Fehmi KORU

Suudi Arabistan’ın geçen yıl Washington’a bir kadını büyükelçi olarak atadığını biliyorsunuz. Ben yazdım, Ertuğrul Özkök de sonradan o bilgiyi kullandı; dolayısıyla bilmemenizi düşünemem.
Değişen dünyaya Suudi Arabistan’ın kendisini uyarlama hamlesinin bir parçası Rima bint Bandar bin Sultan’ın büyükelçi olarak atanması.
Ülkesinde daha çok ekonomik hayatın içerisinde görevler üstlenmiş biriydi Rima bint Bandar bin Sultan büyükelçi atanmadan önce; ancak ABD başkentini en iyi tanıyan, Washington’un da iyi tanıdığı biri olması yeni açılım döneminde kendisine bu görevi sağladı.
Yeni büyükelçinin babası Bandar bin Sultan da uzun yıllar (1983-2005) Washington’da büyükelçi olarak Suudi Arabistan’ı temsil etmişti.

Bandar bin Sultan’ın Amerikan başkentine büyükelçi olarak gönderilmesi de politik bir karardı Suudi Arabistan için. 11 Eylül (2001) terör olayı sonrasında eyleme katılan 19 gençten 15’inin Suudlu olması ABD’de Riyad yönetimine müthiş karşı bir hava doğmasına yol açmıştı; Bandar sempatik kişiliğiyle o havayı değiştirmekle kalmadı, ardından meydana gelen gelişmeleri de etkiledi.
George W. Bush’la olağanüstü yakınlıkta bir ilişki kurarak…
Hafta sonları Bush’un kafa dinlemek üzere çekildiği Camp David’in sürekli konuklarından biri olmayı başardı Bandar ve Suudi Arabistan’ın üzerine gelebilecek hışmı tersine çevirebildi.
Yirmi yılı aşan büyükelçilik görevi sonrası merkeze çağrıldığında kendisini ülkesinin istihbarat örgütü başkanlığı görevi bekleyecekti.
Bandar’in Washington’da görev yaptığı dönemde büyükelçiliğin dışa dönük yüzü genç bir diplomat olan Adel bin Jubeir’di. Amerikan İngilizcesi ile konuşabilmesiyle göze çarpan Adel bin Jubeir’in de 11 Eylül sonrası ülkesine dönük husumeti azaltmada yararı oldu. Zaten Bandar ayrıldıktan sonra da onun yerine Adel’i büyükelçi atadı Suud hükümeti…
Washington sonrasında onu da ülkesinin dışişleri bakanlığı görevi bekliyordu.
Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan Istanbul başkonsolosluğu binasında öldürülmesi akabinde dışişleri bakanlığı koltuğunu boşaltması gerekti, ama halen dış politikadan sorumlu devlet bakanı sıfatıyla hükümetteki yerini koruyor Adel bin Jubeir…
Suudi Arabistan’ın Amerikalılar ile iyi anlaşacak onun gibilere ihtiyacı var.
Onun ve Rima bin Bandar gibilere…
Bu uzun girişi, AK Parti hükümetinin dışarıdan büyükelçi atama kararının ilk örneklerinden biri olarak 2017 yılında Tokya’ya gönderilmiş olan Murat Mercan’ın son kararnameyle Washington’da Türkiye’yi temsile uygun görülmesini yerinde bulduğumu belirtmek için yaptım.
ABD’de üniversite eğitimi almış, doktora derecesi de oradan, ardından Amerikan üniversitelerinde ders vermiş ülkeyi iyi tanıyan biri Murat Mercan. İki dönem milletvekili olarak TBMM’de bulunurken dış ilişkiler komisyonu başkanlığını üstlendiği için siyasi kişilik olarak da yabancılarla -bu arada Amerikalılar ile de- doğal olarak temaslarda bulunmuştu.
Herkes “Abdullah Gül’ün yakınıydı” klişesini tekrarlıyor, ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile çok daha yakın biri Murat Mercan…
Keşke AK Parti kendilerine onun kadar yakın birini çok daha önce Washington’a büyükelçi olarak gönderseydi.
Mesela 1 Mart (2003) tezkeresi sonrasında…

