Cengiz AKTAR
Referandumu Başbakan’ın geri adımı olarak yorumlayan var, doğrudur da. Ama sanki parkı boşaltmanın gerekçesi hâline gelme riski var. Ayrıca anayasal açmazı gözden kaçırmamak lâzım. Keza İstanbul çapında bir kentte Gezi çapında bir alan için yapılmış bir emsali dünyada yok. Ama meselenin özü başka.
Referandum ile kamu otoritesi tarafından daha önce alınmış bir kararın halk tarafından teyidi amaçlanır. Nitekim Başbakan Ankara’da İstanbullu 11 yurttaşla görüştüğü esnada İstanbul’daki yerel temsilcisi Topbaş Topçu Kışlası’nın neden ve nasıl şehir müzesi olarak yapılacağını anlatmaktaydı. Referandum genel itibariyle gayrıdemokratik bir danışma mekanizmasıdır. Sorulan soru ve oy çoğunluğu vasıtasıyla seçmenden sözümona demokratik bir onay alarak bildiğini okumaktır. Kaldı ki seçmen AKP’ye taraftar veya karşı olma hâli üzerinden oy atacak.
Oysa bir oylamanın esası, neyin oylandığının oy veren tarafından bilinmesidir. Gelgelelim kitle demokrasisinde seçmen, yasalar, yönetmelikler ve genel işleyişle ilgili son derece kısıtlı bilgiye sahiptir. “Demokrasi açığı” (democratic deficit) kavramının özü budur ve bütün demokratik ülkeler için geçerlidir. Toplum hayatının çetrefilliği ve teknolojinin hükümranlığı gelişmiş demokrasileri uzman ve teknisyen imparatorlukları hâline getirmiştir. Bu “bilgi emperyalizmini” dengelemenin bugüne dek bulunan en katılımcı, etkin ve demokratik yolu Etki Analizi’dir.
Etki Analizi, kamu otoriteleri tarafından kamusal alanda gerçekleştirilmesi düşünülen veya özel olup kamusal alana etkisi olabilecek herhangi bir projenin karar ve elbet uygulamasından önce olumlu ve olumsuz muhtemel her çeşit etkisinin incelenmesi, bulguların kamuyla paylaşılması ve karar alıcılara ulaştırılması demek.
Gelişmiş demokrasilerde kamusal alanı ilgilendiren projelerle ilgili hukukî ve teknik kararlarDüzenleyici Etki Analizi (Regulatory Impact Analysis) denen bir çalışma sonrasında alınıyor. İllâki oylanacaksa bu, bilgilendirilmiş oylama (deliberative polling) şeklinde cereyan ediyor. Kırk yıl önce ABD’de ortaya çıkan bu araç 1990’larda Avrupa tarafından da benimsendi. Türkiye’de ise pek bilinen, kullanılan, değer verilen bir araç değil. Kamuoyunun etki analizi olarak duyduğu tek araç Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporları. Hükümetin bu mekanizmadan nasıl ürktüğü ve engellemek için neler yaptığını iyi biliyoruz.
Referandumun sonucu kışla dayatmasının reddi de olsa bu oylama Yeni Türkiye’nin dili ve yöntemi olamaz. “Sandıktan sandığa demokrasi” konusunda bir “ara sandık” niteliğinde olan referandum siyasî katılım alanını açan değil daraltan, bu ölçüde de demokratik talepleri karşılamada son derece yetersiz bir araçtır. Bir bakıma siyasetin sıfır noktası...
Emek ve AKM
Emek Sineması’nın bulunduğu binanın sadece iskeleti kaldı mâlum. Önündeki koca paravanda yazmayan yok ama Emek Sineması ile ilgili tek bir slogan da yok. AKM hakeza. Binanın üzerinde olmayan pankart yoktu. Bir tek Başbakan’ın AKM’nin yıkılması talimatıyla ilgili pankart eksikti. Slogan/ pankartla sınırlı protesto biçiminin çevre, kent ve kültür koruma konularına mesafesinin veciz ifadesi.
Meselenin özü
Buğday Ekolojik Yaşam Derneği Gezi’deki hayatı şöyle özetliyor: “Her geçen gün tüketim kültürü ile yok olan ve kirlenen dünyamızda sürdürülebilir ve kendiliğinden işleyen takas ekonomisi, ekolojik ve kendine yeterli gıda üretimi, ihtiyaca yönelik zanaatlar ve ustalıklar, yenilenebilir ve etkin enerji kullanımı, toplum destekli tarım modelleri, permakültür, yavaş şehirler, geçiş kasabaları, ekoköyler, mahalle bahçeleri, ikinci el ve geri dönüşüm sistemleri gibi yaşam biçimi modellerine ihtiyacımız var. Bu modeller aslında çok yakınımızda. Gezi Parkı bu modeller açısından bir laboratuar, bir deneme alanı ve bu modellerin arkasındaki düşünce ve uygulama platformu olabilir.”
“A Class Protocol”
Bu aralar Amerikalılar tırnak kemiriyordur herhalde. Başbakan’ın mayıstaki Washington ziyaretinde zat-ı âlilerine en üst derece protokol uyguladılar. 50 eyalet ve 6 toprak parçasını temsilen 56 askerin göndere çektiği 56 bayrağın arasından geçerek kendini bekleyen Obama tarafından kabul edildi. Hem akşam hem öğlen yemek birlikte yendi. Limuzinine iki flama takıldı. Geceyi de devlet konukevi Blair House’da geçirdi. Sonra da olanlar oldu.
Başbakanın, bu itinayı 2010 referandumundan çıkan yüzde 58 ve 2011 seçiminden çıkan yüzde 50 gibi okumuş olması kuvvetle muhtemel. Yani açık çek!
Oysa içeride ve dışarıda, politik ve ekonomik karar vericilerle neredeyse topyekûn kavgalı bir başbakanın, Batılı ortakların Türkiye’ye atfettiği istikrar havzası ve model ülke niteliklerine halel getirme potansiyeli bugün artmış durumda...
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020