Gülay GÖKTÜRK
Bir hafta önce mi, bir hafta sonra mı!
15.10.2012
3397
Biliyorsunuz, yerel seçimlerin 27 Ekim 2013 tarihine alınmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifi 367 oyun altında kaldı.
Değişiklik teklifini AK Parti ve MHP birlikte hazırlayarak sunmuştu. Ne var ki teklif referandum eşiği olan 367 oyu geçemedi, 360 kabul oyu aldı. 74 ret oyu kullanılan Anayasa değişikliği teklifi 330 oyu geçtiği için kanunlaşırken 367 oyu geçmediği için referanduma kaldı.
Şimdi Cumhurbaşkanı'nın önünde iki seçenek var. Ya yasayı bir daha görüşülmek üzere Meclis'e geri gönderecek ya da referanduma götürecek.
Sayın Gül'ün yasayı geri gönderebilmesi için yasal bir gerekçe belirtmesi gerek. Ne diyecek? "Sürpriz fireler herkes için istenmeyen sonuç doğurdu" mu diyecek? Açıkçası zor bir durum.
Referanduma gidilse bu durumda da Anayasa'ya göre seçimlerin yapılmasından bir yıl önce yapılan değişiklikler o seçimde uygulanmayacağı için, birkaç aylık bir süre alacak olan referandumda "27 Ekim 2013'e evet" sonucu çıksa da bir işe yaramayacak.
Şimdi bütün siyaset erbabı oturmuş, bir yandan "Sen fire verdin-ben fire verdim" kavgası yapıyor, bir yandan da kendi attıkları taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyor. Bu arada, Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, "Yasama organı onanmaya ya da halk oylamasına giden projeyi 330 oyla geri alabilir" diyerek yeni bir çözüm öneriyor.
Ayıp bütün Meclis'in
Ortaya çıkan tablo iktidarıyla, muhalefetiyle bütün Meclis'in ayıbıdır.
Siyasetin anlamı sorun çözmektir; sorun üretmek değil... Oysa onlar kolayca çözülebilecek bir anlaşmazlığı bir kördüğüm haline getirmeyi başardılar!
Neydi üzerinde anlaşamadıkları şey? AK Parti 27 Ekim, CHP ise 3 Kasım'da yapılsın diyordu. Bir haftalık bir fark için şimdi milyonlarca insanı sandık başına götürmeye kalkışıyorlar.
CHP'nin gerekçesi seçmenlerin bu tarihi 29 Ekim ile birleştirerek sandık yerine tatile gidebilecek olmasıydı.
Elbette saçma sapan bir itiraz. Ama meseleniz sorun çözmek olursa, bazen zararsız saçmalıklarla da uzlaşabilirsiniz. AK Parti "Tamam sizin istediğiniz hafta olsun" dese kıyamet mi kopardı?
Türkiye'de referandum konusu yapılması anlamlı olabilecek onlarca mesele var bugün. Örneğin, milletvekili yaşının 18'e indirilmesini sorabilirsiniz; çok önemli sonuçlar yaratması beklenen 13 yeni büyükşehir belediyesi yaratma projesini sorabilirsiniz; anadilde eğitimi sorabilirsiniz.
Bütün bunları halka sormak akıllarının ucundan bile geçmezken birkaç haftalık bir takvim uyuşmazlığı için ülkeyi aylarca meşgul etmeyi, halkın yüz milyonlarca lira parasını çöpe atmayı göze alıyorlar.
Halkın bu manasız soruya vereceği cevap belli değil mi: "Sen benimle dalga mı geçiyorsun. Bir hafta önce olsa ne olur, bir hafta sonra olsa ne olur" demeyecek mi? Ve sonuçta bu anlamsız krizi yarattığı için bütün siyaset kurumu halkın gözünde itibar kaybetmeyecek mi?
Görev Gül'e düşüyor
Sanırım, gelinen noktada siyasetin kuyuya attığı bu taşı çıkarma işi Cumhurbaşkanı Gül'e düşüyor.
Bazı anayasa hukukçuları Cumhurbaşkanı'nın, prosedürde bir hata yapılmamış bile olsa, herhangi bir yasayı "kamu yararı" açısından yeniden görüşülmek üzere Meclis'e gönderebileceğini belirtiyorlar.
