Gülay GÖKTÜRK
30 Mart'ın bir yerel seçimi çok aştığını akılda tutarak, bu seçimde sandıktan şu iki sonuçtan birinin çıkacağını söyleyebiliriz: Birincisi AK Parti'nin yüzde 38'in altına düşmesi, ikincisi ise üstüne çıkması... Diğer partilerin oranları fazla önemli değil.
Birinci sonuçla karşı karşıya kalırsak -hele hele 38'in epey altına düşülmüşse- bunun yol açacağı siyasi gelişmeleri değerlendirmek için epey vaktimiz olacak.
Şimdilik, anketlere göre daha muhtemel gözüken ikinci sonuç üzerinde yani AK Parti'nin yürütülen organize operasyona rağmen seçimden güçlenerek çıkması ihtimali üzerinde duracak olursak:
Bu durumda da yine iki ihtimalle karşı karşıya kalıyoruz. AK Parti'nin seçim sonuçlarını nasıl okuyacağı ve bundan böyle nasıl bir yol izleyeceği konusunda önümüzde biri iyimser diğeri kötümser iki senaryo var.
Reformlara dönüş senaryosu
İyimser senaryoya göre AK Parti 30 Mart sonrası dönemi parti ve hükümet için bir rehabilitasyon dönemi olarak görür, yeni bir sayfa açar, önce kendini toparlayıp, toplumdaki tansiyonu düşürmek için daha serinkanlı bir üslup tutturur, savaş terminolojisi ile konuşmayı bırakır, ardından da hiç vakit kaybetmeden yeni demokrasi atılımlarına girişir. Daha saydam ve denetlenebilir bir yönetim mekanizması kurmak, yargıya intikal etmiş dosyaların sağlıklı bir şekilde ilerlemesini engellememek, tersine yardımcı olmak, kendine göbekten bağlı bir basın yaratma sevdasından vazgeçip basını özgür bırakmak, Avrupa Birliği ile ilişkileri daha sıkı tutmak, çözüm sürecini sürüncemeden kurtarmak ve atılması gereken son adımları da cesaretle atıp Kürt sorununu tarihe gömmek, laik kesimin korkularını ve küskünlüklerini gidermek, yaşam tarzlarının güvence altında olduğuna ve dışlanmayacaklarına inandırmak için bir şeyler yapmak, Aleviler'in ve diğer dışlanmışların taleplerini karşılamak ve "tek adam partisi" tablosunu değiştirmek için harekete geçer. Elbette bu arada otonom yapıyı tasfiyeyi de toplumu ikna ede ede ve hukuk içinde sürdürür.
Bu iyimser senaryo. Ama bir de felaket senaryosu var.
Otoriterleşmeye devam senaryosu
Bu senaryoda Erdoğan, sandıkta kazandığı başarıyı "halk iradesinin" kendisine otoriterleşme yetkisi vermesi olarak okur!
Öyle ya, ortaya çıkan bunca yolsuzluk iddiasına, basına yönelik yoğun baskılara, yürütmeyi aşırı güçlendirmeyi hedefleyen yasa değişikliklerine, yargıya yapılan müdahalelere ve ortaya çıkan"tek adam" tablosuna rağmen, eğer hâlâ oy kaybetmiyorsam, bütün bu politikaları değiştirmem için ne sebep var diye düşünür.
Eğer halk çoğunluğu benim kutuplaştırıcı söylemimden hoşlanıyorsa; ona buna posta atmam"delikanlılık" özlemlerini okşuyorsa; "uluslararası komplo" söylemim milliyetçilik duygularını gıdıklıyorsa; İstanbul sermayesine, Türkiye'nin elitlerine laik aydınlarına yönelik hakaretlerim, Cumhuriyet tarihi boyunca aşağılanmanın acısını yaşamış olan halk kesimlerinde gizli bir tatmin yaratıyorsa ben bu söylemi neden terk edeyim der...
Arkasına aldığı toplum kesiminin kendisini en az bir dönem daha iktidarda tutmaya yeteceği hesabıyla, bütün toplumu kucaklamak gibi fantezileri (!) bir yana bırakıp, müdanasız bir şekilde otoriterleşme yolunda ilerlemeyi seçer.
Parti tavır alabilir mi?
Şu son zamanlarda AK Parti'nin önemli bazı figürleri, danışmanları ve köşe yazarları, 30 Mart sonrasında "her şeyin farklı olacağı", Başbakan'ın sakinleşip gerçek bir başbakan gibi davranmaya başlayacağı, 30 Mart'la genel seçimler arasındaki dönemin hızlı bir reform ve demokratikleşme dönemi olarak yaşanacağı yönünde işaretler veriyorlar.
Tanıdığım bazı AK Partililer'le konuştuğumda da benzer şeyler duyuyorum. "Merak etmeyin, şu seçim bir geçsin, biz de mutlaka aramızda oturup bir durum değerlendirmesi yapacağız, bir bilanço çıkaracağız. Bütün bu yaşananlardan sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyeceğimizin biz de farkındayız" diyorlar.
Dileyelim ki haklı olsunlar ama ne kadar belirleyici olabileceklerini ne biz biliyoruz ne de onlar...
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015