Mehveş EVİN
Hala ‘Osmanlı devleti gibi’ parçalanma korkusuyla yaşıyor... Bırakın birlikte iş yapmayı, ‘kendine en uzak hissettiği’ partiyi destekleyen birinin çocuğuyla, kendi çocuğunun oynamasını istemiyor...
“Sevmediğim parti temsilcisinin telefonu dinlensin, sorun yok” diyor.
Sırasıyla, en çok orduya, Cumhurbaşkanlığı’na, üniversitelere, hükümet ve mahkemelere güveniyor... Hadi siyasi eğilim/korkular nedeniyle orduyu, CB’yi, hatta hükümeti anlarım da üniversiteler ve mahkemelere güven nasıl oluyor, hiç anlamadım!
Ama asıl çarpıcı olan, en tarafgirin bile korku ikliminde yaşadığını itiraf etmesi... Çünkü ne arkadaşlarıyla, ne komşularıyla siyasi meseleleri tartışıyor. Sosyal medya kullansa bile pek azı siyasi görüşlerini Facebook ve Twitter’da paylaşıyor. Binlerce insan ‘sosyal medya paylaşımı’ndan gözaltına alınır, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ten yargılanırken herkes “ders”ini iyi almış, belli!
OHAL uygulaması hakkında kendi ailesiyle bile konuşmaktan kaçınıyor (% 34.6). Aklıma takılan şu: OHAL’den acaba ne anlıyor?
Bilgiler, İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin, geçen hafta açıkladığı “Türkiye’deki Kutuplaşmanın Boyutları” araştırmasından. (*)
Sonuçlar, yıllardır ‘kutuplaşma tehlikesi’ne dikkat çeken aydın ve yazarların ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koymuş. Araştırma Merkezi’nden Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, siyasi liderlerin var olan kutuplaşmayı kullandığını, “Biz daha doğruyuz. Diğerlerini dinlemeye gerek yok” cümlelerini her taraftan duyar hale geldiklerini söylüyor. (Kaynak: Deutsche Welle)
Ve maalesef böyle bir ortamda, gerçeklik algısı da çok farklılaşıyor.
KORKU, KABAK GİBİ ORTAYA ÇIKIYOR
Görüşmelere katılanların siyasi tercih dağılımı şöyle: AKP’yi destekleyen % 43.4, CHP % 21.5, HDP % 9.3, MHP % 11.5, İYİ Parti % 4.4.
İnsanların en yakınlarıyla bile siyasi rejim hakkında konuşmaya çekindiği bir ortamda, siyasi tercihleri hakkında söylediklerinin ne kadarının doğruyu yansıttığından doğrusu emin olamadım.
Baskı ortamlarında gammazlanmaktan, ötekileştirilmeden, hedef haline getirilmekten duyulan korkuyu tespit edebilmek çok güç. İsminin gizli tutulacağına inansa bile ‘tedbiri elden bırakmayalım’ diyenler olabilir.
Ama bu korku, yaşanan derin baskı, başka sorularda zaten kabak gibi ortaya çıkıyor.
Mesela “ülkemiz iyi durumda” diyenler, şaşırtıcı olmayan biçimde iktidar ortağı olan AKP (% 79.5) ve MHP seçmeni (% 48.3)...
Buna rağmen ülkenin ve ailesinin gidişatının iyi olduğunu, olacağını düşünenlerin ortalama oranı, 2015’ten bu yana belirgin biçimde azalmış. İyi de nasıl oluyor şimdi? Hem hayatından memnunsun, hem de ailenin, ülkenin gidişatından endişelisin?
İlginçtir, “ifade özgürlüğünün kısıtlanması”ndan endişe duyanlar (% 75) işsiz kalma korkusunun (% 81.2) hemen ardından geliyor. Merak işte, soruyorum: Vatandaş ifade özgürlüğünden ne anlıyor?
KOMŞU ÜLKEYLE SAVAŞA GİRMEYE KORKAR, AMA...
Kutuplaştırma araştırmasının gösterdiği, Türkiye’nin kendini ahlaken diğerinden daha üstün gören, ötekiyle konuş(a)mayan, konuşmadığı için de nefret eden bir insan topluluğuna dönüştüğü.
‘Tek millet” sözünü ağızlarından düşürmeyenler, bu araştırmanın sonuçlarına bakıp eserleriyle gurur duyuyor olabilir mi? Ne de olsa tam da istedikleri kıvamda bir topluluk yaratmış gibiler... Sadece kendi gibi konuşanı dinleyen, kendi inandığı siyasileri konuşturan bir medyayı takip eden, sosyal medyada kendini ifade etse başının derde gireceğini bilen; suskun ve kopuk insan topluluğu.
Millet bu mu? Hani birlik, beraberlik, kardeşlik?
Çok ilginç bir sonuç, en çok endişe duyulan üç şeyin sıralaması:
1-Terör saldırısı olması (% 89, 2)- Ekonomik kriz çıkması (% 88.2)
3-Yakın komşularla savaşa girmek (% 84.5).
Buyrun bakalım, üçüncüsü oldu. Suriye topraklarına girdi TSK+ÖSO. Gerçi bu araştırma yapıldığında Afrin gündemde değildi... Mühim değil. Belli ki katılımcıların çoğunluğu, hangi partiden olursa olsun, şiddetten, krizden, komşuyla savaşmaktan çekiniyor.
Bugün “harekatı onaylıyor musun” diye sorsanız, emin olun en az yüzde 70-80’i destekler. Kendi ailesinden, arkadaşlarından, mahallesinden, iş çevresinden bile çekinen, en büyük korkusu işini, düzenini kaybetmek olan vatandaş ne yapacak?
Varol padişahım diye alkış tutacak tabii!
CELALETTİN CAN’DAN NE İSTİYORSUNUZ?
Bu araştırmanın sonuçlarını, dostum Celalettin Can’la konuşabilmeyi çok isterdim. 78’liler Girişimi Sözcüsü Can, barışa, diyaloğa, ötekinin ne dediğini duymaya ve anlamaya vargücüyle çalışan, Akiller Heyeti’nde yer almış bir sivil toplum gönüllüsüdür. Ancak 7 Şubat’tan beri gözaltında. Celalettin ve barışı savunan, “tek suçu” AKP hükümetinin bizzat desteklediği barış görüşmeleri için çaba göstermek olan her bir isim, bir an evvel serbest bırakılmalı. Toplumu daha da kutuplaştıracak, ilişki kurmayı imkansız hale getirecek, düşmanlaştıracak hedefler yaratmanın kimseye faydası yok. Size bile yok, iktidar yancıları.
(*) Araştırma, Kasım-Aralık 2017 tarihlerinde, 16 ilde 2 bin 4 yetişkinle yüz yüze görüşmeler yapılmış. Tamamı için:
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
22.06.2021