İsmet Berkan
İngilizce’de başlıktaki gibi sorulara “Rhetorical question” adı veriliyor; karşılığında bir cevap beklenmeyen, cevabı açıkça belli sorular yani.
Ama başlıktaki soru bir “retorik soru” değil. Gerçekten cevabı aranan ve bugünlerde de bulunacak bir soru.
Bağımlısı bağımsızı, yandaşı muhalifi, adında “medya” olan her şeyimiz bu konuya karşı o kadar ilgisiz ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bugünlerde ülkemizin belki en kritik birkaç devlet kurumundan biri olan Hakimler Savcılar Kurulu’na üye seçmeye hazırlandığını hiç birimiz bilmiyoruz.
Ülkemizdeki irili ufaklı bütün yargıç ve savcıların işe alınmasından atanmasına, soruşturmaya uğramasından terfisine veya tenzili rütbesine kadar pek çok konuda yetkili HSK’nın toplam 13 üyesi var. Bu üyelerden 6’sı Cumhurbaşkanı tarafından belirlenip atanıyor. Kalan 7 üyeyi ise Meclis seçecek.
Şu an 118 hakim ve savcı HSK’ya seçilecek üyelerden biri olmak için Meclis’e başvurmuş durumda. Meclis’in Anayasa ve Adalet Komisyonları önümüzdeki hafta bu 118 adayı 21’e düşürmek için toplanacak.
İşte işi “Şansa bırakmak-bırakmamak” meselesi tam burada. Çünkü Anayasamızın 159. maddesine göre, komisyonda adaylar oylamayla belirlenecek. Önce üçte iki nitelikli oy aranacak. Bu bulunamıyorsa ikinci turda bu kez beşte üç oy aranacak. Beşte üç oy da çıkmazsa, 21 kişilik listeye kimin gireceği kura çekilerek, yani şansa dayanılarak belirlenecek.
Sonra aynı usul Meclis Genel Kurulu’nda da uygulanacak. Önce üçte iki, sonra beşte üç aranacak, bulunamazsa kura çekilecek. Seçilecek üyeler HSK’da 4 yıl görev yapacaklar.
Şöyle düşünün: Cumhurbaşkanı 6 üyeyi doğrudan belirledi ama bunlardan ikisi (Adalet Bakanı ile müsteşarı) eğer Cumhurbaşkanı değişirse zaten gidecek, yerlerine de yeni Cumhurbaşkanı’nın bakanı ile müsteşarı gelecek.
O yüzden, yarın ülkede bir iktidar değişikliği olursa, yargı üzerindeki kontrol açısından Meclis’in seçeceği 7 üyenin önemi büyük olacak.
Cumhur İttifakı’nın sayısal çoğunluğu ne Anayasa Adalet Komisyonu’nda ne de Meclis Genel Kurulunda Anayasada HSK seçimi için öngörülen nitelikli çoğunluğa ulaşabiliyor. Dolayısıyla Ak Parti ve MHP’nin önünde iki seçenek var: Muhalefetle bu 7 üyelik için bir al-ver dengesinde uzlaşma bulmak veya işi şansa bırakmak. Tabii aynı iki seçenek muhalefet için de aynen geçerli.
Ak Parti’nin Meclis Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, önceki gün muhalefete “Beşi bizden, ikisi sizden olsun” şeklinde bir teklif ilettiklerini söyledi. Elitaş’ın söylediğine göre bu teklifi alan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Üçü bizim olsun” demiş; pazarlık şimdilik tıkanmış.
Dikkatli gözlerden kaçmamıştır, ne iktidarın ne de mealen anladığımız kadarıyla muhalefetin öncelikleri arasında HSK’ya seçilecek kişilerin yargısal sicilleri, kişilikleri ve en önemlisi düşünsel bağımsızlığa sahip olup olmadıkları gibi nitelikler var.
Onlar meseleye “sizden”-“bizden” diye bakıyorlar; talimat verildiğinde ona uygun hareket edecek, söz dinleyecek HSK üyesi arıyorlar. İktidarın da muhalefetin de derdi yargıyı ele geçirmek veya yargıyı ele geçiren tarafın etkisini bir ölçüde dengelemek.
Yargıya atamaların Meclis tarafından yapıldığı bütün ülkelerde, en başta da Amerika’da bu sorun var. Yani yargıçların siyasi eğilimlerine göre seçilmesi.
Örneğin Trump dönemi, Amerikan tarihinde yargıya en çok Cumhuriyetçi yargıcın atandığı dönem olarak biliniyor. Sebebi, Senato’daki Cumhuriyetçi çoğunluk. Türkiye’ye de defalarca gelip gitmiş, bir dönem Türk-Amerikan ilişkilerinde arabulucu rolüne soyunmuş olan Kuzey Carolina Senatörü Lindsay Graham sayesinde yargıdaki federal koltuklara daha önce olmadığı kadar çok “ideolojik atama” yapıldı.
Evet yapıldı ama bütün o yargıçlar sadece ideolojileri nedeniyle değil, oturacakları makamı doldurabilecek kadar iyi yargıçlar olduklarını, başkalarının aklıyla değil kendi akıllarıyla düşünebildiklerini Senato sorgusunda gösterebildikleri için atandılar. Orada biat eden yargıç bulmak kolay değil, atama kriteri fikri yakınlıktı.
Ama Türkiye’de durum böyle değil. Bu adaylar bir sorgudan geçirilmiyor, Meclis önünde kendilerini anlatmıyor, yargıyla ilgili gelecek vizyonlarını ortaya koymuyor.
Zaten onlardan beklenen yargıyla ilgili bir gelecek vizyonuna sahip olmaları değil, hele fikren size yakın olsalar dahi bağımsız düşünmeleri hiç istenmiyor. Tek istenen şey, siyasetten esen rüzgarlara kulak kabartmaları ve kararlarını buna uygun vermeleri.
Siz olsanız böyle insanları seçme işini şansa bırakır mısınız?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
13.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
10.04.2025
6.04.2025