Ferhat KENTEL
Ortalığın yanmış ceset koktuğu, taşın üzerinde taşın kalmadığı, arenanın tribünlerine yerleşmiş seyircilerin daha fazla kan istediği bir âlemde vahşi, acımasız bir kültür ortalığı kuşatıyor.
Bu kültür gökten inmedi...
İktidara yürüyen bir zümrenin ya da sınıfın verdiği bir iktidar kavgası sonunda üredi bu kültür.
Zaten kökleri Türkiye’nin otoriter damarlarında beslenmiş olan, modernist, siyah-beyaz kutuplaşması üzerine kurulu Kemalist bir geleneğin türevi olarak, muhafazakar soslu ve milliyetçiliği yedeğine alan bir kapitalist sınıfın performansı sonunda üredi bu kültür...
Her ne kadar “sınıf” kavramı modern zamanların kapitalist sanayi toplumlarının bir ürünü ve sosyal mücadelenin vücuda geldiği bir alan olsa da ve her ne kadar “kültürel kimlik” kavramı da postmodern zamanlarda fışkıran bir mücadele aracı olsa da; aslında her iki kavramın da bugün birlikte ele alınması gerektiğini daha çok anlıyoruz.
Ve bu vesileyle, daha önceleri de, yani kapitalist sanayi toplumunun doğduğu ve güçlendiği zamanlarda da, yani “kültürel kimlik” lafının neredeyse duyulmadığı zamanlarda bile aslında sınıfın kültürel kimlikten bağımsız olmadığını anlayabiliyoruz.
Burjuva sınıfının kültürü
Örneğin, kapitalist toplumun temel aktörlerinden biri olan burjuvazi sınıfı, neredeyse “çıplak sınıfsal” çıkarlar etrafında örgütlendi ve işçi sınıfını da bu temelde sömürdü. Devletin marifeti eşliğinde, geniş çalışan kesimleri kapitalizmin ideolojisi etrafında “ideolojik” tornaya soktu. İşçiler, fabrikada üretim süreçlerinde kendilerine, insanlıklarına, üretimlerine, kültürlerine, meslektaşlarına karşı “yabancılaştılar”.
Bu ideolojik torna ve yabancılaşma sayesinde, burjuvazi ve işçiler, burjuvazinin güçlü olduğu bir alanda, sınıf temelinde, karşı karşıya geldiler...
Ancak her ne kadar, kendisinden önce gelen egemen sınıfların (aristokrasi, ruhbanlar)kültürel referanslı meşruiyetlerine kıyasla, üretimden ve sınıfsal pozisyonundan kaynaklanan bir meşruiyet alanı üzerinde yükselmiş olsa da; burjuvazinin en muhteşem performanslarından biri, bir “kültür” yaratmak oldu...
Burjuvazi kendi kamusal alanını inşa ettikçe, hayatın aslında nasıl da sadece “maddi çıkarlar” üzerine kurulu olduğunu, aslolanın “rasyonel” bir şekilde örgütlenmesi gereken bir “üretim” olduğunu, “kalkınma”yave “ilerleme”yene kadar çok ihtiyacımız olduğunu ve “serbest piyasa”nın nasıl da “eşitlik” ürettiğini vb. öğrendik.
Yani burjuvazi sınıf olarak yükseldi ama, burjuva olsak da olmasak da, hep beraber inandığımız, bu süslemelerle şekillenen bir kültürün parçası olduk.
Yani bir sınıf bir kültürü üretti...
Kuşkusuz, burjuvazi kendi kültürünü üretti ve bu hegemonik oldu ama, modern öncesi köylü sınıflardan zuhur etmiş olan işçi sınıfı da, bir yandan eski gelenekleri vasıtasıyla dayanışma ağlarını örüp, cemaat (ya da topluluk) olarak kendini yeniden üretirken, aynı zamanda kendi yeni kent kültürünü de üretti.
Kültürel kimliğin sınıfı
Modernliğin krize girdiği ve adına beceriksizce “postmodern” denilen zamanlarda bu ilişkide ciddi bir farklılık yaşandı. Yani üretim / sınıf / rasyonalite vb. dilinin altında yabancılaşan insan çoğulluğunun kültürel boyutları konuşmaya başladı. Kapitalizmin maddi diline karşı, kültürel kimlikleşmenin dili hakim oldu.
İnsanın eksiltilmesine karşı, yabancılaşmaya karşı bir bakıma, “tamamlanma” çabası olarak nitelendirilebilecek bu kimliklerin ortaya çıkması belki de kaçınılmazdı. Ancak bu kimlikleşmenin getirdiği en büyük zaaf tek boyutlu olması oldu. Yani modern zamanların eksilttiği insanlar, en bariz olarak sadece eksildikleri yerden kimliklerini kurdular.
Etnik, dinsel, toplumsal cinsiyet kimlikleri sadece tek boyutlarıyla kamusal alanda varoluş mücadelesi verdiler.
İşte Türkiye’de, bu kimliklerden birinin -İslami kimliğin- hayatta kalmak için verdiği mücadeleden, ancak dönüşerek, parçalarına ayrışarak, yola çıkarken sahip olduğu ilkelerden, adalet talebinden koparak, yeni unsurlarla evlenerek vardığı yerdeyiz bugün...
Başka bir ifadeyle, bir “kimlik” hareketinin kurmuş olduğu, yarattığı sınıf iktidarındayız...
Bir kimliği, yani tek boyutunu kurtarmaya soyunmuş olan bir hareketin kurmuş olduğu ve kendi çıkarlarından başka bir şeyi görmeyen bir sınıfın iktidarındayız.
Ve bu sınıfın kurduğu bir kültürdeyiz...
Bayraklara sarılı tabutlar, yanmış cesetler, yıkılmış yuvalar...
Yıkılmış duvarlarda “ölüme ve erkekliğe” dair yazılar...
Artık gözyaşı bile dökemeyen, öfke içinde suratlar...
Geleceğe taşınan travmatik hafızalar...
Arenanın tribünlerinde, bu kültürün tapınaklarında üreyen bir yabancılaşmanın doruklarında dolaşan, “daha da çok isteriz!” diye bağıran, “güce” tapan bir kimliğin uysal bedenleri...
Oysa, eksilen insanların kendilerini tamamlamak için sadece kendi eksilen kimliklerine değil; başkalarına da ihtiyaçları var...
Yani başka bir kültüre, başka bir zihniyet mücadelesine ihtiyacımız var...
FERHAT KENTEL / HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020