baskı ortamında ücretlerin düşürüldüğü, kamu yatırımlarının en aza indirildiği, faizlerin yükseldiği geleneksel IMF programlarını tercih ettiler. Özal döneminin ihracat destekli finansallaşması ve ücretlerin göreli yükseldiği, dış sermaye girişlerinin başladığı ortamı, Anadolu’da tekstil, turizm gibi alanlardan başlamak üzere yeni sanayici grupları ortaya çıkarmaya başladı. Özellikle bugün enerji, medya, inşaat ve sanayi yatırımı yapan Gaziantep, Malatya ve Kayseri kökenli bu gruplar, yağmacı-tekelci sermaye ile ayrışarak dünya ile rekabet edeceklerini anladılar ve Özal’ın getirdiğinden daha fazla demokrasi talep etmeye başladılar. Bu yapılara bugün Almanya’dan Rusya’ya çok farklı ülkelerde yatırım yapan makine sanayicileri eklenmeye başladı.

Türkiye’de kirli bir faiz ve yağma ekonomisinin değil de teknoloji ve marka ağırlıklı, dünya ile rekabet eden bir sanayiinin oluşmasını isteyen bu yeni burjuvaziden gözünüzü ayırmayın. Yeni Anayasa’dan, bütünlüklü bir sanayi programına ve Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine kadar bütün adımlarda bu yeni yapının izlerini, önümüzdeki günlerde, göreceksiniz.

Bakın Çin’in makine ihracatı 1992 yılında 3 milyar dolardı bugün Çin’in makine ihracatı 300 milyar dolara dayanmış durumda. Çin’in buraya nasıl geldiği ve Türkiye ile şartlarının ayrılığı tartışılır ama tartışılmaması gereken istikrar. Ancak Türkiye’nin istikrarı barış ve demokrasi ile olmak zorunda.

 

 

2. Obama dönemine hoşgeldiniz

Türkiye’nin bu hedefini şu an küresel siyasi ve ekonomik gelişmeler kolaylaştırıyor. Örneğin ABD’nin reel alanları öne çıkartan düşük faizli genişleme politikası ve Ortadoğu’da Türkiye’nin önemini daha da yukarı çekecek son gelişmeler yeni bir Türkiye kadar yeni bir dünyanın ilk adımları.

Usame Bin Ladin’in beklenen sonu, oldukça simgesel bir olay ama bu, ikinci Obama dönemini şimdiden garanti etti. Dünya, çatışmaların giderek azaldığı yeni bir büyüme ve Ortadoğu-Türkiye-Büyük Mağrip’ten başlayan yeni bir yapılanma sürecine giriyor. Grafikte doksanlı yıllardan beri hızla inmekte olan silahlı çatışma grafiklerini görüyorsunuz. Bu eğilim artarak devam edecek. El-Kaide liderinin bertaraf edilmesinin bir diğer sonucu da, Ortadoğu’da İhvan, Hamas gibi yapıların legal ve meşru alanlara kayması olacaktır. Bu gelişme, demokratik ve yeni Türkiye modelinin bütün bu coğrafyada yaygınlaşması anlamına gelecektir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar