Fehim TAŞTEKİN
İsrail’in Gazze’deki soykırım savaşı, yarattığı sonuçlar ve bulduğu karşılıklar açısından geçmiş savaşlardan giderek farklılaşıyor. Tablo boyutlandıkça artık farklılığı daha iyi temellendirebiliyoruz. İsrail’in yakıp yıkıp katledip cezasız kaldığı dönemden “Yakarsan yanarsın, vurursan vurulursun” denklemine geçildi. Hizbullah’ın işgal altındaki Lübnan ve Suriye toprakları başta olmak üzere İsrail’e kuzeyden açtığı cephenin nasıl kapanacağı bundan sonraki sürecin en çetin sayfasını oluşturuyor. Amerikalılar bunun telaşında. Başkan Joe Biden 31 Mayıs'ta Gazze için üç aşamalı ateşkes önerirken ilk kez Lübnan’a ve İsrail’in kuzeyinde durumun normale dönmesinin önemine değindi.
Esasen aylardan beri Biden yönetimi soykırım savaşında tedarikçilik yapıp misillemelere karşı İsrail’e kalkan olurken Hizbullah üzerinde baskı kanalları açmaya çalıştı. Gazze’de operasyon sonlanmadan Hizbullah’ı durduramayacaklarını anladıkları için en azından çatışmayı 2006’dan bu yana şekillenmiş angajman kuralları içinde tutmayı öncelik haline getirdiler. İkincisi ve en önemlisi Gazze’yi hallettikten sonra Hizbullah’ın BM’nin kontrolündeki Mavi Hat rejimine dönmesini yani Litani nehrinin kuzeyine çekilmesini sağlamak. Ki böylece yerleşimciler terk ettikleri kuzeye dönebilsin.
Hizbullah başından beri ABD’den gelen mesajlara şu yanıtı verdi: “Önce İsrail’i durdurun, Gazze’deki savaşı sonlandırın, sonra Mavi Hattı konuşuruz.”
***
ABD baskı devşirmek için Lübnan hükümetini de kıskaca aldı. Batılıların yanı sıra Arap ülkeleri de devreye sokuldu. Bu koşullarda Lübnan içinde Hizbullah’a laf geçirebilecek bir güç yok. ABD-AB-Körfez blokunun Hizbullah’ı dengelemek için desteğini esirgemediği Lübnan ordusu dahil. Genelkurmay Başkanı Joseph Avn Hizbullah konusunda oldukça dikkatli.
Lübnan hükümeti ve Hizbullah’a ulaşan mesajların başında şu geliyor: “Amerikalılar, Lübnan’a savaş açmaması konusunda İsrail hükümetini ikna etmekte zorlanıyor.” Yani deniliyor ki ‘Bakın biz elimizden geleni yapıyoruz, siz de kendi ülkenizi düşünün, inatçılığı bırakın.’
Peki, Gazze’de ateşkesin sağlanması İsrail’in kuzeyindeki durumu otomatik olarak sükûnete kavuşturur mu? Ulaştırılan mesaj, ‘Gazze'de sağlanacak ateşkesin otomatik olarak Lübnan için geçerli olmayabileceği’ yönünde. Daha ileri mesaj; “İsrail, Lübnan'a ağır hasar vermeyi planlıyor.”
El Ahbar gazetesine göre en belirgin uyarı Londra’dan geldi. Uyarı, İsrail'in Lübnan'a haziran ayının ortasında saldıracağı bilgisini içeriyordu.
Lübnan’daki gidişatın barometresi sayılan Dürzi lider Velid Canbolat da Doha'ya gittiğinde, Gazze’de ateşkes için arabuluculuk yapan Katarlı yetkililerden “İsrail, Hizbullah'a karşı caydırıcı bir çatışmaya istekli” bilgisini aldı. Yani dört koldan ayar verme, etkileme çabası sürüyor.
İsrail’in Lübnan altyapısını felç edecek büyük bir taarruz başlatabileceği öngörüsüne göre diplomatik temsilcilikler tedbir alıyor. El Ahbar’a göre bazı Arap ülkeleri, Uluslararası Refik Hariri Havaalanı’nın bombalanması halinde vatandaşlarını Suriye üzerinden tahliye etmek için Şam’la temasa geçti. Suriye de olumlu yanıt verdi.
***
Hafta sonu Hizbullah’ın Lübnan’ın güneyindeki saldırılara misilleme olarak Yukarı Celile bölgesine attığı roketlerin Kiryat Şimon gibi yerleşimlerde yol açtığı yangınların ardından Tel Aviv’in tehditleri daha aleni hale geldi. Başbakan Benyamin Netanyahu savaş kabinesindeki değerlendirmenin ardından "Son derece güçlü bir eyleme hazırız" dedi. Öncesinde Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi "Bir karar verilmesi gereken noktaya yaklaşıyoruz, ordu saldırıya geçmeye hazır" ifadelerini kullandı. Hükümetin IŞİD kafalı üyelerinden Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kiryat Şimona’dan parmak salladı: “Hizbullah'ın tüm kalelerini yakmamız, yok etmemiz lazım. Savaş!” Onun ikizi Maliye Bakanı Bezalel Smotrich de ordunun Lübnan’ı işgal edip yüzbinlerce Lübnanlıyı sınırdan uzaklaştırması ve tampon bölge kurması gerektiğini söyledi. Kafalarındaki tampon en az 30 km derinliğinde.
***
İsrail, Gazze’deki savaş devam ederken kuzeyde daha büyük bir cepheyi kaldıramaz. Göze alabilseydi kimseyi dinlemezdi. Peki, Gazze’yi kapatıp kuzeye yüklenebilir mi? Asıl soru bu.
Tehditler Hizbullah’ı caydırmıyor. Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, El Cezire’ye mülakatında "İsrail topyekun bir savaş istiyorsa biz buna hazırız” yanıtını verdi. “Lübnan'daki savaşı genişletmesi, İsrail'i daha fazla yıkım ve yerinden edilmeyle karşı karşıya bırakacaktır. Direniş İsrail'in zafer elde etmesine izin vermeyecek" diye ekledi.
Hizbullah cephanesinin küçük bir bölümünü kullandığını söylüyor. Geri kalan kısmın ne olduğu merak ediliyor. Sürprizlere gebe bilinmezlik caydırıcılık yaratıyor.
Hizbullah’ın kararlılığı İran’la da bağlantılı. İranlılar Umman’da ABD ile görüşmeler yapsa da Filistin politikasında geri adım atmıyor. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ölümünün ardından Amerikalılara şu mesajı ilettikleri söyleniyor: “Bölgede bir politika değişikliği olmayacak, İsrail savaşı durdurmazsa direniş artacak.”
Bu minvalde vekil Dışişleri Bakanı Ali Bagari Kani’nin Beyrut ve Şam’a ziyareti önemliydi. Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Necip Mikati ve Dışişleri Bakanı Abdullah Bu Habib ile bir araya geldi. Bu Habib, Lübnan’ın savaşa karşı olduğu mesajını verdi. Kani ise “Siyonist varlığın zerre kadar aklı varsa cepheyi genişletmez çünkü Lübnan'da ilerleme imkanına sahip değil” dedi. Kani, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’la da durumu değerlendirip olası senaryoları ele aldı. Şam’ın, savaşın genişlemesi halinde nerede duracağı da önem kazanıyor.
Esad yönetiminin Golan’dan cephe açılmasına ya da İsrail’e Suriye üzerinden misilleme yapılmasına izin vermeyerek gösterdiği soğukkanlı tutumu özellikle İran karşıtı Körfez medyasında genişçe yer alıyor. Fakat Şam, Lübnan cephesinin çökmesini göze alamayabilir. Kani’nin Şam ziyareti sırasında da Suriye lideri Beşşar el Esad çizgiyi şöyle çizdi: “İşgale karşı her türlü direniş temel bir ilke ve stratejik bir tercih olarak kalacak.”
***
Halihazırda kuzey cephesinin ulaştığı boyutlar hafife alınacak gibi değil. Silahlı Çatışma Konumu ve Olay Verileri Projesi’ne göre İsrail 8 Ekim'den bu yana Lübnan'da yaklaşık 4 bin 900 saldırı gerçekleştirdi. Hizbullah ise İsrail mevzilerine 1100 saldırı düzenledi.
Çatışmalarda Lübnan tarafında 325 Hizbullah savaşçısı, 65 sivil, 19 Emel Hareketi üyesi, 13 Hamas üyesi, 15 İslami Cihad üyesi öldü. İsrail ise kendi kayıplarını 14 asker ve 10 sivil olarak veriyor. Lübnanlı kaynaklar İsrail’in kayıplarını gizlediğini düşünüyor.
