Kemal BURKAY
Şu günlerde dillerde olan IŞİD (Irak-Şam İslam Devleti) adlı örgütle ilgili değerlendirmeler oldukça ilginç. Örgüt Irak ve Suriye’deki Sünni bölgelerinin önemli bir bölümünde oldukça aktif; son olarak da Musul’u ele geçirip başkanını halife ilan etti.
Ondan memnun olan var, olmayan var. Memnun olanlar Irak’ta Şii egemenliğine, Suriye’de ise Nusayri yönetimine karşı olan Sünni kesiminin bir bölümü. Sünnilerin bile tamamı diyemeyiz; çünkü İslam adına egemen kılmak istediği düşünce ve yaşam tarzı –ki kendi anlayışının dışında her şeyi düşman olarak görüyor ve akıl almaz terör yöntemlerine başvuruyor- Sünni kesimi bile ürkütüyor. Bu nedenle kucağında doğduğu El Kaide ile dahi yolları ayrıldı. Yarın, şu anda koalisyon halinde olduklarıyla da ayrılabilir.
Kimi yorumculara göre arkasında, onu para ve silah yönünden destekleyen Suudi Arabistan, Birleşik Arap emirlikleri ve benzeri rejimler var. Bazıları IŞİD’e destek verenler arasında Türkiye’yi de sayıyorlar. Beşar Esad yönetimi de aynı iddiada.
Suudi Arabistan Ortadoğu’da şeriatla yönetilen katı Sünni rejimlerden biri. Onun Irak ve Suriye’deki Şii-Nusayri egemenliğinden rahatsız olması veya Sünni Arapların konumunu güçlendirme çabası anlaşılır bir şey. O, bu hesapla IŞİD’e de destek vermekteyse bunda şaşacak bir şey yok.
Türkiye’ye gelince, Erdoğan hükümetinin, Esad rejiminin bir an önce devrilmesi için Suriye muhalefetine verdiği destek bir sır değil. Bizzat hükümet sözcüleri tarafından, gönderilen bin tır dolusu yardımdan söz edildi. Söz konusu tırlar içinde zaman zaman roketler ve başka türden mühimmat da yakalandı ve üstü kapatıldı. Suriye muhalefetinin saflarında ise, El Nusra ve -sonradan bu muhalefete ters düşse de- IŞİD gibi çeşitli radikal İslamcı örgütlerin olduğu malum. Bu nedenle gönderilen yardım malzemesi ve silahların aynı zamanda bu radikal örgütlerin eline geçmiş olması şaşırtıcı olmaz. IŞİD ve benzerlerinin militan ve yönetici kadrolarının zaman zaman Türkiye’de barındıkları, tedavi gördükleri, kendilerine giriş çıkış kolaylığı sağlandığı da yaygın iddialar arasında. Türkiye son aylarda IŞİD’i terörist örgütler listesine aldıysa da bu hem geç oldu, hem de pratikte ne gibi sonuçlar verdiği pek malum değil.
IŞİD’i arasından kovan Suriye muhalefeti ise, onu Suriye yönetiminin, hatta Irak ve İran rejimlerinin bir ürünü sayıyor, Suriye’nin IŞİD üslerini bombalaması mümkünken bunu yapmamasını da iddiasına kanıt olarak gösteriyor.
Suriye Kürtleri arasında örgütlenen ve hegemonya kurmaya çalışan PYD, Suriye muhalefetinin bir parçası değil. Tersine Esad rejimiyle işbirliği içinde. Rejim Kürt bölgesinde ona bazı roller vererek oradaki kendi varlığını güvenceye almış durumda. PYD bu işbirliğinden yararlanıp Kürt toplumu arasında gücünü yayarken aynı zamanda Kürtlerin rejime yönelik muhalefetini ve diğer Kürt partilerinin çalışmalarını da engelliyor. Zaman zaman da bölgede yayılmaya çalışan IŞİD’le karşı karşıya geliyor.
PYD-PKK kesimi son dönemde, zaman zaman Güney Kürdistan yönetimiyle de ters düştü, ona suçlamalar yöneltti ve KDP liderliğinin IŞİD’le işbirliği içinde olduğunu ileri sürdü. PYD-PKK kesimi bu iddialarıyla, Suriye, Irak ve İran rejimleriyle aynı dili kullanmakta. PYD-PKK yine, Irak, İran ve Suriye rejimleri gibi, Güney’deki muhtemel Kürt bağımsızlığına da karşı çıkıyor, “Kürtlere bağımsız devlet lazım değil, ulus devletin artık modası geçti” diyor. Bu da bizce hiç şaşırtıcı değil.
Türkiye sol örgütleri ise IŞİD’i ABD emperyalizminin bir ürünü sayıyor, bunun yanı sıra, IŞİD’in bu derece güçlenmesinden AK Parti hükümetini sorumlu tutuyorlar. Dış politikayı anti Amerikan, iç politikayı ise anti AKP otomatiğine bağlamış olan bu sol için böylesi bir tutumda şaşacak bir şey yok. Ama bu sol, son zamanlarda kaderini PKK ile birleştirdiği için, onun Güney Kürdistan liderliğine, Barzani yönetimine karşı açtığı kampanyaya da destek veriyor.
Hatta bir kesim de IŞİD’in arkasında ABD ile birlikte İsrail’i gösteriyor.
Özet olarak, herkesin IŞİD’i başka. Kimine göre o ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin ürünü, kimine göre ardında Suriye, Maliki rejimi ve İran var. Kimine göre IŞİD’in son Musul operasyonunda Suudi Arabistan ve Ürdün’ün yanı sıra Barzani’nin de rolü var…
Kimine bakılırsa arkasında Avrupa desteği var; onlar IŞİD’çi militanların ellerini kollarını sallayarak bu ülkelerin bilgisi ve onayı ile sınırlardan geçip Ortadoğu’daki eylem alanlarına geldiğini söylüyorlar…
Bu iddialara bakılırsa IŞİD’e destek vermeyen devlet ve güç yok!
Herkes, İslam adına dehşet saçan, kafa koparan, toplu kıyımlar yapan bu vahşi, çağdışı örgütü, yakar top misali düşmanının, ya da düşman bellediğinin üzerine atıyor… Yani onun ipi mutlaka birilerinin elinde… O birileri ise pek çok ve üstelik birbirine karşı devletlerle, güçler… Sanki IŞİD’in hiç iradesi, kendine özgü bir siyaseti yok…
Gerçi biz Ortadoğu’da iradesi olmayan, başkalarınca kurulup yönlendirilen paravan örgütleri pek yakından görüp tanıdık da, herkesi bu kefeye koymak acaba gerçekçi midir?
IŞİD’i doğru yorumlamak, onun ortaya çıkış koşullarını anlamak için Ortadoğu’nun son 40-50 yılda geçirdiği önemli değişikliklere, bu değişikliklerde dış güçlerin rolüne bakmak lazım.
Bunu da yazımın bundan sonraki iki bölümünde yapmaya çalışacağım.
16 Temmuz, 2014
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.02.2022
28.08.2021
16.05.2020
12.05.2020
8.05.2020
4.05.2020
29.01.2020
18.10.2019
10.10.2019
24.03.2020