Mehmet TIRAŞ
Ergenekon davasını şanlı Gezi direnişiyle gölgelemeye ve yaftalamaya başladı Başbakan ve onun tetikçi yazarları dalkavuk medyası ama ‘güneş balçıkla sıvanmaz’ diye bizde güzel bir deyim vardır halk arasında..
Gezicilerin içinde darbeciler olabilir bunu kimse iddia etmiyor nasıl Vandalizmciler varsa.
Bu satırların yazarı Gezi direnişine günlerce karılmış çıplak gözle de gözlemleyerek, tam hatırlamıyorum ama en az yirmi yazı yazdım Gezi olayları üzerine..
Gezi de atılan sloganlardan birisi ‘Mustafa Kemalin askerleriyiz’ belli bir grup tarafından atılıyordu ama bu sloganı atanlar “ordu göreve” diye hiç bir ses duymadım.Hatta Mustafa Kemalin askerleriyiz sloganına karşı, Kemalizm’e karşı olanlarda ‘Mustafa Keser’in askerleriyiz’ diye mizahlaştırıyorlardı.Ortak slogan ise “her yer Taksim her direniş” bir koro oluşturuyordu.
Gezi direnişi Cumhuriyet tarihinde rastlanmayan hatta dünyada örneğine çok az rastlanan bir direnişti; ve ülkenin tam 79 ilinde bu direnişe destek verildi ve günlerce hatta haftalarca her akşam ortalama 2.5 milyon insan sokaklara döküldü meydanlarda toplandı,adeta bir insan seli aktı kentlerin meydanına.
Bir tane ses çıkmadı ordu nerede diye..Nasıl böyle bir iftirada bulunuyorlar hem de ağızlarından Allah’ı düşürmeyen din bezirganları söylüyor bunu,ancak buna edep yahu denilir.
Gerçi neler söylemediler başta da Başbakan bir ara diline dolamıştı polis şiddetinden kaçarak camiye sığınanlar için “Cami de içki içtiler” diye ama söylediği yalanın altında kaldı.Hala görüntü gösterecek Erdoğan bu yalanını DİB’lığına havale etmiş görünüyor.Din adamı dediğin böyle olur,siyasetçiye göre fetva veriyor.
Çok açık söylüyorum gezi direnişinden darbecilere ekmek çıkmaz ama artık Erdoğan’a da demokrasi dışı keyfi at koşturmazlar.Ya demokrasi ya demokrasi.
Bunu bildiği için Başbakan içinde gezi geçmeyen konuşması yok;rüyasında görse inanmayacağı bir olay gezi direnişi, kendini hala kabusta görüyor Başbakan,kimyasını bozdu Gezi olayları.
Milyonlarca insana çapulcu diyen bir zihniyetin, halkına sıçanlar diyen halk tarafından linç edilerek öldürülen Kaddafi de ne farkı olur.
Kaddafi’nin elinden insan hakları ödülü alandan da böyle bir benzetme beklenir, başka türlü de olamazdı.
Başbakanın Geziye takıntılı kalması çok doğal çünkü bu direniş sadece ülke içinde değil, demokratik yeryüzü de çok büyük destek verdi gezi olaylarına;Gezinin ruhu ve çıkışı değişik ülkelerde de uygulanır oldu. Brezilya da ki eylemlere referans olmasını kim küçümser!.
ABD’nin, AB’nin ve BMÖ’ nünün demokratik uluslar arası toplulukların, kurum ve örgütlerin Gezi olaylarına destek verirken, polis şiddetini kınayıp;Başbakanı uyarmalarının ötesinde karar almaları Avrupa Parlamentosunun(AP) kararı,başbakanın sadece karizmasını çizmedi meşruluğunu da tartıştırdı.
Erdoğan’ın dini otoriterleşmeye yöneldiğini, özel hayata müdahale etmeye başladığını,basın özgürlüğünü tanımadığını; Mısırda Mursi’ye benzer dini konularda siyaset yapmasının, askeri darbelere de meşruiyet kazandıran duruma getirdiğini ima ettiler.
AP’nin kararı çok dikkat çekici bir karardı ama başbakan efelik yaparak küçümsemeye kalkıyordu AP’nin kararını,fakat ABD’nin Gezi üzerine Erdoğan’a 19 defa beyaz saraydan uyarı açıklamalarına ise süt dökmüş kedi rolü oynadı ve suçluluk moduna girdi, hiç cevap vermedi ABD’ye dikkat ederseniz Erdoğan!.
Gezi direnişini Ergenekonla ve darbelerle ilişkilendirenlere Kargalar bile güler.
İşte böylesi gelişmeler ve olayların sıcağında,sınırımızda süren iç savaşın gölgesinde; Ergenekon davasının karar aşamasına geldik.Artık Türkiye de tutukluluk bir hükümlülüğe dönüştü bu çok büyük haksızlık.Klişe bir söz ama geç gelen adalet, adalet değildir.
Askeri Darbe yapma iddiasıyla yargılanan muvazzaf ve emekli generallerden ve içinde gazetecilerinde bulunduğu,Silivri de 6 yıldır süren Ergenekon Davassı,diye adlandırılan davanın 5 Ağustos 2013 tarihinde mahkemenin karar aşamasına gelmesiyle; TC’nin bir hukuk devleti olmadığını gösteriyordu.
