Cengiz AKTAR
Hitler Mart 1938’de Avusturya’yı “zaten Alman toprağı” diyerek ilhâk edince, diğer üç büyük Avrupalı ülkeyi alır bir telaş. Ancak Hitler’in dur durak bildiği yoktur. Gözünü yine bir Alman toprağı olarak gördüğü, Alman azınlığın yaşadığı Çekoslovakya’nın Südet bölgesine diker. O vakitler Fransa, İngiltere ve Sovyetler bu oldubittiye askerî olarak cevap verecek güçte değildir. Dolayısıyla Hitler’in dilinden düşürmediği “anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi” palavrasının alıcısı çoktur. Özellikle de Fransa Başbakanı Daladier ile İngiliz Başbakanı Chamberlain. Bu şuursuzlukla Eylül ayında Münih’te Almanya ile diğer ülkeler arasında Südet bölgesini savaşmadan Hitler’e teslim eden bir “barış anlaşması” imzalanır. Çekoslovakya’ya soran dahî olmaz. Bu arada 9-10 Kasım’da Kristal Gece tertip edilir, Hitler Avrupa’nın gözü önünde güle oynaya Alman Yahudilerini kesmektedir. Beş ay sonra da Çekoslovakya’nın tamamını işgâl eder! “Münih 1938” Avrupa tarihine siyasî, askerî ve diplomatik bir fiyasko olarak geçer.
Uluslararası ilişkiler tarihinde sıcak çatışmayı engellemek üzere diktatoryal güçlere taviz vermek anlamına gelen bu “yatıştırma politikası” appeasement policy nafile olduğu kadar tehlikelidir de. Demokrasilerle diktatörlükler asla aynı dili konuşmaz.
Bütün olumsuz mazisine rağmen yatıştırma politikası bugün Avrupa’nın iki büyük komşusu, Putin Rusyası ve Erdoğan Türkiyesi ile olan ilişkilerini belirliyor. Kat’iyen hür ve âdil olmayan seçimler kazanarak iktidara sahip olanlarla aynı siyasî dili konuşmuyor Avrupa. Öyle olunca, barış ve refaha alışmış kıta ne Kırım’ın ilhâkı ne Rusya’nın derinleşen otoriter gidişatı karşısında ne yapacağını bilemiyor. Rusya’nın gaz şantajı ve IŞİD’le mücadeleye bilfiil dâhil olması elini kolunu iyice bağlıyor. Avrupa’nın yegâne muradı Rusya’nın kıtada zarar verme kapasitesini (misâlen Baltıklarda) sınırlamak.
Erdoğan Türkiyesi’ne gelince, gücü Rusya’nınkiyle kıyaslanamazsa da yatıştırma politikası bu ilişkide de son sözü söylüyor. Türkiye’nin askerî ve iktisadî ağırlığı yok ama kendisine yakıştırılan bir bölgesel stratejik konum ve Suriye mülteci krizi aktörlüğü var. İlişkiyi bugün bu konumlar belirliyor. Tıpkı Rusya ile olan gibi olumsuz, güvensiz, taktik ve ad hoc bir ilişki türü!
Oysa Türkiye’yi Rusya’dan farklı kılan, yakın zamana kadar olumlu ve yapıcı bir AB üyelik perspektifiolmasıydı. Bu ilişki tarafların “suç ortaklığıyla” sona erdirildi. Erdoğan Türkiyesi’nin AB üyeliği hedefi, toplumdan bazen farklı bir ses yükselse de, 2007’den itibaren ortadan kalktı. AB ise yıllardır çürümeye bırakılan süreci tamamen realpolitike terk etti. Öyle ki, içeriği Kopenhag Siyasî Kriteri’nin külliyen dışına çıkıldığını alenen gösteren ve teknik olarak müzakerelerin durdurulmasını tavsiye etmesi gereken İlerleme Raporu’nu açıklamaktan aciz. Erdoğan’ı zorda bırakıp kızdırmamak, yatıştırmak ve aklı sıra Suriye mülteci krizine bu sayede çare bulmak için. Rapor önce seçim sonrasına bırakıldı, sonra bugüne ertelendi, yazıyı gazeteye yolladığımda akıbeti belli değildi. İhtimalen bu hafta sonu Antalya’da yapılacak G-20 Zirvesi sonrasına sarkabilir. Her hâl ve kârda kuşa dönmüş bir rapor çıkacak!
28 Ekim’de Strazburg’da Avrupa Parlamentosu’nda raporun müellifi Komisyon’un Başkanı Juncker, Türkiye’deki insan hakları ihlaliyle ilgili eleştiriler haklı olsa da bunları şimdi konuşmanın ikinci plana itilmesi ve Türkiye ile sıkı işbirliği yapılması gerekir demedi mi? Öyle olunca rapor kendiliğinden kadük oldu.
AB İlerleme Raporları epeyidir çok olumsuz. Ama daima bir olumlu gelişmenin altı çizilirdi; son iki yıl “olumlu” işlevini Kürtlerle ateşkes gördü. Ne var ki artık, müzakere eden aday bir ülkede asla olmaması gereken hak ihlâllerini dengeleyecek çapta bir olgu kalmadı. Öyle olunca da Erdoğan’ı yatıştırma peşinde olan AB’ye kendi raporu batmaya başladı. Çoktandır Türkiye üzerinde herhangi bir kaldıraç etkisi kalmayan AB’nin yeni durumdan gayet memnun olduğu anlaşılıyor.
Türkiye’nin demokratik geleceğinin yegâne dış garantisi olan AB üyeliği böylece Avrupa tarihinin çöp tenekesine yollanırken “Münih 2015”in başmimarları Merkel ve Juncker ile Türkiye’nin demokratik geleceği umurlarında olmayan tüm karar vericilerin Münih 1938’den itibaren ne belâlar ve felâketlerle karşılaşıldığını hatırlamalarında herkesin bekası açısından büyük fayda var.
Twitter@AktarCengiz
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020