Yukarı ve Aşağı Celile'de 200 bin İsrailli yerleşimci, Lübnan tarafında 100 bin kişi evlerini terk etti. Lübnanlıların payına düşen bedel daha büyük olmakla birlikte onların onlarca yıldır alışık olduğu cehennemin bir benzerini İsrail ilk kez yaşıyor.
Hizbullah sadece işgal altındaki Golan Tepeleri, Şebaa Çiftlikleri ve Kfar Şuba Tepeleri değil İsrail’in kuzeyindeki ana üsleri onlarca kez vurdu. Radarları, telsiz kulelerini, kamera sistemlerini ve gözetleme kulelerini köreltti. Demir Kubbe’nin delinebildiği yerleri keşfetti. İsrail medyası Hizbullah’ın roket ve SİHA’larının radarlardan kaçtığına dikkat çekiyor.
Sadece geçen Pazar Kiryat Simona onlarca Katyuşa ile hedef alındı. Çıkan yangınlar yüzünden insanlar bölgeyi terk ediyor. Demir Kubbe radarı bir kez daha vuruldu. Golan Tepeleri'ndeki Yarden Kışlası'ndaki Askeri karargâhı SİHA’larla hedef alındı. Golan 210 Tümeni’nin Nafah’taki karargâhı Katyuşalarla vuruldu. Abbad bölgesinde askeri araçlara pusu kuruldu. Kfar Şuba tepelerindeki Ramsa ve Semaka bölgesi roketlerle vuruldu. Şebaa Çiftlikleri'ndeki Zibdeen bölgesi roketlerle vuruldu. Ayrıca El Merc, Mutela, Hiyam ve Hadab Yarun gibi yerler roketler ve havanlarla hedef alındı. Sadece Pazar gününün bilançosu böyle.
***
Lübnan Genelkurmay Başkanı Avn bu hafta Washington'a gidiyor. Avn Kongre üyeleriyle de görüşecek. Ayrıca ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Kongre’ye brifing verecek. Özetle Gazze’nin ateşi düşerse Lübnan üzerinde bir yoğunlaşma olacak. Burada diplomasi işe yarayacak mı yoksa topyekûn bir savaş mı gelişecek? Gidişatın yönünü önemli ölçüde Amerikalılar belirleyecek. İsrail’i ne kadar dizginleyecekler ya da olası bir savaşta onlara ne kadar kalkan olacaklar. İsrail devlet televizyonu KAN’a göre Gazze’de ateşkes yaklaşırken ABD, İsrail'e “Hizbullah'la gerilimi tırmandırma” telkinlerini artırdı. Paris’ten de Tel Aviv’e benzer çağrılar gitti. ABD Dışişleri Sözcüsü Matthew Miller da sorunun çatışmayla çözülemeyeceğini belirterek "Hizbullah'la kapsamlı savaşı desteklemiyoruz” dedi. Amerikalılar şimdilik siyasi uzlaşma umuduna bel bağlıyor. Özel elçi Amos Hochstein anlaşmanın ana hatlarıyla hazır olduğunu ve Gazze’yi beklediğini belirtiyor. Pek iyimser.
İşin doğrusu bir anlaşmayla Hizbullah’tan güvence almadan İsrail yerleşimcileri kuzeyde boşalan yerlere kolayca döndüremez. Kuzeydeki fiili durumun kabullenilmesi İsrail’e “sonun başlangıcı” hissiyatını yaşatabilir. Ya anlaşacak ya da işgale kalkışacak! Savaş çıkarsa bunu başlatan taraf İsrail olacak. Dünyanın en çok fonlanan ordusu, Lübnan’ı cehenneme çevirebilir ama savaşı sınırda tutamaz. 2006’da Lübnan’ı terk etmek zorunda kalırken kara savaşı İsrail’e taşmamıştı. Bu kez İsrail’i 100 kez düşündüren bir hasım var. İsrail’de ‘felaket senaryosu’ iki soru etrafında ele alınıyor: Hizbullah 50 bin tecrübeli savaşçısını İsrail’e sokarsa ne olur? Hizbullah’ın uzun menzilli güdümlü füzeleri ne kadar etkili olur?
“İsrail’in stratejik derinliği yok, o yüzden savaşı her zaman kendi sınırlarının dışında yürütmek zorunda” diyen kurucu aklın önermesi geçerliliğini yitiriyor. Litani hattını koruyalım derken ateş şimdiden Nahariye kenti ve Meron Dağı’na kadar indi. Kara savaşının İsrail’e taşınması İsrail için bir kâbus senaryosudur. Ve bugünkü Hizbullah bunu yapmaya kadir gözüküyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025