Etyen MAHÇUPYAN
Dünyanın yüzyıllar süren bir antisemitimizm meselesi vardı. Halen bitmiş değil. Türkiye’de de ‘sivil’ toplumun temsilcisi olarak kamuoyu önüne çıkan kişilerin birçoğu bu nefret ‘duyarlılığından’ nasiplerini almış durumda. Ama yüzyıllar boyunca olay sadece bir dil ve duygu meselesi olarak kalmadı, devletlerin ve örgütlü dinsel ve ideolojik akımların sürüklemesiyle toplumsal linçlere dönüştü. Yahudilerin görmüş olduğu eziyeti ve insanlık dışı muameleyi bugüne dek hiçbir kavim, millet veya cemaat görmedi… Madalyonun bir yüzünde bu gerçek var. Diğer yüzünde ise İsrail devletinin yaptıkları… İnsan bunca zulüm gören bir toplumun başkasına zulmü onaylamayacağını düşünmek istiyor. Ama zihniyetler sizin maruz kaldığınız ortamın uzantısı olarak üremiyor. Sizin kendi yaşadığınızı nasıl ‘anladığınızla’ bağlantılı olarak gelişiyor. Bu anlama ise sizin zaten sahip olduğunuz zihniyete ve kültüre bağlı. Dolayısıyla sırf zulüm gördü diye insanlar örneğin demokrat olmuyor. Eğer otoriter zihniyete sahipseler tepkileri de o çerçevede kalıyor ve hatta katmerleşiyor. Faşizm altında can çekişme noktasına gelmiş olan Yahudiler de, bugün İsrail devleti üzerinden ve ona sahip çıkarak başkalarını can çekişme noktasına getirdi. Eğer antisemitizm diye bir şey varsa, Yahudilerin çok büyük çoğunluğunda da ‘antimüslümanizm’ diye bir şey var. Bunun adının konmamasının ise tek bir nedeni bulunuyor: Dünyaya hükmeden, kültürel kodlarını belirleyen Batı Müslüman değil. Bir adım daha gidelim: Batı da aynı ‘antimüslümanizm’den nasibini almış durumda…
Bu tablonun ortaya çıkmasında İslami dünyanın da epeyce payı var ve Batılıların tutumuna gönderme yaparak Müslümanları sorumluluktan azade kılmak mümkün değil. Öte yandan Batı ile İsrail arasındaki ‘duygusal paralizasyon ilişkisinin’ de irdelenmesi gerek. Görünüşe göre Batı hep İsrail’in yanında ama ortada gerçek bir duygudaşlık da görünmüyor. Buna karşılık Yahudilere belirli bir sempati varsa bile, bunun güçlü duygularla ifade edilmesinden kaçınılıyor. Çünkü Batı aslında İsrail’den utanıyor… Ama bunu açıkça söyleyemiyor, çünkü İsrail’in Yahudilerle özdeşleştirileceğini biliyor ve Yahudilerden utanma noktasına düşmekten korkuyor. Mesele şu ki, Batı işin temelinde kendisinden utanıyor ve bu utancı içinden atamıyor.
Dolayısıyla eğer Batı bir ‘kişi’ olsa ve yolu bir psikiyatra düşseydi, muhtemelen kendisine yüzleşme korkusundan söz edilecek, ‘çocukluk’ günlerine dönerek hesaplaşmaya davet edilecekti. Oysa aynı Batı binlerce kitap, sergi ve görselle kendi suçunu defalarca ikrar etmiş, diz çöküp Yahudilerden özür dilemiş durumda. Artık bu vicdani ağırlıktan bir miktar kurtulup nesnel olmaları, Yahudilerle İsrail’i birbirinden ayırarak bakabilmeleri gerekmez mi? Ama olmuyor… Kendilerinin Yahudilere yaptıklarının manevi baskısı altında, İsrail’in Filistinlilere aynı şeyleri yapmasını meşrulaştırıyorlar. Evet, Yahudiler Nazi yönetimi altında cılız direniş örgütlenmeleri dışında ellerine silah almadılar ama Hamas roket atıp duruyor. Ancak acaba bugün başka Naziler Yahudilere aynı şeyleri yapsalardı, ellerine silah almazlar mıydı? 1915’teki Ermeniler, bazı yerel direnişler dışında, silahlı mücadeleye girmeden yüz binlerce kişiyle ölüme yürümüştü. Bugün aynı duruma Kürtlerin razı gelme ihtimali var mı?
Dolayısıyla Batı’nın Yahudilerle İsrail’i ayırt etmeyen yaklaşımının mantıkla ilgisi yok. Daha doğrusu aranan rasyonalite için daha geniş bir çerçeveden bakmak lazım: Eğer İsrail devleti Güney Amerika’da kurulmuş olsaydı ve orada Filistinliler benzeri bir Güney Amerikalı yerel halka aynı saldırganlık sergilenseydi, acaba Batı’nın tavrı ne olurdu? Yine İsrail’in kendisini koruma hakkından mı söz ederlerdi, yoksa hemen bu zulmü durdurmasını mı isterlerdi? Bence ikincisi… Çünkü Güney Amerika’daki o kavim muhtemelen Müslüman olmayacak ve İsrail’e mesafe almayı kolaylaştıran bir denge içinden bakılacaktı.
Sorun Batı’nın ve Batılıların Müslümanlara karşı açık veya zımni bir ‘iticilik’ hissi duymalarıdır. Bunun geçmiş Doğu algısı ve oryantalizmle bağlantısı açık. Bugün Batı ile İslam âlemleri arasında derinlere nüfuz etmiş bir yabancılaşma var. Bu nedenle Batı bizlere baktığında ‘ilkellik, bağnazlık ve terörizm’ görüyor ve görünce de rahatlıyor. Çünkü böylece önyargılarının haklı çıktığını düşünüyor ve bu ‘ilkellikle’ savaşan İsrail’e destek vermekten gocunmuyor. Batı’nın kendi utancıyla ve kendine has ilkelliğiyle yüzleşmesi ise ertelenip duruyor. Yüzeysel utanma ritüelleri derindeki gerçek utanma eksikliğini gizlemeye devam ediyor.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023