Ergun BABAHAN
Montreal Dağı’nın eteğindeki Mcgill Üniversitesi’nin salonu tıklım tıklım dolu. Çoğunluğu gençlerden oluşan bir Ermeni topluluğu bir araya gelmiş. Bir araya gelme nedenleri Taner Akçam. Akçam, İngilizceye yeni çevrilmiş olan ‘Killing Orders’ (Ölüm Emirleri: Talat Paşa’nın telgrafları ve Ermeni Soykırımı) kitabını anlatmak için Montreal’de…
Montreal’de foliage başlamış… Ağaçlar kızıldan kahverengiye uzanan bir yelpazedeki renklere dönüşmüş yapraklarıyla bir renk cümbüşü sunuyor gözlerinize. Doğanın görülmez fırça darbeleri, göl ve nehirleriyle meşhur Quebec’i bir başka güzel kılıyor.
Taner Akçam konuşmaya başlıyor ama sanki Talat Paşa da salonda, izleyiciler arasındaymış gibi hissediyor insan elinde olmadan. Anadolu’nun bu kadim halkını karar ve telgraflarıyla ortadan kaldıran Talat Paşa, ideolojisi ve devlet mekanizmasını kurma mantığıyla hâlâ yaşamaya devam ediyor çünkü.
Tartışılan mesele yani Ermenilere yaşatılanın ‘soykırım’ olup olmadığı değil. Türkiye’nin son 10 yılını yakından izleyen herkes, bunu kanıtlamak için Taner Akçam gibi arşivlere girip, gecesini-gündüzünü belge okumaya adamanın gerekmediğini biliyor.

Çünkü Ermenilere yapılanın kötü bir kopyasına, kamuoyunun gözü önünde işlenen cinayet ve suçların devlet eliyle örtüldüğüne tanıklık ediyoruz. ‘Devletin bekası’ için yalancı tanık ifadeleri üretildiğini, uluslararası baskı artınca bu ifadelerin hızla geri çekildiğini görüyoruz. Sadece biz de görmüyoruz, Rahip Brunson davasında olduğu gibi, başta Amerika olmak üzere tüm dünya görüyor.
Teknoloji ve haberleşme araçlarının bu kadar hızlı ve yaygın olduğu bir dünyada bu kadar pervasızca yalan söyleyen bir zihniyetin, 1915’te neler yapmış olduğunu ispatlamak için arşive dalmaya gerek yok aslında, dönüp bütünlükle bakmak yeter.
Diyarbakır’da sokak ortasında katledilen Kemal Kurkut’tan, taziyeye gittiği cemevinin bahçesinde öldürülen Uğur Kurt’a; Suruç’ta bombalanan gençlerden Ankara’da hunharca öldürülen insanlara bakmak yeterli.
24 Nisan 1915’te Talat Paşa’nın emriyle gözaltına alınıp temmuz ayında öldürülen Ermeni siyasetçi ve kanaat önderlerini hatırlamak ve bugün 100 yılı aşkın zaman sonra cezaevinde tutulan Kürt siyasetçi ve kanaat önderlerini görmek yeterli.
Tek fark, bugünün dünyasının ‘topyekûn’ bir çözüme yani bir ‘soykırım’a izin vermemesi. Belki Yemen’de, Ruanda’da olabiliyor bunlar ama Avrupa’nın burnunun dibinde olması kolay değil veya bedeli çok ağır…
Akçam’ın kitabına ve sunumuna dönersek…
Siyaseten birçok ülkede kabul edilmiş bir gerçek artık Ermeni Soykırımı ama Türkiye’nin sürekli inkârı var. “Türk yargısı bağımsızdır” diyenler, “Ermeni Soykırımı olmamıştır” da diyor. İşin garip tarafı, birinci iddiaya kahkahayla gülenler, ikinci söylemi tüm yüreğiyle destekliyor.

Ermeni Soykırımı konusunda Türk toplumunun sivil bir görüşü yoktur, resmî görüşü aynen sahiplenir. Resmî görüş ise basittir ve özetle şöyledir:
“Brunson’ı bağımsız Türk yargısı serbest bırakmıştır, kimse Türkiye’ye baskı yapamaz, devlet için kurşun atan şereflidir, dolayısıyla Ermenilerin ölümünde de merkezi bir plan yoktur, rastlantılar sonucu ölmüşlerdir.”
Bu resmi görüşü oluşturup yayanlar, bir yandan sahte belge üretir, bir yandan da ortaya çıkmış belgelerin sahte olduğunu ispata çalışır. Bu belgelerin en önemlilerinden biri de 1921 yılında Aram Andonian tarafından yayımlanan, Osmanlı memuru Naim Efendi’ye ait hatırat ve içinde yer alan resmî telgraflardır.
Türkiye ve onun desteklediği akademik çevre, yıllar boyu bu hatıratın sahte ya da Ermeniler tarafından üretilmiş oldukları iddiasını savuna geldi.
Taner Akçam titiz çalışması sonucu, üstelik de Osmanlı belgelerine dayanarak Naim Efendi adında bir Osmanlı bürokratının var olduğunu gösteriyor ve ilgili belgeleri yayımlıyor. Ve Naim Efendi tarafından yazılmış bir Hatırat’ın gerçekliğini de kanıtlıyor. Bunu yaparken de Talat Paşa’nın bir yandan Ermeni Soykırımı’nı planlarken, diğer yandan da izlerini kapatma çabasına yine 1915’te başladığını delilleriyle ispatlıyor.

Belgelerin sahteliği ile ilgili ileri sürülen kritik kimi tezlerin, örneğin şifreleme teknikleri üzerine söylenenlerin tamamıyla yanlış ve spekülatif olduklarını de ilgili Osmanlı belgelerine dayanarak gösteriyor. Genelkurmay’ın ciltlerce kitaba döktüğü belgeleri kullanarak yapıyor bazen bunu…
AKP karşıtı kesim, Türkiye’nin bugün de yaşamakta olduğu hukuksuzluğun Ermeni Soykırımı ile yüzleşmemekten kaynaklandığını göremiyor. İnkâra dayalı yalan bir gerçeklik üzerine demokrasi ve hukuk kuramayacağını kavrayamıyor.
‘Bağımsız’ denilen yargı sisteminin hiç de öyle olmadığının Rahip Brunson davasında kanıtlanmış olması ve Erdoğan’ın Amerika karşısında direnememiş olmasının verdiği hazla yetiniyor. Bugün AKP medyasının yazdığı yalanlara öfkeleniyor ama devlete hep bağlı bu medyanın kendisine başta Ermeni Soykırımı olmak üzere Kürt meselesi, 15 Temmuz darbe girişimi gibi konularda daha ağır yalanlar söylemiş olduğunu aklına bile getirmiyor.
Erdoğan “Türkiye bir hukuk devletidir, yargısı bağımsızdır” dediği zaman gülüyor ama “Benim ecdadım soykırım yapmamıştır, Ermeni Soykırımı yoktur” dediğinde alkışlıyor.
Psikolojide buna ne ad veriliyor bilmiyorum ama bunun sağlıklı bir durum olmadığı kesin. Gerçekle yüzleşmekten kaçınma; hukuku, demokrasiyi, ahlakı çürütüyor.
Aradaki farkı görmek için Yahudi Soykırımı ile yüzleşmiş Almanya ile devleti ve toplumu inkâr üzerine bina eden Türkiye’nin farkına bakmanız yetiyor da artıyor bile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021