Eskiler “Geç olsun güç olmasın” derlerdi; Beyaz Saray’a Joe Biden’in yerleşmesiyle başlayacak yeni dönemde telefonu açıp doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşebilecek birinin Türkiye’yi Washington’da temsil ediyor olması ikili ilişkilerde işe yarayabilir.
Diplomat kökenli olmayan birilerinin büyükelçi olarak atanması istisnai bir durumdur; diğer diplomat olmayan büyükelçi atamalarını bilemem, ama hükümete yakın Murat Mercan’ın Washington’a gönderilmesi istisnayı haklı çıkaran bir atama.
Bandar bin Sultan -ve tabii kızı Rima bint Bandar bin Sultan da- Suudi kraliyet ailesinin üyeleri… Bandar Suudi Arabistan’ın ilk kralı Abdülaziz’in torunudur… Rima Hanım da ilk kralın oğlunun torunu oluyor…
George W. Bush Camp David’te Bandar ile Suud kraliyet ailesine yakınlığı sebebiyle sıkça görüşüyordu.
Murat Mercan da benzer bir yakınlığı tesis edebilirse Washington ile Ankara birbirini daha iyi tanır ve anlar.
Zor bir görevi sorunların zirvede bulunduğu bir ortamda üstleniyor yeni büyükelçi; umarım başarılı olur.
Avrupa ile ilişkiler
Türkiye’nin ciddi sorunlar yaşadığı tek ülke ABD değil. Daha yakın coğrafyada pek çok ülkeyle ilişkilerimiz şeker renk.
Bugün başlayan ve yarın sona erecek olan Avrupa Birliği liderler zirvesinden Türkiye açısından iç açıcı olmayan kararlar çıkması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da bunun farkında olmalı ki, dünkü konuşmalarında, birkaç kez, eskiden sıkça işittiğimiz “Yolumuza devam ederiz” kalıbını yeniden kullandı.
“Kopenhag kriterleri mi, bize ters bakarlarsa biz de Ankara kriterleriyle yolumuza devam ederiz” meydan okumasıyla bugünlere geldik. ‘Ankara kriterleri’ bizi ülkemizin en büyük ticaret ortağı olan Avrupa’dan uzaklaştırdı.
“Yolumuza devam ederiz” kalıbıyla sonuçlanan cümleleri işitince tedirgin olmadım diyemem.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’den Libya’ya yük taşıyan bir gemi Avrupa Birliği deniz muhafaza gemileri tarafından durdurulup arandı. Yunan subayı komutasındaki Alman gemisi bizim yük gemisine ‘baskın’ yaptı.
Gemimizde herhangi bir sakıncalı yük bulamadı aramayı yapanlar…
Olayın bizim medyaya yansıması ve sonrasında yapılan yorumları hayretle izliyorum.
Konu bütçe müzakereleri sırasında Meclis’e taşınmasa yine de sesimi çıkartmayacaktım.
“İşte gördüler, masum bir yük götürüyordu gemimiz Libya’ya, baskın fos çıktı” deniliyor…
Zaten o ‘baskını’ yapanların niyeti oydu. Sıradan yükler taşıyan bir gemiye öyle olduğunu bile bile müdahale ettiler. Silah taşıyan bir gemiye müdahalede bulunulması sonrasında yaşanabilecekleri öngörerek sıradan yük taşıyan bir gemi hedef olarak seçilmiş olmalı. “Libya’ya silah taşıyan gemilere bundan sonra müsaade edilmeyecek, durdurulacaklar, haberiniz olsun” mesajı o ‘baskın’ ile verildi.
Niyet o mesajı vermekti zaten.
AB’de askeri operasyonlar bile diplomasi diliyle yapılıyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025