Figen Çalıkuşu
Geçen haftaki yazımın başlığı şöyle idi; ‘Koskoca ülke bir savcı arıyor’...
Bugünkü başlık da “hala arıyoruz” olabilirdi…
Çünkü henüz bulamadık.
Hep aynı şey söyleniyor, “savcılar ağır baskı altında…” Eee, ne yapalım, savcı aramaktan vaz mı geçelim?
İnsanlar yargıçların haksız kararlar vermesini, savcıların görevlerini yapmamasını hep bu “ağır baskıya” bağlayıp bunu bir mazeret gibi gösteriyorlar. Gerçek bir yargıcın ya da savcının böyle bir mazereti olamaz.
Yargıçsan ya da savcıysan görevini yapacaksın… Yapamıyorsan gideceksin. İnsanların hayatını karartmayacaksın. Yargıçlık ya da savcılık “ne yapalım ekmek parası” diye yapılacak meslekler değil.
Biliyorum, bu ülkenin insanları tek bir gün bile gerçek bir hukuk devletini görmedi… Yargı siyasetin kıskacından hiç kurtulmadı ama bu son dönemdeki kadar da pervasızca hukuk dışına savrulmadı.
Hukuksal bütün gelişmeleri siyasetin “baskısı” üzerinden okuduğumuz ülkemizde geçen hafta sonunun en önemli iki olayından biri Sedat Peker’in milyonlarca kişi tarafından izlenen videosunun hemen arkasından gelen JİTEM Ankara Davası’nın istinaf kararı idi.
Bozma gerekçeleri dikkatimi çekti.
Geriye doğru ciddi bir iz sürdüm. Süzülüp gelenleri paylaşayım...
Beraat neden bozuldu?
İki tanık anlatımının maddi olay/olaylar ile uyuşup uyuşmadığının tartışılmamış olmasından dolayı…
Kim o iki tanık ?
Tanıklardan bir tanesi, Cavit kod isimli Doğan Özkan.
Korkut Eken’in yetiştirdiği Doğan Özkan, 1985 yılında kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Tarık Ümit isimli MİT ajanının elemanı.
Doğan Özkan, Ergenekon davasının delillerinden olan bir mektubu yazan kişi de aynı zamanda…
El yazısı ile kaleme aldığı mektubu gene Ergenekon sanığı olan ve tanığın ifadesi ile “MİT’çi olduğunu bildiği Hikmet Çiçek’e” göndermiş, bu mektup Hikmet Çiçek’in evinde yapılan aramada digital kayıtlar arasından çıkmış idi.
Diğer tanık ise Hakkı Yaman Namlı. Tarık Ümit’in ortağı.
Kıbrıs’ta First Merchant Bank’ın birlikte sahipleri.
Kıbrıs üzerinden uyuşturucu parasının aklandığı yolunda defalarca yargılanan kişi.
İstinaf kararında, Tarık Ümit’in kaçırılmasından 14 gün önce yapılan görüşmeye ait bant çözümlerinden söz ediliyor. Bu bant kayıtları, işlenen cinayetlerin konuşulduğu kayıtlar.
Daha fazla detaya girmeyeceğim.
JİTEM bozma kararından sonra, Sedat Peker’in ağabeyi Atilla Peker’in Kutlu Adalı cinayeti ve Korkut Eken ile ilgili verdiği ifadesi önümüze düştü.
Yetkili kişilerin sessizliği sürerken ses KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı sonra da Türkiye’de Jandarma Genel Komutanlığında görevlendirilen orgeneral Galip Mendi’den geldi. Atilla Peker’in Kıbrıs’ta Korkut Eken ile olduğunu doğruladı.
Korkut Eken, Saygı Öztürk’e konuştu; “Kolordumuzun bulunduğu Kıbrıs’ta PKK cirit atıyormuş, Mehmet Ağar kendisini görevlendirmiş o da her nedense Atilla Peker’i de yanında götürmüş.”
Her ikisi de hukuki terim ile tehvil yolu (kaçamaklı) ikrarda bulundu. Her ikisi de sıra ile bir isim verdi. Galip Mendi Korkut Eken dedi, Eken de Mehmet Ağar dedi.
30 yılı aşkın süredir işlenen aynı suçlar, aynı deliller, aynı sanıklar ve farklı isimler ile görülen birbirinin devamı davalar; Susurluk, Ergenekon, JİTEM davaları.
Yıl 2021…
Mehmet Ağar ile Korkut Eken davasında istinaf kararıyla birden Ergenekon unsurları ortaya çıktı.
Tam o sırada Atilla Peker’in tanıklığıyla Kıbrıs’ta 1996 yılındaki Kutlu Adalı cinayetinin ayrıntıları kamuoyunun önüne düştü.
Ergenekon davasının delilleri, JİTEM davasında bozma gerekçesi oluyor ise şimdi ne olacak peki?
Bir davada geçerli kabul edilen delil, bir başka davada geçersiz mi kabul edilecek?
Ya da “Ergenekon öldü ama delilleri sağ kaldı” mı diyeceğiz?
Yıllardır bir türlü can vermeyen, sürekli can alan kan emen bu katil canavarın adı Ergenekon değilse, adı nedir?
Ya da bir adı yok mudur?
Yoksa bu katil canavar ölümsüz müdür?
Yıllarca Susurluk’tan bu yana isim değiştirerek yaşayan bu canavarın üstünü örtmek için uğraştılar…
Ama bu canavarın suçları o kadar büyük ki bir taraftan örtseniz, öbür tarafından başını uzatıyor.
Ve hala bir savcı aranıyor… Gerçek bir savcı.
Atilla Peker’in ifadesini alan Fethiye Savcısı nasılsınız?
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
12.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
15.08.2025
8.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025