Eğer böyle bir yetkisi varsa, şu anda en doğrusu Gül'ün bu yetkisini kullanarak, partilere bu konuyu tekrar görüşüp aralarında anlaşmaları çağrısıyla yasayı Meclis'e göndermesi olur.
Şimdi Cumhurbaşkanı'nın önünde iki seçenek var. Ya yasayı bir daha görüşülmek üzere Meclis'e geri gönderecek ya da referanduma götürecek.
Sayın Gül'ün yasayı geri gönderebilmesi için yasal bir gerekçe belirtmesi gerek. Ne diyecek? "Sürpriz fireler herkes için istenmeyen sonuç doğurdu" mu diyecek? Açıkçası zor bir durum.
Referanduma gidilse bu durumda da Anayasa'ya göre seçimlerin yapılmasından bir yıl önce yapılan değişiklikler o seçimde uygulanmayacağı için, birkaç aylık bir süre alacak olan referandumda "27 Ekim 2013'e evet" sonucu çıksa da bir işe yaramayacak.
Şimdi bütün siyaset erbabı oturmuş, bir yandan "Sen fire verdin-ben fire verdim" kavgası yapıyor, bir yandan da kendi attıkları taşı kuyudan çıkarmaya çalışıyor. Bu arada, Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, "Yasama organı onanmaya ya da halk oylamasına giden projeyi 330 oyla geri alabilir" diyerek yeni bir çözüm öneriyor.
Ayıp bütün Meclis'in
Ortaya çıkan tablo iktidarıyla, muhalefetiyle bütün Meclis'in ayıbıdır.
Siyasetin anlamı sorun çözmektir; sorun üretmek değil... Oysa onlar kolayca çözülebilecek bir anlaşmazlığı bir kördüğüm haline getirmeyi başardılar!
Neydi üzerinde anlaşamadıkları şey? AK Parti 27 Ekim, CHP ise 3 Kasım'da yapılsın diyordu. Bir haftalık bir fark için şimdi milyonlarca insanı sandık başına götürmeye kalkışıyorlar.
CHP'nin gerekçesi seçmenlerin bu tarihi 29 Ekim ile birleştirerek sandık yerine tatile gidebilecek olmasıydı.
Elbette saçma sapan bir itiraz. Ama meseleniz sorun çözmek olursa, bazen zararsız saçmalıklarla da uzlaşabilirsiniz. AK Parti "Tamam sizin istediğiniz hafta olsun" dese kıyamet mi kopardı?
Türkiye'de referandum konusu yapılması anlamlı olabilecek onlarca mesele var bugün. Örneğin, milletvekili yaşının 18'e indirilmesini sorabilirsiniz; çok önemli sonuçlar yaratması beklenen 13 yeni büyükşehir belediyesi yaratma projesini sorabilirsiniz; anadilde eğitimi sorabilirsiniz.
Bütün bunları halka sormak akıllarının ucundan bile geçmezken birkaç haftalık bir takvim uyuşmazlığı için ülkeyi aylarca meşgul etmeyi, halkın yüz milyonlarca lira parasını çöpe atmayı göze alıyorlar.
Halkın bu manasız soruya vereceği cevap belli değil mi: "Sen benimle dalga mı geçiyorsun. Bir hafta önce olsa ne olur, bir hafta sonra olsa ne olur" demeyecek mi? Ve sonuçta bu anlamsız krizi yarattığı için bütün siyaset kurumu halkın gözünde itibar kaybetmeyecek mi?
Görev Gül'e düşüyor
Sanırım, gelinen noktada siyasetin kuyuya attığı bu taşı çıkarma işi Cumhurbaşkanı Gül'e düşüyor.
Bazı anayasa hukukçuları Cumhurbaşkanı'nın, prosedürde bir hata yapılmamış bile olsa, herhangi bir yasayı "kamu yararı" açısından yeniden görüşülmek üzere Meclis'e gönderebileceğini belirtiyorlar.
Eğer böyle bir yetkisi varsa, şu anda en doğrusu Gül'ün bu yetkisini kullanarak, partilere bu konuyu tekrar görüşüp aralarında anlaşmaları çağrısıyla yasayı Meclis'e göndermesi olur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları





















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015