Bu davaya sahip çıkan siyasi partilerin il örgütlerine onları destekleyen yayın kuruluşlarına polis operasyonlar yaparken,Silivri’ye gelecek olan, bu davaya destek verenlerin ilçeye sokulmayacağını öğrendik..Açıklayan da savcı değil İstanbul valisi düşünebiliyor musunuz?
AKP’nni önde gelen kurmaylarından TBBM başkanlığı ve Adalet Bakanlığı yapmış kıdemli siyasetçi Mehmat Ali Şahin’i bile çileden çıkarttı vali ;bu İstanbul valisini görevi değil,diyerek tepki gösterdi Karabük’te katıldığı bir iftar yemeğinde,detayını da veriyordu, hukuki olarak mahkeme karar alır savcılarda açıklar diyerek.Bu deneyimli siyasetçini itirafı ülkenin bir hukuk devleti olmadığını kanıtı olduğu gibi, Gezi direnişinin de ne kadar yerinde bir eylemi olduğunu tescillemiş oluyordu Erdoğan.
Gelin Gezi direnişi üzerinden hep beraber başbakanın sağlamasını yapalım!..
Eskiden sokakta askerler tankları yürütüyordu..
Şimdi Erdoğan sokakta Tomaları yürütüyor..
Eskiden askerler sokağa insanları çıkartmıyordu.
Şimdi Erdoğan,hak arayan insanların karşısına polisi dikiyor.
Eskiden askerler orduyu met ederdi.
Şimdi Erdoğan polise kahramanlık ünvanı veriyor.Hem de Gezi olaylarında hedef alarak insan öldüren polise..Gezi olaylarında 5 genç insan polisin şiddetiyle ölmüş,9 kişi de bir gözünü kaybetmiş, başbakanın kahraman polislerinin sayesinde.
Eskiden askerler yargıya hesap vermezdi.
Şimdi Erdoğan’ın sayesinde polisler yargıya hesap vermiyor.
Eskiden askerler Susurluğun üstünü kapatmaya çalışırdı.
Şimdi Erdoğan,askeri savaş uçaklarıyla öldürülen 34 Roboski katliamının, üstünü kapatmaya çalışıyor.
Eskiden askerler topluma yön verecek ülkeyi yönetecek kadroların Harp akademisinden çıkacak,diyordu..
Şimdi Erdoğan, İmam Hatip Okullarından mezun olanlar ülkeyi yönetecek ve kadrolar yetiştirecek,diyor.
Eskiden Harp Akademilerinin açılış konuşmasını yapan Genelkurmayın konuşmasını,televizyon kanalları yayın akışını kesip canlı yayına geçerdi..
Şimdi İmam hatiplilerin yemeklerinde,iftar sofralarında Erdoğan konuşmaya başlayınca, televizyonlar yayın akışını kesiyor hem de 15 kanal canlı yayına geçiyor.
Eskiden ana akım merkez medya Genelkurmaya sormadan manşet atmaz,televizyonlar haber yapmazdı.
Şimdi merkez ana akım medya Başbakan’a sormadan gazeteler manşet atmıyor,televizyonlar da haber yapmıyor.
Eskiden askerlerin istemediğine yazarlara gazetelerde yazdırmıyorlardı,televizyonlara çıkartmıyorlardı.
Şimdi Erdoğan’ın istemediğine gazetecilere ve yazarlara yazı yazdırmıyorlar,televizyonlara çıkartmıyorlar.
Eskiden Askerler Kemalist gençlik yetiştirmek istiyordu.
Şimdi Erdoğan dindar nesil yetiştireceğim,diyor.
Eskiden askerler,askerle çatışmada ölen PKK’lılara sünnetsiz, Ermeni dölü diyorlardı..
Şimdi Erdoğan Reyhanlı da terörde hayatını kaybedenler için 53 Sünni vatandaşım şehit oldu,diyor.
Eskiden yargıçlar Genelkurmayda generallerden brifing alıyordu.
Şimdi Erdoğan yargıya talimat veriyor.
Eskiden darbeciler türban özgürlüğünü savunan kızlara gidin evinizde takın diyorlardı.
Şimdi Erdoğan alkol kullananlara gidin evinizde için diyor.
Eskiden darbeciler Diyanet İşler başkanlığına fetva verdiriyorlardı;kürtaj dinen günah değil,diye.
Şimdi Erdoğan DİB’lığına fetva verdiriyor kürtaj dinen günah, diye.
Eskiden askerler topluma kışla üzerinden ayar çekiyorlardı.
Şimdi Erdoğan cami üzerinden topluma ayar çekmeye çalışıyor.
Başbakan Kemalist sistemden şikayetçi değil,nasıl olsa çağ gereği askerlerin artık darbe yapma dönemi kapandı.
Sistem beni besliyorsa demokratik olup olmaması çok önemli değil.
Bütün yetkiler ben de olduğuna göre; devlet gücümü kullanarak sandıktan aldığım güçte meşru sayılır; demokrasinin kuvvetler ayrılığını da tanımıyorum zaten, ben artık Kemalizm’in din versiyonunu uygulayayım zihniyetine geldi Başbakan.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025