Etyen MAHÇUPYAN
Her toplum geçmişten kalan duyarlılıklar üzerinde inşa edilmiş bir ‘normallik’ anlayışı geliştiriyor ve kendisini ‘normal’ koşullarda hissettiği zaman çok daha geniş bakışlı ve sağduyulu davranabiliyor. Bu dönemlerde bilimsel yaklaşımlar öne çıkıyor, farklı düşüncelerin kamuoyu önünde karşılaşması mümkün hale geliyor ve komplo üretme ihtiyacı ya da kolaycılığı azalıyor. Buna karşılık toplumlar kendilerini ‘anormal’ koşullarda hissettiklerinde ibre tam aksi yöne kayabiliyor. İdeolojik yaklaşımlar zihinleri ele geçiriyor, cemaatçilik ve gruplaşmalar artarken, fikir ayrılıkları insani kopuşlara neden oluyor ve komplo teorilerine teveccüh yükseliyor.
***
Bu anlaşılır bir durum… İnsanlar belirsizlik ve istikrarsızlığı tehdit olarak algılamaya eğilimli oldukları ölçüde savunmaya geçme, suçlayacak birini bulma ve yaşananları kesin şekilde açıklayacak bir anlatıya kapılanma ihtiyacı duyarlar. Nitekim göçmenlerin entegrasyonunu beceremeyen Batılı yönetimlerin İslamofobiye alan açması ve bunun halkta karşılık bulan bir siyasi popülizme dönüşmesi hiç de şaşırtıcı değil.
Aynı şekilde Gezi olaylarından bu yana ülkenin normalleşmesinde zorluklar yaşanır, son bir yıl içinde de iç ve dış siyasetteki sıkışma nedeniyle bu noktadan daha da uzaklaşılırken, dindar muhafazakârların batı komploculuğuna meyletmesi ve bunun iktidarda karşılık bularak siyasi popülizme dönüşmesi de öyle…
Her iki durumda da sorumluluk ‘dışarıda’ aranıyor ve sıradan bir yönetim ve uyum meselesinin soruna dönüşmesindeki rolümüz yok sayılıyor. Bununla da yetinilmeyip, söz konusu sorunun başkaları tarafından ‘kasten’ çıkarıldığına, hatta o başkalarının bu kötücüllüğü ‘fıtratları’ gereği yaptığına inanılıyor. Aksi halde göçmen karşıtlığından Müslüman karşıtlığına, oradan İslamofobiye geçilemez. Aynı şekilde aksi halde ABD siyaseti ile ters düşme noktasından Batı karşıtlığına, oradan Batı komploculuğuna da geçilemez…
İşin ilginci bu savunmacı bakış daha ‘nötr’ addedilebilecek alanlara da sirayet ediyor. Öyle ki kendimizi aklayan açıklama biçimimizi genel bir teorik çerçeveye oturtmak isteyebiliyor ve örneğin büyük güçlerin kategorik olarak savaş arayışı içinde oldukları hipotezine dayanan önermeler üretiyoruz. Oysa açıktır ki büyük güçlerin savaş çıkarma kapasiteleri diğer ülkelerden çok daha yüksek olsa da, bu ille de onların bu stratejiye mahkum oldukları anlamına gelmiyor. Aksine tam da büyük güç oldukları için birçok durumda meseleleri savaşsız çözme yeteneğine sahip olabiliyorlar.
Dolayısıyla Suriye’deki savaş halinin ‘asıl’ sebebinin, üçüncü dünya savaşına cesaret edemeyen büyük güçlerin bölgesel çatışma ihtiyacı olduğuna ilişkin tezlerin ‘asıl’ işlevi gönlümüzü rahatlatmaktan ibaret. Bu güçler savaşları uzatabilirler, bazen savaş çıkartmak için gayret de gösterebilirler, ama dünya üzerinde savaşın kenarında yaşayan o kadar çok ülke var ki, yeni bir savaş alanı için uğraşmak pek de rantabl olmayabilir. Ayrıca eğer Suriye savaşını ABD ve Rusya üzerine yıkacaksak, ABD’nin niçin Barzani’ye sahip çıkmadığını, ya da Rusya’nın Suriye’de niçin asker azaltma kararı aldığını da olgusal zeminde inandırıcı şekilde açıklamak gerekiyor.
***
Belki de ‘asıl’ mesele her ülkenin kendini yönetme konusunda ne denli basiret gösterdiği, kendi ‘normalini’ ne denli istikrar içinde sürdürdüğüdür. Çünkü siz bir kez o normalin dışına çıkar ve geri dönüş yollarını kendi elinizle tıkarsanız, Suriye’de gördüğümüz üzere işe sadece büyük güçler değil, bütün güçler müdahil olur.
Nitekim bugün Türkiye’nin Batı’dan yansıyan bir beka sorunu yok… Ama kendi iç düzenimizi özgürlük, açık iletişim, işbirliği ve barış üzerinde sürdüremediğimiz sürece kesinlikle bir beka sorunumuz var ve olmaya da devam edecek. Bu gerçekle yüzleşmeyip topu başkalarına atma beleşçiliğine yatırım yaptığımız sürece de, o beka sorunu daha derinleşecek...
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023